Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Onur Ergün Birçok: - "3 aydan uzun süre devam eden orta kulakta sıvı toplanması durumunda işitme azlığını, zarın çökme veya daha ileri durumlarda delinme gibi sorunlar yaşanmasını önlemek için cerrahi müdahalede bulunmak gerekiyor"
Hastaneden yapılan açıklamada, orta kulak iltihabının, çoğu zaman göz ardı edilen ancak hem çocuklarda hem de yetişkinlerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilen bir durum olduğu bildirildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak, Burun, Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Onur Ergün, viral enfeksiyonların tetiklediği bazı durumların kulakta enfekte olmayan sıvı toplanmasına neden olduğunu kaydetti.
Altta yatan sebep düzeldikten sonra orta kulakta toplanan enfekte olmamış sıvının kendiliğinden düzelmesinin beklendiğini aktaran Ergün, "Ancak bazı durumlarda altta gerekli tüm tedavilerin yapılmasına rağmen izlemde sıvı toplanmasının düzelmediği görülüyor. Tedaviye cevap vermemiş ve 3 aydan uzun süre devam eden orta kulakta sıvı toplanması durumunda işitme azlığını düzeltmek, zarın çökme veya daha ileri durumlarda delinme gibi sorunlar yaşamasını önlemek ve orta kulak mukozasını tekrar sağlıklı hale getirmek için cerrahi müdahalede bulunmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Ergün, bazı durumlarda orta kulakta toplanan sıvıda bakteriyel enfeksiyon gelişebileceğinin altını çizerek, "Bu duruma akut süpüratif otitis media diyoruz. Bu durumda şiddetlenen kulak ağrısı, zonklama, işitme azlığı, ateş ve bazen bu enfeksiyonun kulak zarını patlatmasıyla iltihaplı kulak akıntısı görülebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Tedavinin antibiyotiklerle ancak yapıldığını aktaran Ergün, akut otit sırasında görülen kulak zarı deliklerinin neredeyse tümünün doğru tedavi uygulanırsa iyileştiğini belirtti.
Ergün, orta kulakta 3 aydan uzun süredir devam eden hastalıklara kronik otit dendiğini ve bu hastalıkların çoğunda kulak zarı deliği de bulunduğunu hatırlatarak, kronik otitlerin görülme sıklığının, akut otitlerin ve östaki fonksiyon bozukluğuna neden olan durumların tedavisinin ise günümüzde daha iyi yapıldığı için giderek azaldığına dikkati çekti.
Ergün, şunları kaydetti:
"Kulak zarı delik olduğu zaman işitme azlığına neden oluyor. Kulağa su kaçarsa orta kulak enfekte olabiliyor ve akıntı başlayabiliyor. Tekrarlayan akıntılar işitmeyi daha da kötüleştirebiliyor. Eğer delikten içeri, normalde dış kulak yolu ve zarın dış yüzeyinde olması gereken cilt hücreleri girerse bu durum da kolesteatom dediğimiz ilerleyici hastalığa sebep olabiliyor. Dışa atılamayan cilt hücrelerinin sıkışması, basınca neden olarak önüne gelen yapıları eritmesi ve sık sık enfekte olarak bu sürecin hızlanması ile yıkıcı ve tehlikeli bir kronik otit tipi oluşabiliyor. Kronik otitlerin tümünün tedavisi cerrahidir. Öncelikle kolesteatom varsa tamamen temizlenmesi ve kulak zarındaki deliğin kapatılması amaçlanmaktadır. Ayrıca işitme açısından kemikçiklerde bir hareket kısıtlılığı veya kopukluk varsa bunun giderilmesi için de çalışılmaktadır. Elbette sorunun tekrar etmemesi için eğer varsa altta yatan östaki fonksiyon bozukluğunun da düzeltilmiş olması gerekmektedir."