Mehmet Müezzinoğlu, şehir hastanelerinin sağlıkta özelleştirmeyi beraberinde getireceği yönündeki söylemlere açıklık getirdi. Kamu özel işbirliğinin ürünü olacak şehir hastanelerinin tamamlandığında, alt yapı ve teknik donanımı, yüksek kalitesi ile adeta bulunduğu şehrin yaşam kaynağı olacağını belirten Müezzinoğlu, “Bu uygulama ile devletin birçok alanda yükü azaltılarak, örneğin, sağlık gibi hayati bir konuda hizmet kalitesinin standartları artması sağlanıyor. Ülkemizin sağlık altyapısı dikkate alındığında, şehir hastaneleri gibi önemli projelerin uygulanması için özel sektörün sermaye ve tecrübesinde yararlanarak kısa bir sürede sonuç almak istedik. Şehir hastanelerinin temelini atmaya başladığımızda, ‘sağlıkta özelleştirme’ gibi mesnetsiz yorumlar yapıldı” dedi.
Kamu özel ortaklığıyla yapılan bir projenin özelleştirme olarak yansıtılmasının, kötü niyetin göstergesi olarak değerlendiren Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kampus şeklinde inşa edilecek hastanelerin bütün fiziki donanımları, bakımları, tıbbi cihazlar ve zaman içinde yenilerinin tedariki tamamıyla yüklenici firma tarafından sağlanacaktır. Şeffaf ve herkese açık ihaleler sonucunda belirlenen yüklenici firmalar anahtar teslimi yaptıktan sonra ihale bedelini 25 yıl içinde ödeyeceğiz. Her şeyiyle tamamlanmış dev sağlık kuruluşlarını anahtar teslimi aldıktan sonra ödemelerini kira öder gibi yapacağız. 25. yılın sonunda ise söz konusu hastaneler bütünüyle sağlık bakanlığı’na devredilecektir. Ciddi bir denetime açık olan bu süreçte kazanan taraf tabii ki kamu yani devlet olacaktır. Şimdi, gerçek bu kadar ortadayken şehir hastanelerinin özeleştirmeyi beraberinde getireceğini nasıl savunacaksınız?”
MEMNUNİYET ORANI YÜZDE 75
Mehmet Müezzinoğlu, sağlık alanında yapılan çalışmalara da değinerek, 11 yıl öncesinde yürekleri acıtan ve hiçbir zaman Türkiye’ye yakışmayan bir sağlık anlayışının söz konusu olduğunu vurguladı. “İktidara geldiğimizde buna son vermemiz gerekiyordu” diyen Mehmet Müezzinoğlu, şu açıklamaları yaptı:
“Zira milletimize verilmiş sözümüz, ilklerin kaynağı olacak projelerimiz vardı. Hakkaniyetli, erişilebilir ve sürdürülebilir bir sağlık hizmetinin lütuf olmadığını, en temel hak olduğunu ete kemiğe bürümeliydik. Şükürler olsun ki o gün verdiğimiz sözleri bugün yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. 11 yıl önce bugün yapılanlar sıralansaydı kimseyi inandıramazdınız. Örneğin, inşaatı devam eden 3 bin 600 yatak kapasitesiyle Avrupa’nın en büyük sağlık kuruluşu olan Etlik Şehir Hastanesi’nin yapılacağını söyleseydiniz, kimse inanmazdı. İşte bir dönem hayal bile edilmeyecekleri bugün bir bir hayata geçiriyoruz. İnsanı merkeze alan bu hizmetlerimizin sonucunda sağlıktaki memnuniyet oranı yüzde 39,5’ten 75’e çıktı. Bu da doğru bir yolda olduğumuzun en iyi göstergesi oldu.”
