• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara 12 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 7 °C
  • Antalya 14 °C
  • İzmir 18 °C

Radyasyon korkusuyla mamografi çektirmemek meme kanserinin erken teşhisini engelliyor

Radyasyon korkusuyla mamografi çektirmemek meme kanserinin erken teşhisini engelliyor
Türk Radyoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Şebnem Örgüç:

"Bu gerçekten bir korku ve efsane haline gelmeye başladı. Radyasyon korkusu tıbbın yapabileceği hizmetleri engelleme noktasına kadar geldi. Hastalarıma, 'Radyasyondan niye korkuyorsunuz?' diyorum. 'Kanser yapar.' diyorlar. Evet, teorik olarak öyle bir risk var ama kanıtlanan, mamografinin yol açtığı meme kanseri henüz yok"

"Şu anki cihazlar eski sistemlere göre çok düşük oranda radyasyonla görüntüleri oluşturabildiği için artık bunu göz ardı edebilecek kadar rahat davranmak istiyoruz"

Türk Radyoloji Derneği (TÜRKRAD) Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Şebnem Örgüç, meme kanserini saptamak için kullanılan mamografi tekniğinin radyasyon yaydığı düşüncesinin tıbbi hizmetleri engellediğini, mamografinin kansere yol açtığı kanıtlanmış bir vaka olmadığını belirtti.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Örgüç, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) aracılığıyla tüm illerde mamografi taramaları yapıldığını ve Türkiye'de her 3 kadından 1'inin bu taramalara katıldığını söyledi.

Bu taramalarda bir problem görüldüğü takdirde hastaları ileri incelemeye yönlendirildiklerini anlatan Örgüç, bazı kadınların "radyasyon korkusu" nedeniyle bu taramalara katılmadığını anlattı.

Prof. Dr. İhsan Şebnem Örgüç, mamografinin radyasyona, dolayısıyla kansere yol açtığı yönündeki görüşü şöyle değerlendirdi:

"Bu gerçekten bir korku ve efsane haline gelmeye başladı diye düşünüyorum. Radyasyon korkusu tıbbın yapabileceği hizmetleri engelleme noktasına kadar geldi. Bana soran hastalarıma, 'Radyasyondan niye korkuyorsunuz?' diyorum. 'Kanser yapar.' diyorlar. Evet, teorik olarak öyle bir risk var ama kanıtlanan, mamografinin yol açtığı meme kanseri henüz yok. 'Üç saatlik bir uçuşta, mamografiye eş değer radyasyon alıyorsunuz. Bu nedenle uçağa binmekten geri duruyor musunuz?' diye soruyorum. 'Hayır.' diyorlar, şaşırıyorlar. Şu anki cihazlar eski sistemlere göre çok düşük oranda radyasyonla görüntüleri oluşturabildiği için artık bunu göz ardı edebilecek kadar rahat davranmak istiyoruz. Tabii ki kimseye gereksiz ve sık tetkik yapmak istemiyoruz. Ancak kadınlarımızın bu işleri zamanında yaptırması hayatları için çok değerli."

- Risk faktörü olanlar için taramada 30 yaş önemli

Mamografinin hangi yaş aralığında çektirilmesi gerektiğine yönelik farklı görüşler olduğunu anlatan Örgüç, kötü sonuçlar yaşanmasını önleme ve ölüm riskini azaltmada 40 yaşın önemli bir sınır olduğunu aktardı.

Prof. Dr. Örgüç, tarama programlarındaki yaş aralığının 70'e kadar sürdüğünü belirterek, "Yılda bir en iyi aralık. 70 yaş bir sınır gibi gözüküyor ama toplumda giderek artan yaşam süresi var. Dolayısıyla kadın sağlıklıysa, yaşam beklentisi 10 yılın üzerindeyse mamografi taramalarına devam etmesini istiyoruz." dedi.

Meme kanserinde en önemli risk faktörünün genler olduğunu, artık genetik taramaların da yapılabildiğini dile getiren Örgüç, risk faktörlerini şöyle sıraladı:

"Bazı genetik sendromlar var, bunların kapsamında da meme kanseri riski fazla olabiliyor. Aşırı hormon kullanmak gibi bazı nedenler de risk faktörü kabul ediliyor ama bunlar daha minör sebepler. 30 yaşından itibaren, eğer ömür boyu meme kanseri riski yüzde 20'nin üzerinde çıkıyorsa, 40 yaşına kadar beklemeniz doğru değil, biz sizi daha erken taramaya almalıyız diyoruz ve bu taramaları 30 gibi daha aşağı bir yaşa çekiyoruz."

Toplumda ve bazen hekimler arasında "40 yaşın altındakilere hiçbir zaman mamografi yapılmaz." şeklinde yanlış bir algı olduğuna da dikkati çeken Örgüç, 30 yaşında meme kanseri tanısı nedeniyle tedavisine başlanmış fakat hiç mamografi çekilmemiş hastalarla karşılaştığından bahsetti.

- Kanserin erken bulgusunu yakalayan en iyi yöntem mamografi

Prof. Dr. Örgüç, meme kanserinin en erken bulgusu ya da dokunun bozulduğunun ilk işaretinin, meme içinde toplu iğne başı gibi küçük kireçlenmeler olduğunu aktararak, bu kireçlenmeleri en iyi gösteren yöntemin de mamografi olduğunu söyledi.

Kitle oluşmadan ve kanser bir tümör haline dönüşmeden doku bozulmasının ilk işaretlerini mamografide bulabildiklerini, bu nedenle yüksek risk grubundaki hastalara mamografi uyguladıklarını belirten Örgüç, bunun yanı sıra manyetik rezonans görüntüleme (MR) ya da ultrasonu da kullandıklarını dile getirdi.

Taramanın hayatta kalma oranını artırdığına dikkati çeken Örgüç, "Zaten bu tarama programlarının ulusal bazda oluşturulmasındaki en önemli neden bu. Dünya Sağlık Örgütünün tarama programları için bazı kriterleri var. Bunlardan biri de taramanın işe yarıyor olduğunu, sağ kalımı ve hastalıksız yaşam süresini uzattığını kanıtlamanız gerekiyor. Bunlar dünya üzerinde yapılan çok fazla çalışmayla artık belirlenmiş durumda." diye konuştu.

Örgüç, 1990'larda tarama yapılan ve yapılmayan kadınlar arasında yaşam sürelerine bakılan bir çalışmaya işaret ederek, çok eski yöntemlerle bile bunun yüzde 25 arttığının görüldüğünü sözlerine ekledi.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 1761 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim