Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde görülme oranları giderek artan kalp yetersizliğinin önemli bir halk sağlığı problemi olması bakımından, bu konudaki toplumsal farkındalığın artırılması son derece önem arz ediyor. 7-13 Mayıs Kalp Yetersizliği Farkındalık Haftası sebebiyle görüş bildiren Prof. Dr. Cihangir Kaymaz genellikle kronik ve ilerleyici olan bu hastalığın beş yıllık yaşam beklentisinin bazı evrelerde %50'ye kadar düştüğünü belirterek kalp yetersizliği hastalarında zatürre riskinin arttığı konusunda uyardı.
7-13 Mayıs Kalp Yetersizliği Farkındalık Haftası sebebiyle görüş bildiren Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Cihangir Kaymaz kalp yetersizliğini şöyle açıkladı: “Kalp yetersizliği önemli bir halk sağlığı problemidir. Kalp yetersizliği tanım olarak kompleks bir durum olup, kalp kasının kasılmasında veya gevşeme işlevinin yetersiz olması ile oluşan klinik bir sendromdur. Kalp yetersizliği genellikle kronik ve ilerleyicidir. Tüm dünyada yaşam beklentisinde uzama ve yaşam şekli değişikliği ile sıklığı artmaktadır.”
Hastalığın görülme sıklığının Türkiye'de artması bekleniyor
Prof. Dr. Kaymaz, kalp yetersizliğine dair Türkiye ve dünya verilerine değinerek ülkemizde hastalığın görülme sıklığında bir artış beklendiğini kaydederek şu verilere değindi: “Dünyada kalp yetersizliği sıklığı %2 civarında olup bu rakamlar genel popülasyon değerleridir. Ülkemizde ise hastalığın görülme sıklığı 2011 yılında gerçekleştirilen HAPPY çalışmasına göre semptomu olanlarda %2,9, semptomu olmayan kişilerde ise %4.9 olarak tespit edilmiştir. Ülkemizde yaşlı nüfusun artması sebebiyle kalp yetersizliği görülme sıklığının da artması beklenmektedir.”
Pnömokok hastalıkları kalp yetersizliği nedeniyle ölüm riskini artıyor
Kalp yetersizliğinde tedavide ilerlemelere ve önleyici uygulamalara rağmen ölüm oranı hala yüksek. Prof. Dr. Kaymaz bu klinik durumda zatürre (pnömokok) aşılanması ile bazı ölümlerden kurtulmanın mümkün olduğunu belirterek pnömokok hastalık riskleri hakkında önemli bilgiler verdi: “Pnömokok etkeni ilk olarak Pasteur tarafından 1881 de keşfedilmiştir. Pnömokok enfeksiyonu genelde kış aylarında burunda ve boğazda taşıyıcı olanlardan diğer kişilere solunum yolu ile bulaşır. Hafif olarak kulak enfeksiyonu, yapabilirken, bazen de ciddi pnömokok zatürresi ve menenjite, bazen de ölümlere neden olabilmektedir. Pnömokok enfeksiyonlarının dünyada yılda 1,6 milyon kişinin ölümüne neden olduğu düşünülmektedir.”
Pnömokok enfeksiyonlarının ölümcül sonuçlar doğurabileceği kalp ve damar hastaları üzerindeki etkisine değinen Prof. Kaymaz, “Pnömokok enfeksiyonu sağlıklı kişilerde ve kalp damar hastalıklarında damarda kötü kolesterolün hücreye girişini artırarak damarda tıkanıklık eğilimini artırabilme ihtimali nedeniyle kalp yetersizliğinde artışa ya da kalp fonksiyonunda azalmaya sebep olabilir. Pnömokok enfeksiyonu daha önceden kalp yetersizliği olan hastalarda hastaneye yatış gerekliliğini artırırken ölüme sebep verme ihtimalini de artırıyor. Ters çan eğrisi şeklinde çocuklukta ve özellikle ilk yaşlardaki yüksek ölüm oranı adölesan çağla birlikte azalırken elli-altmış yaşından itibaren tekrar belirgin şekilde artış gösteriyor. Bu enfeksiyon, kalp yetersizliği gibi ek hastalığı olanlarda bu yaşlardan önce de ciddi sonuçlar doğurabilen ciddi bir enfeksiyon sebebidir” şeklinde konuştu.
Kalp yetersizliği hastalarına pnömokok/zatürre aşısı uygulanması ölüm, sakatlık ve hastaneye yatış oranlarını düşürüyor
Prof. Dr. Kaymaz, T.C. Sağlık Bakanlığının risk grubu aşılama duyurusunda olduğu gibi pnömokok aşılarını 65 yaş üstü herkese, 65 yaş altında ise kalp yetersizliği gibi kronik hastalığı olan kişilere önerdiğine vurgu yaparak ülkemizde erişkinlerde aşılanma oranının %2 olduğunu, bu rakamın yaşlı nüfus göz önüne alındığında çok yetersiz olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kaymaz, “Kalp yetersizliği gibi kronik hastalıklarda genel olarak iyileşmenin daha zor, uzun ve enfeksiyona yanıtın ağır olabilmesi nedeniyle aşılanma önerilmektedir. Ayrıca yeni tip konjüge olan aşıların, burun boğazda taşıyıcılığı azaltması da bir avantajdır ve hasta yakınlarına hastalık bulaşmasını azaltabilir. Dahası, aşılanma ile kalp yetersizliğinde ölüm, sakatlık ve hastaneye yatışları azaltmada katkı sunabilir” şeklinde konuştu.
Kalp yetersizliği hastaları bilgisayar destekli uyarı sistemiyle aşı birimine yönlendiriliyor ve ücretsiz aşılarını oluyorlar
Prof. Dr. Kaymaz Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran erişkin hastaların aşılara ulaşımıyla ilgili bilgiler verdi. Kaymaz şunları söyledi: “Kurumumuzda Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Müdürlüğünün hazırlamış olduğu aşı programı ile uyumlu olarak, hastanın kalp yetersizliği teşhisinin bilgisayar sistemine girilmesiyle birlikte, sistem otomatik olarak hekime uyarıda bulunuyor ve böylece hastanın aşı birimine yönlendirilmesi ve ücretsiz şekilde aşılanması sağlanıyor. Bilgisayar destekli uyarı sistemiyle hastaların aşı birimine yönlendirilmesinin sağlanması ülkemizdeki diğer hastanelerde de uygulanabilir. Bu sayede hastalarımızın önlenebilir sebepler nedeniyle hayatını kaybetmesi engellenebilir.”