Doğum yaklaştıkça anne adaylarını en çok düşündüren konuların başında doğumun şekli oluyor. Anne adaylarının sezaryen mi yoksa normal doğum mu yapacaklarına ilişkin karar süreçlerinde en önemli yardımcı hekimler. Anadolu Sağlık Merkezi`nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Nuri Ceydeli, artık normal doğumun daha fazla tercih edildiğini belirtti.
Ceydeli`nin verdiği bilgiye göre, doğum tercihleri yıllar içinde farklılık gösteriyor. 1980`li, 90`lı yıllarda sezaryen doğum daha ön plana çıktı. 1990`lı yılların ikinci yarısından sonra tekrar normal doğuma yönelim yaşandı. Anne adayları bilgilendikçe, bilgiler paylaşılabilir hale geldikçe normal doğum daha popüler hale gelmeye başladı. Avrupa ve Amerika`daki normal doğum- sezaryen oranları Türkiye`deki ile genellikle ters yönde gelişiyor. Örneğin Amerika`da sezaryen doğum oranı maksimum yüzde 10- 15 civarında iken Türkiye`de yüzde 80`ler düzeyinde bulunuyor.
Doğum yöntemi ile ilgili son sözün, beklenti, duygu ve isteklerine bağlı olarak annede olacağını ifade eden Op. Dr. Nuri Ceydeli, doğum şeklini, herhangi bir tıbbi gereklilik olmaması halinde anne adayının belirlemesi gerektiğini dile getiriyor. Op. Dr. Ceydeli, doktorun bu zor kararda anne adayına her iki doğum şeklinin de avantaj ve dezavantajlarını anlatmasının önemli olduğunu dile getirdi. Dr. Ceydeli, şöyle dedi:
`Doktor, hastanın aklındaki tüm sorulara cevap vermeli. Doktor, bu süreçte karar verici değil, sadece hastayı destekleyici olmalıdır. Normal doğum yapmak isteyen bir hastayı zorla sezaryen yapmak veya tam tersi sezaryen olmak isteyen bir hastayı normal doğuma zorlamak doğru değildir. Eğer gerçekten tıbbi olarak sezaryen olmak gerekiyorsa veya normal doğumu zorlayacak veya engelleyecek bir sorun varsa, hastaya bu durum için detaylı bilgi verilmelidir. Aksi takdirde, yani herhangi bir sorun yoksa normal doğum konusunda özendirilmelidir. Bu özendirme konusunda çok hassas davranılmalıdır. Hem bebek sağlığı, hem anne sağlığı mutlaka gözetilmelidir.`
NORMAL DOĞUMUN AVANTAJLARI ÇOK
Ceydeli, normal doğum ve sezaryen karşılaştırması konusunda, normal doğum sayesinde hastanın günlük hayatına dönmesinin daha kolay olduğunu ifade etti. Dr. Ceydeli, şu bilgileri verdi:
`Sezaryen gibi bir ameliyat olmadığı için doğum sonrası iyileşme süreci daha hızlı. Emzirme dönemi daha hızlı başlıyor. Ameliyatın getirdiği cerrahi riskler alınmıyor. Bir miktar kanama riski ve bebeğin stres altında kalması olasılığı fazladır ama kabul edilebilir düzeydedir. Zaman ilerledikçe ve halk bilinçlendikçe normal doğum oranlarının modern toplumlarla aynı oranlara doğru yükselmesi bekleniyor. Aynı zamanda doktorların buna olan inancı arttıkça ve sağlık politikaları toplumu ve hastaneleri bu duruma özendirdikçe oranlar değişecektir. Zorunlu sezaryen yapılması gerekliliği olmadıkça anne adaylarının normal doğum için mutlaka özendirilmesi gerekiyor. Sınırlı sayıda sezaryen gerekliliği dışında, normal doğum hasta için uygunsa mutlaka birinci tercih olarak değerlendirilmeli.`
SABIRLI OLMAK GEREKİYOR
Doğum şeklini belirlerken bebeğin kilosu, anne karnında yerleşim şekli, plasentanın yeri, annenin kemik yapısının uygunluğunun çok önem taşıdığını vurgulayan Ceydeli`ye göre, herhangi bir engel durum yoksa, normal doğum eyleminin başlamasının mutlaka beklenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Ceydeli, belirli aralıklarla yapılan muayenelerde rahim ağzının durumu ve bebeğin başının ilerlemesi ile birlikte değerlendirilerek, doğumun nasıl olacağının anlaşılabileceğini söyledi. Ceydeli, normal doğum yapmak isteyen hastalara, bu imkanın mutlaka tanınması gerektiğini vurguladı. Ceydeli, normal doğum eylemi süresince sabırlı ve soğukkanlı olmanın hem doktor hem de aile yakınları için önem taşıdığını belirtti. Normal doğum sürecinin uzun olduğunu ifade eden Ceydeli, anne adaylarına şu tavsiyelerde bulundu:
`Ağrılar başladıktan sonra hemen birkaç saat içinde doğum genellikle olmaz. Oysa aile bireyleri doğumun hemen ve mümkün olduğunca az ağrılı olması yönünde bir beklenti içinde oluyorlar. Böyle bir beklenti oluşunca normal doğumu yönlendirmek zorlaşıyor. Doğumun doğal akışını izlemek gerekiyor. Biraz çaba ile normal doğumun keyfine varılabilir ve bebek ile en doğal karşılaşma gerçekleşebilir. Doğum aşamasında doktor tabi ki tıbbi bilgisini kullanır ama asıl görev anne adayına düşüyor. Anne adayı eğer doğru zamanda doğru tavrı sergilerse doktorun yardımıyla doğum gerçekleşiyor. 4 kilogram üzeri bebek ağırlığı, çoğul gebelikler, plasenta previa gibi bebeğin eşinin duruş bozuklukları, makat prez., baş-pelvis uygunsuzluğu, çeşitli vajinal aktif infeksiyonların varlığı, normal doğuma engel olabilecek anneye ait hastalıklar sezaryenle doğumu gerektiriyor. Ancak bu liste giderek kısalıyor. Böylelikle gelecekte normal doğumun hak ettiği yeri kazanacağına inanıyorum.`