Kamuoyuna ve İzmir İl Halk Sağlığı Müdürlüğüne açık mektup
Bir hekimin, çalışmakta olduğu Suriyeli göçmen polikliniğinin verilen hizmetin niteliğine uygun hale getirilmesini istemesi suç mudur?
Görev yaptığım Bornova Toplum Sağlığı Merkezi (TSM) Suriyeli göçmen polikliniğinin koşullarının uygun olmadığını belirtip; mekânın mahremiyet kurallarına uygun hale getirilmesini, asgari fiziki şartların ve teknik donanımın sağlanmasını talep ettiğim dilekçe'ye yanıt; üç ay süreli Göç İdaresi Geri Gönderme Merkezine geçici görevlendirme oldu.
Suriye’de devam eden iç savaş nedeniyle, yurtlarından göç etmek zorunda kalarak İzmir’e gelen mülteciler açlık ve sefalet koşullarında yaşama tutunmaya çalışırken aynı zamanda hastalıklarla da karşı karşıya kalmaktadırlar.
Ülkemize kabul edilen ve tanıtım belgesi çıkaran Suriyeli mültecilere muayene, hastaneye sevk, bağışıklama ve üreme sağlığı hizmeti vermekte olan Bornova TSM Suriyeli polikliniğinde çalışmakta idim.
Dilekçe verdim! Geçici görevlendirildim! Neden?
Görev yaptığım Bornova TSM Suriyeli poliklinik binasının toplam alanı 45 m2 olup; hasta bekleme bölümü, tıbbi müdahale ve aşı odası, mahremiyet kurallarına uygun bebek bakım ve emzirme odası bölümleri mevcut değildir. Ayrıca her poliklinikte faal olarak bulundurulması zorunlu olan asgari tıbbi cihaz ve malzemenin birçoğu bulunmamaktadır.
Dilekçem, TSM sorumlu hekimi tarafından keyfi ve hukuksuz bir şekilde işleme konulmamaya çalışıldı (31.07.2015). Dilekçemin evrak kayıt işlemi veriliş tarihinden beş gün sonra gerçekleşti (5.08.2015).
Dilekçemde belirttiğim hususlar özetle; asgari fiziki şartları ve teknik donanımı ile kullanım alanı yetersiz olan, mahremiyet kurallarına uygun olmayan Bornova TSM Suriyeli polikliniğinin verilen sağlık hizmetinin niteliğine uygun olarak düzenlenmesi, fonksiyonel ve yapısal olarak belirlenen asgari şartların sağlandığı ve hizmetten yararlanacakların kolayca ulaşabilecekleri bir mekânda sağlık hizmeti verilmesi talebidir.
25.08.2015 tarihli İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından dilekçeme verilen cevap yazısında ise özetle;
’’ Polikliniğin kiralık bina olduğu, 02.03.2015 tarihli Valilik Oluru ile açıldığı, zaman içinde artan başvurular sebebiyle yoğunluk yaşanmaya başlandığı ve bu nedenle polikliniğin fiziki şartlarının yetersiz kaldığı belirtilmiştir. Polikliniğin fiziki şartlar bakımından daha uygun binaya taşınabilmesi için çalışma yapıldığı ve ilaç, tıbbi sarf ve demirbaş malzeme ihtiyaçları için ilgili birime talep yazısı yazıldığı’’ belirtilmiştir.
31.08.2015 tarihinde yıllık izinden dönerek görevime başladım ve başlayışımı personel servisine bildirdim.
4.09.2015 tarihinde 17.08.2015 - 17.11.2015 tarihleri arasında üç ay süreyle İzmir İl Göç İdaresi Müdürlüğüne bağlı Işıkkent Geri Gönderme Merkezine görevlendirildiğim tebellüğ edildi.
Ancak ne hikmet ise geçici görevlendirildiğim Geri Gönderme Merkezinde de en asgari düzeyde sağlık hizmeti verilebilecek muayene ve tıbbi müdahale odası ile tıbbi malzeme bulunmamaktaydı.
TSM Sorumlu hekimliğine konuyu bildirmeme rağmen, ancak beş gün sonra basit tıbbi malzemeler (tansiyon aleti, stetoskop, otoskop, eldiven, maske, abeslang) Geri Gönderme Merkezine getirildi. (11.09.2015)
Sonuç olarak; Suriye’de devam eden iç savaş nedeniyle, ülkesinde güvenli yaşam alanı bulamayan ve ülkemize gelen göçmenlerin birçoğu Avrupa’da daha iyi koşullarda bir gelecek arayışına girdiler. Bunun sonucunda yüzlerce çocuk, kadın ve gencin cansız bedeni Ege'nin sularına gömüldü. Bu durumu kimse duymak, görmek, gündemlerine almak istemedi! Ne zamana kadar?
Aylan bebeğin cansız bedenin denizde kumsala vuran yapayalnız resmine kadar. Ve o resim Ege Denizinde yüzlerce göçmen çocuğun cansız bedenini görmek istemeyen ülkelerin ve insanların vicdanlarını sızlattı ve
“İNSANLIK ÖLDÜ’’ manşetini attırdı.
Ege sularına açılmayarak hayatta kalan ve Bornova’da ikame eden göçmen bebeklere insan onuruna yakışır bir ortamda, aşı ve bebek emzirme odasının olduğu, sağlık hizmetinin niteliğine uygun olarak asgari şartların sağlandığı bir poliklinikte sağlık hizmetinin verilebilmesini talep eden bir hekimi neden geçici görevle cezalandırdığınızı kamuoyuna açıklamak gerekmez mi?
Yoksa Aylan bebeğin cansız bedenin denizde kumsala vuran yapayalnız resmini paylaşmanız, vicdanlarınızın sızladığı, insanlık öldü söylemleriniz gerçek değilmiydi?
İstedim ki; sözümüz dinlensin, sorunlarımız anlaşılsın, haklı taleplerimize kulak verilsin. Ancak gördüm ki; yüreklerin kulakları sağır.
Yıllar içinde hekimleri sudan bahanelerle cezalandırma amaçlı geçici görevlere gönderen çok yönetici gördük.
Hepsi gitti, biz kaldık; mesleğimiz ve meslek onurumuz kaldı.
Güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için,
Dün ve bugün olduğu gibi yarın da ne hakkım olanı istemekten, ne de mesleğimden ve iyi hekimlik değerlerinden vazgeçmeyeceğim.
Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyesi olarak emeğimle, mesleki birikimimle din, milliyet, ırk, toplumsal sınıf ayrımı yapmadan insanlara hizmet için çalışmaya devam edeceğim.
Görevini hatırlattığım için beni cezalandırdığını düşünen kendinden menkul yöneticilere duyurulur.
Dr. Ergün DEMİR
Bornova TSM Suriyeli polikliniği
İzmir Tabip Odası Hekim Meclis Üyesi