Ölen oğlum çağırıyor beni!
-Saçların niye kahverengi şimdi?
-Önce hiç rahat değildim burada. Bir darp olayı oldu, saldırdılar bana... Sonra daha güvenli bir bölgeye alındım. Yine de rahat etmek için saç rengimi değiştirdim. Önce siyahtı, şimdi kahverengi.
-Rahat mısın peki şimdi?
-Çok daha rahatım. Ama bazen oğlum çağırıyor beni...
-Ne demek bu?
-Merdivenin başında durup aşağıya bakıyorum, kendimi bıraksam diye düşünüyorum ya da bir avuç hap bulsam... Ne zaman boşta kalsam öyle duygular geliyor. Ben de daha çok dua okuyorum, kendimi oyalamaya çalışıyorum... (Ağlıyor)
-Peki şu anda niye ağlıyorsun? Seni en çok üzen nedir?
-Niye buradayım ben? Olan bitenin suçlusu ben değilim ki... Kandırıldım, kullanıldım ve şimdi buradayım. Neden buradayım!..
-Oğlun konusunda hiç suçluluk hissetmiyor musun?
-Suçlu değilim ki... Canavar değilim ben. Oğluma çok iyi baktım. Mamasını bezini hiç bir şeyini eksik etmedim, niye görmek istemiyorsunuz? Vicdanlı ve kimseye kötülük etmek istemeyecek biriyim. Hakkımda yazılanları duydukça, bu ben değilim ki demek istiyorum. Bu ben değilim!
-Oğlunun cenazesine gitmek istemişsin...
-Daha doğal bir şey olur mu? Kokusu burnumda... Güvenlik nedeniyle izin vermediler ama (ağlıyor)
-Bebeğim, oğlum diye bahsediyorsun, niye ismini kullanmıyorsun?
-(Omuz silkerek) ne hatırlıyorum biliyor musun? Mememde uyuyakalıyordu. Emmiyordu bir türlü. Bana hastanedeki hemşire ayağının altını kaşı demişti. Ben de kaşıyordum hemen uyanıveriyordu. O da emmedi ama, sütüm de yetmedi, mama vermek zorunda kaldım.
Türkiye'nin 'canavar anne' olarak gördüğü Müge Öğretmen, “Her şey bir gün ortaya çıkacak, herkes gerçekleri o zaman anlayacak” diyor .
Türkiye'nin hafızalarında “Canavar anne” olarak yer eden ve vicdanlarda çoktan mahkum edilmiş olan Müge ile ilgili söyleşimizin ilk günkü bölümüne çok farklı tepkiler geldi. Az sayıda olsa da anneyi savunanlar çıkarken, görülen o ki, Türkiye'nin büyük bölümü Müge'yi çoktan mahkum etmişti. Biz yargı değiliz; kimseyi yargılama hakkımız da yok, kimseyi mahkum ettirme hakkımız da... Bizim görevimiz, Müge ile ne konuştuğumuzu yorum katmaksızın size ulaştırmak.
Aşağıda okuyacağınız ikinci bölümde, birinci bölümdekine oranla çok daha farklı bir Müge ile karşılaşacağınız kesin... Sorulara cevap verirken bazen dobra dobra konuşması bazen “O bende kalsın” dercesine suskunlaşması sizi farklı bir Müge ile yüz yüze bırakacak. Müge ile söyleşimizin ikinci kısmında, bebeğin öncesini ve sonrasını konuştuk. Sorularımız karşısında zaman zaman ağladı, zaman zaman suskun kaldı, bazı sorulara ise cevap vermek istemedi. “Berk'i niçin ölüme terk ettiği” yönündeki sorular üzerine, “Ben bebeğimi terk etmedim, arkadaşa emanet bıraktım” cevabını verdi. Kendisinin suçlu olmadığını defalarca tekrarlayan Müge, “Oğlum niye gitti, ben içerideyim, suçlu neden dışarıda!” diye de sordu. “Tekrar anne olmak ister misin?” diye sorunca, biraz düşündü, uzaklara dalıp ağzından iki cümle çıkardı: “Tekrar anne olmak isterim de... Allah sevgim büyüktür, her şey ortaya çıkacak bir gün, herkes görecek...”Böyle diyor Müge... Dedim ya, kimseyi yargılama veya mahkum ettirme gibi bir lüksümüz yok. Buyurun, ikinci bölümü okuyun ve kararı siz verin...