Anayasa Mahkemesi ile Danıştay'ın verdiği kararlar sonucu Tam Gün Yasası'nın kadük kalması, tartışmaları da beraberinde getirdi.
Uzmanlar, öğretim üyelerinin vakitlerinin önemli bir bölümünü muayenehanelerinde geçirdikleri için Türkiye'de tıp eğitiminin gelişemediğine dikkat çekiyor. Bu sebeple sağlık sistemindeki doktor açığı giderek artıyor. Rakamlar da bu tespiti doğruluyor. Almanya'da bir öğretim üyesine 22, İtalya'da 11 öğrenci düşerken Türkiye'de bu ortalama sadece 3,6. Aynı sayıda nüfusa sahip olduğumuz Almanya'da 3 bin 500 öğretim üyesi yaklaşık 80 bin tıp öğrencisi yetiştirirken, Türkiye'deki 9 bin öğretim üyesi ancak 32 bin öğrenci yetiştirebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre de Türkiye'nin nüfusuna oranla her yıl 14 bin tıp mezunu vermesi gerekiyor, ancak şu anki rakam yalnızca 4 bin 500. Bütün bu veriler, Türkiye'nin tıp eğitiminde geri kalmışlığını ortaya koyuyor. Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'deki hekim açığının temelinde yatan sorunun muayenehanecilik sistemi olduğunu söylüyor. Muayenehanecilikten yüzünden tıp eğitiminin geleceğinin olumsuz etkilendiğini belirten Kaçar, "Öğretim görevlisi başına düşen öğrenci sayısı açısından birçok AB ülkesinden daha iyi durumda olduğumuz halde, profesör görmeden mezun olan tıbbiyeli gerçeği de maalesef ülkemize aittir." diyor.
Türkiye'de uzun yıllardan beri devam eden muayenehanecilik sistemi, hem devleti, hem tıp eğitimini hem de vatandaşı mağdur ediyor. Halen devam eden sisteme göre devlet hastanesinde ya da üniversite hastanelerinde çalışan doktorlar, devletten maaş almalarına karşın vakitlerinin büyük bölümünü özel muayenehanelerinde geçiriyor. Devlet ya da üniversite hastanesinde tedavi olacak hasta, önce doktorun muayenehanesine gidiyor. Hastaların tamamına yakınında, 'doktorun özel muayenehanesine gitmezsem iyi tedavi olamam' düşüncesi hakim. Doktorların önemli bir bölümü de kamudaki hastaneye tedaviye gelen hastayı önce muayenehanesine yönlendiriyor. Sağlık Bakanlığı, doktorların muayenehanelerini kapatmalarını öngören Tam Gün Yasası ile muayenehanecilik sistemine neşter vurmayı planıyordu. Ancak yasa Anayasa Mahkemesi ile Danıştay'a takıldı. Anayasa Mahkemesi'nin kanundaki üniversite üyelerinin muayenehane açmalarını yasaklayan maddeyi iptal etmesinin ardından Danıştay, bütün doktorların mevcut düzende olduğu gibi muayenehane açabileceğine hükmetti.
Mahkeme kararlarıyla vatandaşın özel muayenehanelere gitmeye mecbur bırakılmasına tepki gösteren Mahmut Kaçar, "Muayenehanecilik geçmişte yaşanan kötü örnekler nedeniyle Türkiye'de meşru zeminini kaybetmiştir. Sağlık sistemi muayenehanecilikte ısrarı kaldıracak lükse sahip değildir." diye konuşuyor. Muayenehane lobisinin, kamuda özveriyle çalışan hekim ve hekim dışı çalışanların sorunlarını gölgelemesine izin verilmemesini isteyen Kaçar, şöyle devam ediyor: "Asıl mücadele edilmesi gereken, hekimlerimizin ait oldukları yerlerde haklarının ve çalışma koşullarının en üst düzeyde sağlanmasıdır. Hekimlerin ait olduğu yer hastanelerdir. Üniversite öğretim görevlilerinin ait oldukları yer üniversite hastaneleri ve tıp fakültelerindeki dersliklerdir."
