• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara 14 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 8 °C
  • Antalya 15 °C
  • İzmir 17 °C

Okula dönüşte çocuğunuzun kıyafet boyu değişimini gözlemleyin

Okula dönüşte çocuğunuzun kıyafet boyu değişimini gözlemleyin
Doç. Dr. Samim Özen, çocuklarda büyümenin doğumdan itibaren düzenli olarak takip edilmesinin, birçok hastalığın erken tanısı açısından önemli olduğunu ve ihmal edilmemesi gerektiğini belirtti.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı ve Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği üyesi Doç. Dr. Samim Özen, çocuklarda ve gençlerde görülen büyüme geriliğine ilişkin önemli bilgiler verdi. Büyümenin çocuklarda en önemli sağlık göstergelerinden biri olduğunu belirten Özen, altta yatan kronik bir hastalığı olan çocuklarda ilk olarak yetersiz büyümenin gözlendiğini söyledi. Samim Özen, hangi yaşta ne kadar büyüme olması gerektiğini ise şu sözlerle anlattı: “Doğum sonrası en hızlı büyüme dönemi ilk bir yaştır. Bebekler bir yaşında yaklaşık olarak doğum ağırlıklarının 3 katına ulaşırken, boyları da ilk yıl 25 cm uzar. Daha sonra ergenlik dönemine kadar büyüme hızları giderek yavaşlar. Sağlıklı çocuklar boyları birbirinden farklı olsa da yaklaşık iki yaşından sonra kendi büyüme eğrilerinde ve kendilerine uygun hızda büyürler. Tüm çocukların büyümelerinin doğumdan itibaren düzenli olarak büyüme eğrileriyle takip edilmesi, birçok hastalığın erken tanısı açısından önemlidir.”

Boy uzamasının 18-20 yaşına kadar devam edeceği algısı yanlış

Boy uzama hızının yaşa ve cinsiyete göre değiştiğini söyleyen Doç. Dr. Samim Özen, şöyle konuştu: “Hayatın ilk yılında bebek 25 cm kadar uzarken, 1-2 yaş arası 12-14 cm uzar. Yaklaşık iki yaşından sonra sağlıklı her çocuk kendi büyüme eğrisinde belli bir hızda uzar. 6 yaşın altında 6 cm, 6 yaş ile ergenlik arası 4,5 cm altında uzama yetersiz olarak kabul edilir. Bu hızların altında büyüme oluyorsa araştırılması gerekir. Ergenlik dönemi bebeklikten sonra büyümenin en çok olduğu ikinci dönemdir. Ergenlik döneminde cinsiyete, yaşa ve ergenlik dönemine göre büyüme hızları farklılık gösterir. Ergenlikte kızlarda 15-20 cm, erkeklerde ise 25-30 cm kadar uzama olur. Toplumda boy uzamasının 18-20 yaşına kadar devam edeceği algısı yaygındır. Ancak ulaşılabilecek son boy, takvim yaşından çok kemik yaşına bağlıdır. Büyüme çizgilerinin kapandığı yaşta; yani kemik yaşı kızlarda 15, erkeklerde 16 olduğunda büyüme artık durur.”

Dünyanın farklı ülkelerinde 4 bin ila 10 bin çocukta bir görülüyor

Yaşıtlarına ve cinsiyetlerine göre normal büyüme eğrilerinin altında (3 persentil) olanlarda büyüme geriliğinden bahsedildiğini belirten Doç. Dr. Samim Özen, boy 3 persentil altında olmasa bile yıllık büyüme hızının çocuğun yaşına göre düşük olmasının da büyüme geriliği olarak tanımlandığını ifade etti. Özen, büyüme geriliğine yol açan büyüme hormonu eksikliğinin, dünyanın farklı ülkelerinde 4 bin ila 10 bin çocukta bir görüldüğü bilgisini de paylaştı.

Anne-baba ya da akrabaların kısa boylu olması, kısa boylu çocukların normal olduğu anlamına gelmiyor

Boyun normal olup olmadığını belirlemenin en doğru yolunun, çocukların büyüme hızlarının düzenli olarak takip edilmesiyle anlaşılacağını belirten Doç. Dr. Samim Özen, büyüme geriliğinin uyarıcı belirtilerini şöyle açıkladı: “Aile hekimi ya da çocuk doktorları tarafından belirli aralıklarla ölçülecek boy ve ağırlık değerlerinin büyüme eğrileriyle değerlendirilmesi en doğru yoldur. Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda en önemli bulgu, yaşıtlarına göre boy kısalığının olmasıdır. Aileler en çok çocuklarının kıyafetlerinin küçülmemesinden ya da sınıftaki arkadaşlarına göre daha kısa boylu olmasından yakınırlar. Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda vücut ağırlığı ise yaşıtlarına göre çoğu zaman normaldir. Hatta bir miktar karın çevresi yağlanması olabilir. Bunun dışında yenidoğan döneminde uzamış sarılık, ısrarlı kan şeker düşüklüğü, vücudun orta hattında yarık damak veya dudak gibi doğumsal anomaliler veya erkek bebeklerde testislerin yerinde olmaması ve penis küçüklüğü, kalıtsal büyüme hormonu eksikliğini düşündürebilir. Bunlar dışında daha büyük çocuklarda büyüme hormonu eksikliğine neden olan kafa içi olaylara bağlı baş ağrısı, çift görme ve kusma gibi belirtiler gözlenebilir. Anne-baba ya da diğer akrabaların kısa boylu olması, kısa boylu çocukların normal olduğu anlamına gelmemelidir. Kısa boylu her çocuk mutlaka çocuk hekimi ya da çocuk endokrin uzmanları tarafından değerlendirilmelidir.”

