Bunlardan birisi de Sağlık Bakanlığı'dır. Sözleşmeli personel politikası doğruysa niçin kadroya geçirildi? Eğer yanlışsa niçin yanlışta ısrar ediliyor? Eğer personel alımına ihtiyaç varsa bunun kesin kurallarını koyarsınız ve politikanızı ona göre belirlersiniz. Bu bağlamda kadrolu personel alımını kısıtlayan Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun 22'nci maddesinin mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyor, bu politikasızlığa bir son verilmesini mağdur olacak personel adına talep ediyoruz.
Sağlık Bakanlığı'na yerleştirilen sözleşmeli personel ve bilinmesi gerekenler
Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu 4b'li alımlarına başvurdum ve yerleştim. Gereken evrakı teslim etmezsem bundan sonraki sözleşmeli ve kadrolu atamalara başvurabilir miyim? Yoksa istifa edip 1 yıl beklemem mi gerekir? Farklı sınav, farklı kurum olması istifa edip 1 yıl beklemeyi gerektirir mi?
Bir yıllık yaptırım ve şartları
Sözleşmeli personelin, hizmet sözleşmesi esaslarına aykırı hareket etmesi nedeniyle kurumlarınca sözleşmesinin feshedilmesi veya sözleşme dönemi içinde sözleşmeyi tek taraflı feshetmesi halinde, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kamu kurum ve kuruluşlarının sözleşmeli personel pozisyonlarında yeniden istihdamları mümkün değildir. Farklı bir yıla ait KPSS puanı dahi bu bir yıllık yaptırımı değiştirmez.
Bir yıllık yaptırımın istisnaları şunlardır:
1- Kısmi zamanlı veya proje süresi ile sınırlı çalışanlardan Sözleşmesini feshedenler.
2- Sözleşmeli personelin, unvan değişikliği suretiyle atamasının yapılacağı pozisyon için öngörülen ilk defa hizmete alınma prosedürüne riayet edilmesi kaydıyla unvan değişikliği mümkün olup, bu çerçevesinde unvan değişikliği yapanlardan sözleşmesini feshedenler.
3- Eş veya sağlık durumu nedeniyle yer değişikliği talebinde bulunmakla beraber; geçiş yapacağı hizmet birimi bulunmaması, birim bulunmakla beraber o birimde aynı unvan veya niteliği haiz boş pozisyon bulunmaması veya en az bir yıllık fiili çalışma şartını karşılayamaması nedenlerinden herhangi birine bağlı olarak, sağlık ve eş durumuna ilişkin hükümleri kendilerine uygulanamayanlardan sözleşmesini feshedenler.
Bunların yeniden istihdam edilebilmeleri için ilk defa alıma ilişkin prosedüre uyulması gerekir.
Bu durumlara örnek vermek gerekirse; A kurumunda sözleşmeli büro personeli olarak çalışan bir personel B kurumuna sözleşmesini feshederek programcı olarak yerleştirilebilir ve buna bir yıllık yaptırım uygulanamaz. Aynı şekilde sözleşmeli öğretmen olarak da yerleşebilir ve yaptırım uygulanmaz. Sadece eş zamanlı olmasına dikkat edilmelidir. Burada açıklanması gereken en önemli hususlardan birisi de yaptırım uygulananların farklı bir KPSS puanıyla dahi atanmasının mümkün olmadığının bilinmesidir. Yine kendi isteğiyle sözleşmesini feshedilenler daha sonra unvan değişikliği olsa dahi bir yıllık yaptırıma tabi olurlar, unvan değişikliğinin aynı anda olması gerekmektedir. Örnek vermek gerekirse sözleşmeli büro personeli olarak çalışan bir personelin programcı olarak yerleşmesi nedeniyle sözleşmesini feshetmesi halinde yaptırım uygulanmaz. Ancak, sözleşmeli büro personeli olarak çalışırken kendi isteğiyle önce sözleşmeyi feshederek ilişiğini keserse daha sonra da açılan bir sınav neticesinde programcı olarak yerleşirse bir yıllık yaptırım nedeniyle programcı olarak başlatılamaz. Önemli olan husus neden sonuç ilişkisi ve eş zamanlı olmasıdır.
Sözleşmeli personel KPSS ile kadrolu olarak atanabilir mi?
KPSS sonuçlarına göre aynı puan türüyle veya farklı bir puan türüyle sözleşmeli personelin kurumların memur kadrolarına atanmalarına engel bulunmamaktadır ve yaptırımı da yoktur.
Yeni kanuna eski ve güncel olmayan yönetmelik
Herhangi bir kanunda değişiklik yapıldığı zaman bu kanunun uygulamasını düzenleyen yönetmeliklerde de değişiklik yapılması gerekir ki uygulamada güncel olmayan yönetmeliği uygulama zorunda kalınmasın.
6111 sayılı Kanun'la 657 sayılı Kanun'un birçok maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişiklikle 657 sayılı Kanun'un İtiraz süresi ve yapılacak işlem başlıklı 136'ncı maddesi yürürlükten kaldırılmış 135'inci maddesi ise yeniden düzenlenmiştir. Bu durumda yapılması gereken çok basit bir şekilde 1982 tarihli Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik'in yeniden gözden geçirilerek gerekli değişikliklerin yapılmasıdır yada çok eski diye yeniden yazılmasıdır. Ancak, şu ana kadar gerekli değişikliklerin yapılmadığını görüyoruz ve değişiklik yapılması için kimden nasıl bir talimat beklendiğini anlamaya çalışıyoruz. Ayrıca, güncel olmayan o kadar çok yönetmelik var ki bu konularda Devlet Personel Başkanlığı'nın bağlı olduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın gerekli duyarlılığı göstereceğini ümit ediyoruz.
Ahmet Ünlü