2014 'SAĞLIK YAŞAM VE HAREKET YILI"
Mehmet Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın 2014 yılındaki çalışmaları hakkında da şunları söyledi:
“Bakanlık olarak sadece 2014 için değil, Türkiye’nin 2023 Vizyonu’na uygun bir sağlık misyonunun alt yapısını oluşturuyoruz. 2014’ü ‘Sağlıklı Yaşam ve Hareket Yılı’ ilan ederek bu yıl için ilk adımı attık. Zira değişen yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarına paralel olarak ortaya çıkan obezite, diyabet ve kalp gibi toplum sağlığını tehdit eden hastalıklarla mücadelenin en etkin yöntemi hareket ve doğru beslenmedir. Yıl boyunca bu kapsamda ülke genelinde geniş kapsamlı birçok etkinlik yapacağız. Yaşam alanlarımızın ve kentlerimizin sağlıklı bir yaşama uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için de yerel yöneticiler başta olmak üzere paydaşlarımızla birlikte çalışmalar yapacağız. Bakanlık olarak önceliğimiz vatandaşlarımızı ruh ve bedenen her türlü hastalığa karşı korumaktır. Buna rağmen olası bir hastalık karşısında ise çağın koşullarına uygun teknoloji ve alt yapıyla donatılmış sağlık merkezlerimizde etkin tedavi yöntemlerini vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Örneğin, yakın bir zaman önce doku tiplemesinin yapılabilmesi için gerekli laboratuvarların ihalesini yaptık. Bunun yanında ülkemiz için büyük bir sorun olan organ bağışları konusuna da istediğimiz düzeyi yakalamamız gerekiyor. Bunun için de Bakanlığımızın koordinatörlüğünde yerel yöneticiler ve din adamları gibi kanat önderlerini içine alan geniş kapsamlı bir kampanya başlattık. 2014 yılında yapılacak bu çalışmalar, organ nakli bekleyen yaklaşık 24 bin vatandaşımızın sağlıklarına kavuşabilmeleri için yaşam kaynağı olacağını temenni ediyorum.”
KHB, ÖRNEK MODEL OLACAK
Mehmet Müezzinoğlu, kuruluşunun ikinci yılına giren Kamu Hastane Birlikleri’nin (KHB) geleceğini de değerlendirdi:
“KHB, daha kaliteli sağlık hizmeti sunmak, vatandaşın ve sağlık çalışanlarının işini kolaylaştırmak, bu hastanelerdeki giderlerin finansmanını sürdürülebilir hale getirmek gibi son derece çağdaş yaklaşımlar üzerine kurulmuştur. Sorunlara yerinde çözüm üretimi, bürokrasinin azaltılması, hizmet maliyetinin düşürülmesi yanında hizmet alan ve sunanların memnuniyetinin arttığı bir gelecek hedeflenmektedir. KHB ile vatandaş memnuniyetini merkeze alan, yönetim yerine yönetişim esasları doğrultusunda hizmet veren yeni bir anlayış geliştirdik. Tıbbi cihaz ve insan gücünü bir merkezden planlayarak, vatandaşlarımız açısından; etkin, verimli ve hakkaniyetli bir uygulama başlattık. Böyle bir sistemi kurgularken, günü kurtarma adına ucuz bir politikanın içine asla girmedik. Ciddi bir fizibilite çalışması, yoğun bir emek sarf edilen bu modelin gelecekte sağlık hizmeti alanında nasıl bir yer edineceğinin de hesaplarını yaptık. Daha birinci yılını tamamlayan bu modelimiz, öngörülerimizi boşa çıkarmadığı gibi gelecek adına da ciddi bir motivasyon sağladı. Ayakları yere sağlam basan ve kısa zamanda sonuç aldığımız KHB, yönetim modeli, gelecekte de aynı performansı sağlayacak ve Türkiye’nin sağlık hizmet alanına ciddi katkılar sunacaktır. Ak Parti hükümetleriyle birlikte sağlıkta elde ettiğimiz başarıları inceleyen, ülkelerinde uygulamak isteyen devletler var. Öyle zannediyorum ki KHB de yakın bir zaman sonra örnek bir rol model olacaktır.”
