Türkiye'nin ilk ve tek otizmli radyo programcısı Muhammed Emirhan Güngör: "Sadece 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde değil, her gün anlaşılmalı ve ötekileştirilmemeliyiz. Ben bunu insanlara anlatmaya çalışıyorum"
"Çok ayrımcılığa uğradım, hala uğramaya devam ediyorum. Otizm denilince insanların aklına 'Bize zarar verebilir' düşüncesi geliyor"
Güngör, AA muhabirine, otizmli birey olarak radyo programcılığı hayalini gerçekleştirmesini ve engelli bireylere yönelik farkındalık oluşturma çabasını anlattı.
Kocaeli'de dünyaya gelip büyüdüğünü belirten Güngör, küçüklüğünden bu yana basın sektörünü yakından takip ettiğini söyledi.
Güngör, "çok yaramaz ve hiperaktif" bir çocuk olduğunu aktararak, "Otizmli olduğumu, küçük yaşlarda dosyaları karıştırırken sağlık raporuma denk gelince öğrendim. Daha önce ailem bana söylememişti. Herhalde söylemek istemiyorlardı. Çocukken çok yaramazdım ama televizyon ve gazeteye ilgim vardı. Beş yaşından beri radyo dinliyorum. Çocukluğumdan lise dönemime kadar her hafta sonu koşa koşa gazete almaya giderdim." diye konuştu.
- "Programda engelli bireylerin sorunlarına çözüm aramaya çalışıyorum"
Bazılarının otizmli olduğu için kendisini dışlayıp ötekileştirdiğini dile getiren Güngör, "Sadece 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü'nde ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde değil, her gün anlaşılmalı ve ötekileştirilmemeliyiz. Bunu insanlara anlatmaya çalışıyorum." ifadesini kullandı.
Güngör, Kocaeli'deki bir radyoda yaklaşık 2 yıldır "Engelsiz Yaşam" adında program sunduğundan bahsederek, şöyle devam etti:
"Bu programda engelli bireylerin sorunlarına çözüm aramaya çalışıyorum. Sağlık sektöründen veya sivil toplum kuruluşlarından uzman isimlerle engelli yaşama dair konuşuyoruz. Çok olumlu tepkiler aldım. İnsanlar programımı severek dinliyor. Hedeflerim arasında ulusal radyo ve televizyon kurumlarında çalışmak var. Staj yaparak tecrübe kazanmak istiyorum ve bir müzik programı yapmak istiyorum."
- "Otizmli olduğum için geçiştirdiklerini düşündüm"
Özellikle lise döneminden sonra ayrımcılık ve ötekileştirme yaşadığının altını çizen Güngör, "Ayrımcılığa çok uğradım, hala daha uğramaya devam ediyorum. Otizm denilince insanların aklına 'Bize zarar verebilir' düşüncesi geliyor. Bize farklı bakılıyor." şeklinde konuştu.
Güngör, ailesinin radyocu olmasını gelir elde etmekte zorlanabileceği düşüncesiyle istemediğini anlatarak şunları kaydetti:
"Radyoculuktan önce 2 sene başka işlerde çalıştım. Bir lokantada garsonluk deneyimim oldu. Daha sonra pişmaniye fabrikasında çalıştım. İşten çok sıkılmıştım, 'artık hayatımın işini yapmalıyım' diye düşünüyordum. Radyocu olabilmek için pişmaniye fabrikasından kaçtım. İzmit'teki radyolara gittim ama programcı almadıklarını söylediler ancak otizmli olduğum için geçiştirdiklerini düşündüm. Sonunda Türk halk müziği çalan bir radyo beni kabul etti. Orada radyo programlarının nasıl yapıldığını öğrendim. 25 Mayıs 2019'da Türkiye'nin ilk ve tek otizmli radyo programcısı oldum."
- "Otizmli bireyler beni örnek alıyor"
Çevresinin geniş olduğunu ancak yeni bir insanla tanıştığında kendisine karşı ön yargı hissettiğini belirten Güngör, "İnsanlar bizi fark etsin ve fırsat versin. Fırsat verildikçe neler yapabildiğimizi görecekler. Engelliler ve otizmliler bir gün değil her gün hatırlanmalı." değerlendirmesinde bulundu.
Radyo ve televizyon alanında çalışmak isteyen otizmli bireylere örnek olan Güngör, sözlerini şöyle tamamladı:
"Engellilerle ilgili farkındalık oluşturmak için programlar yapıyoruz. Özel gereksinimli bireylerin aileleri bana yazıyor. 'Bizim oğlumuz da otizmli, sizi görünce gururlanıyoruz.' diyorlar. Benden öneriler almaya çalışıyorlar, onların sayesinde bu kadar etkin bir şekilde çalışıyorum. Otizmli bireyler beni örnek alıyor. Bu konuda ilk ve tekim ama inşallah her alanda çalışan otizmli bireylerin sayısı artar."