Amaç insanlığın iki önemli sorunu obezite ve şeker hastalığıyla mücadele kapsamında bu maymunların üzerinde yeni geliştirilen ilaçları kullanmak. Araştırmacılara göre, obeziteyle mücadele çalışmalarında şişman maymunlara olan talep sürekli artıyor.
Ayrıca ilaç firmaları masraflardan kısmak amacıyla bu araştırmaları gelişmekte olan ülkelere yöneltiyor. Bu da şişman maymunların oraya yönlendirilmesi anlamına geliyor. Oregon’daki programın başında bulunan Nörolog Kevin L. Grove, “Bu araştırmalar özellikle Çin’de yükselişe geçen bir sektör. Orada binlerce maymunun bulunduğu koloniler var” diyor. Uzmanlara göre şişman maymunlar laboratuvar fareleriyle karşılaştırıldığında, insana çok daha benzer ve denek olarak çok daha verimli.
Maymunlar sıkıldıklarında aç olmasalar da yemek tüketiyor. Ayrıca, insan deneklerin aksine yalan söylemiyorlar. Grove, “Tam olarak ne kadar yediklerini biliyoruz” diyor. Obez maymunlar yıllarca yalnız bir şekilde kafeslere kapatılıyor. Bu şekilde egzersiz yapmaları önlenirken neyi ne kadar yedikleri kayıt altına alınabiliyor. Rhythm adlı ilaç firması Boston’da bazı maymunlar üzerinde deneysel bir diyet ilacı uyguladı.
Sekiz hafta sonra hayvanlar yüzde 40 daha az yemeye başladı ve herhangi bir kalp sorunu yaşamadan yüzde 13 oranında kilo verdi. Rhythm şimdi aynı ilacı insanlar üzerinde denemeyi planlıyor. Bir başka çalışmada araştırmacılar, obezite tedavisinde uygulanan cerrahi bir yöntem olan mide kilidi ameliyatı sonuçlarını, zorlama yoluyla yapılan diyette verilen kilolarla karşılaştırmak amacıyla maymunları kullanıyor.
Hedeflerden biri şeker hastalığının nedeni olan hormonları bulup bunları ameliyatla etkisiz hale getirmek. Uzun dönemde ameliyat yerine aynı işlevin ilaçla yapılması düşünülüyor. Ancak araştırmacılar insanlarda denenemeyecek türde bir şey yapacak: Beyin ve pankreaslarını inceleyebilmek için maymunlardan bazıları öldürülecek. Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi’ne bağlı olan maymun merkezinde 4 binin üzerinde maymun bulunuyor. Çoğu, kuyruklu bir maymun türü olan makak maymunu. Makakların yaklaşık 150 tanesi şişman. Bazılarına şeker hastalığına karşı günlük ensülin işısı yapılıyor.
Bazılarının da damarları tıkalı. Bir tanesi birkaç yıl önce genç sayılabilecek bir yaşta kalp krizinden hayatını kaybetmiş. Maymunların günlük diyetleri kuru mama içeriyor. Grove, tipik bir Amerikan diyetinde olduğu gibi alınan kalorilerin üçte birinin yağ olduğunu söylüyor. Diyette aynı zamanda yeterli miktarda protein ve besin de bulunuyor. Maymunlar istedikleri kadar kuru mama yiyebiliyor. Fıstık ezmesi, patlamış mısır ve fıstık da veriliyor. Aynı zamanda günde yaklaşık bir kutu gazlı içeceğe denk gelecek miktarda früktoz içeren meyve kokteyli veriliyor. Normal kilodaki bir maymunun iki katı kalori tüketebiliyorlar.
Araştırmacılar yüksek früktozlu içeceklerin obezite ve şeker hastalığının gelişimini hızlandırdığını söylüyor. Yine de maymunların yaklaşık yüzde 40′ı çok fazla kilo almıyor. Güney Florida Üniversitesi’nden Barbara C. Hansen’e göre önemli olan şey yüksek yağ oranı değil kalori. “İnsanların ve maymunların yüksek yağ içeren diyetten dolayı şişmanladığını iddia etmek pek doğru değil” diye konuşuyor.
Hansen, 32 kilo ağırlığındaki bir makak maymununun Amerikan Sağlık Derneği’nin tavsiye ettiği diyetten başka hiçbir yemediğini söylüyor. Normal bir makak maymunu yaklaşık 10 kilo geliyor. Rinat Neuroscience adlı şirketin kemirgenlerde iştahı azaltan deneysel bir ilacı bulunuyor. Ancak Texas’ta yapılan bir deneyde bu ilacı alan obez Habeş maymunlarının tükettikleri besin miktarı 2 hatta 3′e katlandı. Bazı firmalar obezite ve şeker hastalığıyla mücadele için maymunların kullanılmasına gerek duymuyor. İnsanlar üzerinde yürütülen çalışmaların en az maymunlardaki kadar kolay olduğunu söylüyorlar.
Maymunlarla yapılan çalışmalarda maliyet birkaç milyon dolara çıkabiliyor. Ayrıca deney başlamadan etik değerler açısından bir inceleme yapılması gerekiyor. Hayvan hakları aktivistleri, maymunlar üzerinde yapılan çalışmaların gereksiz eziyete neden olduğunu söylüyor. Kafese kapatılma stresi bunlardan bir tanesi. Bu türde çalışmaların gerekliliğini sorguluyorlar. Yüksek yağ oranlı diyetle beslenen hamile maymunların yavrularının metabolizmalarında sorun olduğunu ortaya koyan Grove’un çalışmalarına işaret ediyorlar. Ayrıca bebeklerde anksiyete görülüyor.
Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler örgütünden Alisa Mullins, Kasım ayında fetüslerin anne maymunların rahminden alınıp beyinlerinin parçalara ayrılarak incelenmesi için öldürüldüğünü yazdı. “Elde edilen veriler, en yakındaki McDonald’s'ta bir araştırma yapılarak da öğrenilemez miydi?” diye soruyor. Grove’a göre, anneye uygulanan diyetin fetüste neden olduğu kimyasal değişim çocukta ortaya çıkan sorunlardan sorumlu olabilir. Aynı şey insanlarda da görülebilir.
Başka araştırmalarda hamilelikte uygulanan sağlıklı bir diyetin bebeklerdeki sorunları azalttığı da ortaya çıktı. Grove, hayvanların kafeslerde yalnız tutulmasını savunuyor. Tek başlarına kalan hayvanların abur cubur yediğini ve bunun da insanların kilo almasının en büyük nedeni olduğunu söylüyor. Hayvanlar dışarıda tutulduğunda ise daha fazla hareket ediyor. “Bizim araştırma yöntemimiz hareketsiz bir hayat tarzına ve kalori açısından yoğun bir diyete dayanıyor” diyor.
turknorthamerica.com