Erken ergenlik boy kısalığına yol açıyor

Kız çocuklarında ilk adet gördükten sonra uzama yavaşladığını ancak yaklaşık 2 yıl daha uzamanın devam edebileceğini söyleyen Özen, adetten sonra kızların yaklaşık olarak 5-8 cm kadar daha uzadıklarını belirtti. Ergenlik gecikmesinden daha çok erken ergenliğin boy kısalığına yol açtığını vurgulayan Doç. Dr. Samim Özen, şunları söyledi: “Erken ergenlik; kızlarda 8, erkeklerde 9 yaşından önce cinsiyete özgü ergenlik bulgularının başlamasıdır. Kızlarda daha çok görülen erken ergenlikte kemik yaşı takvim yaşından ileridir. Erken ergenlik büyüme çizgilerinin erken kapanmasına neden olarak boy kısalığına neden olabilir. Erken ergenlik bulguları olan çocukların mutlaka çocuk hekimi ve gerekirse çocuk endokrin uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. Erkek çocuklarında daha çok görülen gecikmiş ergenlikte çocuklar yaşıtlarına göre belirgin bir biçimde kısa görünebilirler. Bu çocukların ailelerinde genellikle gecikmiş ergenlik öyküsü vardır. Çocuklar ergenliğe daha geç girip yaşıtlarına göre daha uzun süre uzarlar ve sonuçta ulaşacakları boy, genelde aile genetiğine uygundur. Bu duruma yapısal büyüme-ergenlik gecikmesi denir. Daha az görülen ergenlik hormonlarının yetersizliği de boy sorunlarına neden olabilir.”

Büyüme geriliğinde yetersiz beslenmeye dikkat!

Büyüme hormonu eksikliğinin birçok nedeni olduğunu söyleyen Özen, şöyle konuştu: “Sıklıkla altta yatan bir neden saptanamaz. Bu duruma idiyopatik büyüme hormonu eksikliği denir. Bunun dışında başta beslenme yetersizliği olmak üzere birçok hastalık büyüme yetersizliğinin yanı sıra büyüme hormon üretiminde ya da etkisini göstermede yetersizliğe neden olur. Hipofiz bezinden büyüme hormonu üretimini bozan kalıtsal, zor doğum veya doğumsal yapı bozukluğu gibi yapısal veya hipotalamus-hipofiz bölgesini etkileyen kafa travması, enfeksiyonla, tümörler, ameliyatlar, ışın tedavisi gibi edimsel birçok neden, büyüme hormonu eksikliğine neden olabilir.” 

Büyüme hormonu eksikliği tedavisine evde kolayca başlanabiliyor

Doç. Dr. Samim Özen, büyüme hormonu eksikliğinin teşhis edilmesi için öncelikle altta yatan büyümeyi etkileyebilecek tüm hastalıkların araştırılması gerektiğini vurguladı. Samim Özen, sözlerine şöyle devam etti: “Bu hastalıklar dışlandıktan sonra boy kısalığı ve büyüme yetersizliği varsa bazı tarama, büyüme hormonu uyarı ve sol el bilek grafisinden kemik yaşı testleri yapılır. Büyüme hormonu uyarı testleri için büyüme hormonu üretimini sağlayan ilaçlar verildikten sonra 15-30 dakikada bir 4-5 kez kan alınıp büyüme hormonu seviyelerine bakılır. Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda bu testler sırasında büyüme hormonu değerleri düşüktür. Tanı konulan tüm olgularda beynin hipotalamus-hipofiz bölgesini etkileyebilecek doğumsal veya edimsel sorun olup olmadığını belirlemek için hipofiz manyetik rezonans görüntüleme yani Hipofiz MR çekilir. Büyüme hormonu eksikliği tanısı konulduktan sonra her gün akşamları enjeksiyon kalemleriyle çocuğun ve/veya ailesinin evde kolayca uygulayabileceği büyüme hormonuna başlanır. Büyüme hormonu tedavisi uzun süreli bir tedavidir. Büyüme tamamlanıncaya kadar ya da hedef boya ulaşılıncaya kadar devam edilir.”

Tanı konduğu anda tedaviye başlanmalı

Erken ya da görece düşük doğum ağırlığında doğan bebeklerin yaklaşık yarısının ilk iki yılda büyümeyi yakaladığını ifade eden Doç. Dr. Samim Özen, büyümeyi yakalayamayan çocukların ise yakın büyüme izlemiyle büyüme geriliğine neden olabilecek eşlik eden diğer hastalıklar açısından araştırılması gerektiği vurguladı. Bu çocuklarda 2 yaşından sonra tedaviye başlanabileceğini ifade eden Özen, “Büyüme geriliğinde tedaviye ne kadar erken başlanırsa, tedaviyle kazanılabilecek boy da o kadar iyi olur. Tedaviye, tanı konulduğu anda başlamak en doğrusudur” diye konuştu.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2487 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim