İstanbul Tabip Odası ve İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu, bugün (05.10.2010) Özel Hekimlik alanında yaşanan sıkıntılara ilişkin bir basın açıklaması düzenledi.
Toplantıya, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hasan Oğan ve İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu Koordinatörü Dr. Pelin Demirci katıldı.
Yapılan toplantıda, özel hekimlik alanının, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bir parçası olarak denetimsiz ve kontrolsüz büyümesiyle, hekimlerin hak ettiği ücretlerde sistematik ücret gaspının yaşandığına işaret edildi.
Katılımcılar, hekimleri dar boğaza sokan, çalışma barışını kökten etkileyen ve neticesinde de nitelikli sağlık hizmetini engelleyen bu uygulamalara karşı İstanbul Tabip Odası olarak her zaman olduğu gibi bu alanda da tüm demokratik mücadele yöntemlerininb kullanılacağını ifade ettiler.
Basın Açıklaması
ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜNDE “SİSTEMATİK ÜCRET GASPI”
Özel sağlık sermayesi Hekimler başta olmak üzere tüm çalışanlarının en doğal hakları olan ücretlerini ödememeyi alışkanlık haline getirdi!
Sağlıkta Dönüşüm Programı sonucu sağlık alanının özelleştirilmesine bağlı olarak hızla gelişen ve tekelleşen ulusal-uluslararası özel sağlık sermayesi kapitalizmin en katı kurallarını uygulamaktadır.
Ülkemizde ulusal ve uluslararası sermaye gerek birleşmeler ve satın almalar yoluyla gerekse de yabancı sigortalı hasta tedavisi üzerinden önemli ortaklıklar kurdu. Alandaki birçok önemli sağlık kuruluşu %40 – 45 oranında yabancı sermaye ile ortaklığını resmen belgeledi.
Siyasi iktidarın özel sağlık sektörünün oluşması için kamu kaynakları ve olanaklarını sonuna kadar kullandırdığı özel sağlık sektörü, hekim emeğini bir gider olarak görmekte, bu nedenle de hekim emeğini ucuzlatma ve değersizleştirmek istemektedir.
Süreçte sektör, uzman hekim ihtiyacını kamudan daha fazla ücret vererek gidermeye çalışmış, iktidar da uzmanlık kadrolarının artması için önemli adımlar atmıştı.
Ancak özel sağlık sektörü belirli ölçüde hekim istihdamını tamamladıktan sonra hızla kriz, maliyet ve yatırım sorunları gibi gerçeğe dayalı olmayan gerekçelerle hekim ücretlerini %10 – 30 oranlarında azaltma yoluna gitti.
Hekimler açısından ücretlerdeki azalmanın yanı sıra iş güvencesi tamamen ortadan kalktı ve hekimin çalışma koşulları daha da ağırlaştı. Özel sağlık sektöründe hekimlere içeriği mevcut yasalara uygun olmayan, usulen imzalanan sözleşmelerle özlük haklarından yoksun bir çalışma sistemi dayatıldı.
Birçok hekim sigorta primini işveren yerine kendisi ödemekte, yıllık izni için ücretini yine kendi ödediği diğer bir hekimi bulmaya zorlanmaktadır.
Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra özel sektörde çalışan hekimlerin kazanılmış hakları, ücretleri bazı hastane sahipleri - şirketleri tarafından gasp edilmektedir. Yıllardır sürdürülen bu gasp diğer hastane grupları tarafından da yaygın bir şekilde uygulanır hale gelmiştir.
Böylece nitelikli ücret gaspı yöntemiyle bazı hastane gurupları hekimler ve diğer sağlık çalışanlarının emeği üzerinden kendilerine sermaye oluşturmakta ve sağlık çalışanlarını kendilerine bağımlı kılmaktadır.
Bu çalıştırma yönteminin hekimler başta olmak üzere burada hizmet vermekte olan tüm çalışanlar için ruhsal ve bedensel sıkıntılara yol açtığı aşikardır. Ücretini alamayan, izin kullanamayan ve kendini asgari düzeyde güvende hissetmeyen bir hekimin vereceği sağlık hizmetinin niteliğinin de etkilenmesi kaçınılmaz olmaktadır. İş huzuru olmayan bir kuruluşun verdiği hizmetin halkın sağlık hakkına etkisi önemsenmesi gereken bir sorundur.
Tüm bu gerekçelerle bu sömürü yöntemini, yani, iş kanunu, evrensel hukuk ve teamüllere aykırı olarak, yıllık izin başta olmak üzere en temel haklarının işlevsizleştirilmesini ve 4-6-8 aylık hekim ücretlerinin bilinçli olarak ödenmemesini bir tesadüf değil, “SİSTEMATİK ÜCRET GASPI “ olarak değerlendiriyoruz.
Çünkü bu yöntem sistematik olarak;
- Tüm çalışanlara uygulanmaktadır.
- Uzun süredir ve sürekli uygulanmaktadır.
- Hekim genelde sözleşmesiz çalıştırılmakta, sözleşme taraflar arasında sözlü olarak yapılmakta, yasal zorunluluk durumlarında ise çok kısıtlı maddeler içermektedir.
- Hastane sahibi ve/veya sorumlu müdürün hekim olması kötüye kullanılmakta ve çalışanın meslektaş olunduğu için güven duymasına yönelik konuşmalarına yol açmaktadır.
- 4 ya da 6 aylık sürelerde ekip/kadro değişikliğine gidilerek, hekimler bezdirilerek iş değiştirmeleri sağlanmakta ve neredeyse bazı bölümlerde hiç ücret ödemeden yürütülen bir çalıştırma sistemi kurulmuş olmaktadır.
- Hekimler ücretlerini alabilmek için muayenehane açılışı yapmaya veya şirket kurarak makbuz/fatura düzenlemeye zorlanmaktadır.
- İşveren tarafından ödenmesi gereken sigorta primleri hekim ücretinden kesilmekte ve çalışana ödettirilmektedir.
- Hekimlerin hakları için yaptıkları müracaatlar geri çevrilmekte, tehdit edilerek işten ayrılmaya zorlanmaktadır.
- Çeşitli uyarılara rağmen uygulayıcılar bu yöntemi hala sürdürmeye devam etmektedir.
Sistematik ücret gaspı ile sermaye sağlık çalışanının emeği üzerinden kendine ek kaynak yaratmaktadır.
Örneğin; 100 çalışanlı bir özel sağlık kurumu temel alındığında aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktadır.
ÇALIŞAN | SAYI | ORTALAMA AYLIK ÜCRET | TOPLAM ÜCRET | 2 AYLIK TOPLAM TUTAR | 4 AYLIK TOPLAM TUTAR |
HEKİM | 20 | 6.000 | 120.000 | 240.000 | 480.000 |
SAĞLIK PERSONELİ | 40 | 1.800 | 72.000 | 144.000 | 288.000 |
DİĞER ÇALIŞAN | 40 | 1.000 | 40.000 | 80.000 | 160.000 |
TOPLAM | 100 | 8.800 | 232.000 | 464.000 | 928.000 |
Yukarıdaki tabloda da görüleceği gibi bu yöntemin 4 aylık periyodlarla uygulanması ( ki daha fazla uygulandığı dönemler olabilmektedir!) ile işverenler 928.000 TL ( eski hesapla 928 milyar lira) parayı gasp etmiş olmaktadır. Bugüne dek hekimlerin iyi niyetlerine bağlı olarak sürdürülen “Sistematik Ücret Gaspı” olayına bundan sonra İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği olarak izin vermeyeceğiz.
Bu yöntemle hekim emeğini çalan tüm hastane gruplarına karşı her türlü demokratik ve hukuksal mücadeleyi hekimlerle birlikte sürdüreceğiz.
Bu mücadele sürecinde;
- Yaptığımız tüm uyarılara rağmen “Sistematik Ücret Gaspı” yöntemiyle hekim emeğini çalanları kamuoyuna ve de tüm hekimlere bildireceğiz. Hekimlerimizi bu hastanelerle ilgili uyaracağız.
- Hukuki girişimleri sürdürüp suç duyurusunda bulunacağız, dava açacağız.
- Hekimlerle birlikte ücretlerini ve özlük haklarını savunacak, halkın nitelikli bir sağlık hizmetine engelleme ve sınırlamalar olmadan kavuşması için şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu
İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu