Sizlerle, başımdan geçen bir olayı ve bu olayın sonucunda da sigorta şirketlerinin özel sağlık sigortasından nasıl zarar ettiklerine şahit olduğumu paylaşmak istiyorum. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Maalesef, bu sorunun çözümü olduğunu da zannetmiyorum.
Çarşamba akşamıydı… Saat 08.00 suları. Yakın arkadaşımı şiddetli karın ağrısı nedeniyle acilen hastaneye götürdük. Hastane adı vermeyeceğim. Çünkü yaşanan sorun, tek bir özel hastaneyle ilgili değil. Ama şu kadarını söyleyebilirim, tanınmış hastane zincirlerinden birisi ve bu gittiğimiz hastaneyi de yeni açtılar. Akşam saati olduğundan dolayı acile girdik. Kapıda karşılandık ve muayene odasına alındık. İsim, doğum tarihi, tansiyon, ateş falan gibi ön kayıt işlemlerinden sonra asıl doktor geldi. Küçük bir muayenenin hemen ardından sırasıyla tahliller başladı. Bu arada koldan bir ağrı kesici hemen ardından da serum… Sonrasında muayene odamız değişti, bizi bir başka odaya aldılar ve tahlillerin neticesini beklemeye başladık. Yarım saat sonra bize bakan doktor geldi ve tahlillerin temiz çıktığını söyledi, ardından da “Sizi bir başka arkadaşımıza sevk edeceğim, onun mutlaka görmesi lazım” dedi ve çıktı. Daha çıkar çıkmaz kapıda tekerlekli sandalyeli bir görevli belirdi ve bizi aldığı gibi uzmanlık alanı bir başka doktora götürdü. Uzun muayenenin ardından geçtik doktorun karşısına ve başladık dinlemeye: “Bizim açımızdan sorun gözükmüyor, iyisiniz. Birkaç şey bulduk ama bunlar herkeste olabilir. Yani, önemsiz.” Yine oturduk tekerlekli sandalyeye, döndük odamıza ve yatağımıza. Birkaç dakika sonra ilk muayene eden doktor kapıda belirdi… “Doktor arkadaşımla konuştuk sorun gözükmüyormuş” dedi ve ardından da ekledi: “Cerrah bir arkadaşımız var, onun da görmesi gerekiyor.”
Beklenen cerrah da eldi. Aynı muayene başladı. Ve beklenen yorum geldi: “Anlayabilmem için tomografiye ihtiyacım var. Önce normalini yaparız, ardından da ilaçlısını.” Bu arada söylemeyi unuttum. Maalesef, arkadaşımın özel sağlık sigortası bulunmuyor. Anlayacağınız tüm masraflar cepten.
Şoke olduğum an
Doktor tomografiye ihtiyaç duyulduğunu söyledikten sonra odadan çıktı. Biz de düşünmeye başladık, gerçekten de tomografiye ihtiyaç var mı, yok mu?
Tam bu sırada odanın kapısında başka bir görevli, elinde kâğıtlarla belirdi. Merak edip, yanına gittim. Elindeki kâğıdı uzattı ve ‘Bunu imzalamanız gerekiyor, hastayı öyle tomografiye sokacağız’ dedi. Kâğıda baktım ve şoke oldum. Hastanede kaldığımız süre daha bir saat bile olmamıştı… Üç doktor muayenesi, tahliller dahil
o ana kadar işledikleri para, bin lirayı çoktan geçmişti. Ben o şok içinde kâğıda bakıp, anlamaya çalışırken, görevli bu arada anlatıyordu: “Tomografinin bedeli bin 500 lira. Ama bu fiyat daha da artabilir. Eğer ilaçlısı olursa bu fiyatın üzerine o bedelleri de koyacağız ama rakamınız şimdilik bu. Onaylarsanız, hastayı tomografiye götüreceğiz.” Şimdilik bu dediği rakam, 3 bin TL’ye yakın. Ve daha da artabilirmiş.
İnanın, insan öyle ikilemde kalıyor ki. Tomografiye de girilip, binlerce lira verilmeli mi? Yoksa, bir an önce hastaneden çıkıp gidilmeli mi?
Bir ağrıyla girdiğimiz kapıdan, o zamana kadar oluşan bin liralık faturayı ödeyip çıktık. Eczaneden ağrı kesici aldık ve evin yolunu tuttuk. Sonrasını anlatmama gerek yok herhalde, tahmin ediyorsunuzdur.
Ama şunu söyleyebilirim. Eğer özel sağlık sigortamız olsaydı, tomografiyi de çektirirdik. Ondan da sonuç alamayacağımız için diğer tetkikleri de yaptırırdık. Tahmin ediyorum o gece sigorta şirketine 5 bin TL’nin çok üzerinde bir maliyet çıkardık.
Noyan Doğan
Radikal