Tüm çabalara rağmen ne yazık ki hala gebeliklerin % 7-10 ‘u zamanından önce sonlanır. Günümüzde kadın doğum bilimindeki tüm gelişmelere ve yoğun takibe rağmen bazen erken doğum kaçınılmaz olmaktadır. Neonatoloji bilim dalındaki gelişmeler ve Yenidoğan Yoğum Bakım teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak, artık çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin birçoğu yaşatılmaktadır. Türkiye’de de doğum ağırlığı 750-1000 gram olan bebeklerde yaşam ihtimali % 50-80 civarındadır.
Erken doğan bebeklerin neredeyse tüm organları ve bağışıklık sistemi de yeterince gelişmeden doğar. Gerek bu nedenle, gerek yoğun bakımda uygulanan bazı tedaviler sonucu prematüre bebeklerin, gerek erken dönemde, gerek yaşam boyu bazı sağlık sorunları olabilir ve bu nedenle özel takibe ihtiyaç duyabilirler.
1. Kronik Akciğer Hastalığı (BPD=Bronko Pulmoner Displazi)
Erken doğan bebeklerin birçoğu ilk günler ve haftalarda de suni solunum cihazı desteğiyle hayatlarını sürdürürler, uzun süre yüksek seviyede oksijen tedavisi almaları gerekebilir. Bu tedaviler sırasında cihazın basıncına ve yüksek doz oksijenin toksik etkilerine bağlı olarak henüz tam olarak gelişmemiş akciğer dokusu ve hava yollarında bazı hasarlar gelişebilir. Erken doğan bir bebeğe “kronik akciğer hastalığı “ tanısı koyabilmek için bebeğin 28 günlükken hala oksijen tedavisine ihtiyaç duyması gerekir. Gelişmiş ülkelerde çok düşük doğum ağırlıklı bebekler arasında BPD sıklığı % 23 civarındadır ve gebelik haftası ve doğum kilosu ne kadar düşükse bu oran o kadar yükselir.
BPD’li olan bebekler taburcu olduktan sonra sıklıkla tekrar hastaneye yatmak zorunda kalırlar. Bu bebeklerin evinde pasif sigara dumanından ve enfeksiyonlardan mutlaka korunmaları gerekir. Bu bebekler 6 ayına geldikten sonra grip aşısı önerilir. Özellikle RSV(Respiratory Sintitial Virus) ye bağlı bronşiolit enfeksiyonundan korunmak için bu bebeklere Kasım–Nisan ayları arasında 6 ay boyunca, ayda 1 kez RSV antikorları içeren palivizumab (Synagis) isimli ilacın yapılması RSV’ye bağlı hastaneye yatışları belirgin oranda azaltır. Ayrıca zaman içinde Akciğer dokusunun kendini tamir etmesiyle, kronik akciğer hastalığı süt çocukluğu döneminde geriler, hastaların büyük çoğunluğunda akciğer fonksiyonlarında düzelme olur.