• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 3 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Bursa 5 °C
  • Antalya 12 °C
  • İzmir 9 °C

Nevzat Tarhan: Dilenciler sadaka inancını azaltıyor

Nevzat Tarhan: Dilenciler sadaka inancını azaltıyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Kültürel olarak dilenmeyi küçük yaşlarda öğreten bazı alt kültürler, çocukluk çağındayken hayatta 'asalak' olmayı bir yöntem olarak seçmiş kişilerdir." dedi.


Üsküdar Üniversitesi Rektörü ve Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kültürel olarak dilenmeyi küçük yaşlarda öğreten bazı alt kültürler bulunduğunu belirterek, "Psikolojik unsurlu öğrenmeler ise çocukluk çağındayken hayatta 'asalak' olmayı bir yöntem olarak seçmiş kişilerde görülüyor. Nasıl parazitler başkasının kanını emerek yaşıyorsa dilenciler de hiç çalışmadan, toplumun duygularını istismar ederek yaşayan kişilerdir. Toplum da bunu desteklemiş ve beslemiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Kentin en işlek caddelerinde, hastane, restoran ve market önlerini mesken tutan, kimi zaman banka hesaplarında yüklü meblağlar, kimi zaman da gayrimenkulden otomobile kadar birçok mal varlığı bulunduğu haberlere yansıyan dilenciler, psikolojik olarak suçluluk ve pişmanlık hissetmeyerek, bunu bir yaşam tarzı olarak sürdürüyor.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dilenmeye ihtiyacı olmadığı halde buna devam eden insanlarda 3 temel özellik bulunduğunu ifade etti.

Bu özelliklerinden birinin tembellik olduğunu söyleyen Tarhan, emek vermeden kazanmak isteğiyle kolaya kaçan kişilerin dilendiğini ve ihtiyaçlarından fazlasını biriktirmelerine rağmen, bundan rahatsızlık duymadıklarını anlattı.

"Bu kişiler risk almayı sevmezler, çalışmaya dair çabaları yoktur"

Prof. Dr. Tarhan, bir diğer özellik olan "yakınmak" kavramının görüldüğü kişilerin, sürekli mutsuz olduklarını ve olayları negatif yorumladıklarını dile getirerek, "Bu kişiler risk almayı sevmezler, çalışmaya dair çabaları yoktur. Kendilerini aciz göstererek duygu sömürüsü yaparlar ve insanlardan menfaat sağlarlar." dedi.

Üçüncü özellik olan "kandırmak" kavramının ise az kişide görüldüğünü aktaran Tarhan, bundan zevk alan kişilerin insanlardan istediğini aldıklarında "gol atmış gibi" sevindiklerini kaydetti. Tarhan, "Bu kişilere, 'İhtiyacın olmadığı halde niye dileniyorsun?' diye sorduğunuzda, 'Parasını koruyamayan kişilerden alıyorum, onlar da vermesin' derler." diye konuştu.

Türk toplumundaki isteyeni geri çevirmeme kültürünün dilencileri ciddi şekilde beslediğini söyleyen Tarhan, dilenciliği daha fazla teşvik etmeyerek onlara bunun onurlu bir davranış olmadığının öğretilmesi gerektiğini kaydetti.

Prof. Dr. Tarhan, özellikle çocuk dilencilere para verilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, "Çocuğa yardım edilse bile 'Bu harçlığı sana veriyorum ama çalışarak alnının teriyle para kazanman senin için daha iyi' demek lazım. Erişkinlere ise davranışının teşvik edilmediğinin ve onaylanmadığının hissettirilmesi gerekiyor." diye konuştu.

"Zengin dilenciler" kandırılmış ve aşağılanmış hissettiriyor

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, dilencilik olgusunun kamusal ve özel alanlar açısından önemli bir durum oluşturduğunu söyledi.

Prof. Dr. Süleymanlı, dilencilere yapılan yardımların vicdani sebeplerini "Bunlardan biri, dilenci ile aynı düzeyde olunmadığını sadaka vererek teyit etmek ve buna eşlik eden şükür duygusudur. Diğeri, ihtiyacı olan birisine yardım etmenin verdiği haz duygusudur. Sonuncusu ise yapılan yardımın görülmesi, ne kadar merhametli ve vicdanlı olduğunun herkesçe bilinmesidir." şeklinde sıraladı.

İnsanların dilenciliğe bakış açısının merhamet, empati gibi toplumsallaşmış duyguları harekete geçirdiğini, öte yandan "zengin dilenci" hikayelerine şahit olan kişilerin, kendilerini kandırılmış ve aşağılanmış hissettiğini ifade eden Süleymanlı, şöyle konuştu:

"Bilincimiz, merhametimiz, vicdanımızla yaklaştığımız dilencinin üzerinde yüksek tutarda para bulunduğu ya da kurumsallaşmış bir şebeke mensubu olduğu ortaya çıktığında sarsılırız, kendimizi kandırılmış ve aşağılanmış hissederiz. Dilenci artık bizim için bozuk paralarımızı hak eden biri değil, insani tarafımızı sömüren kişidir. Bu tür vakalar çeşitli değerler ile sadakaya olan inancın toplumdan kaybolmasına sebebiyet verir."

"Dilenmek, erişkinlikte bilinçli bir geçinme yoluna dönüşüyor"

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Sinem Zeynep Metin, özellikle gelişmekte olan toplumlarda yaygın görülen dilenme davranışının, ihtiyaç duyulan paraya hemen ulaşmak arzusuyla ortaya çıktığını söyledi.

Metin, birçok insanın dilencilere acıdığı için onlara ılımlı yaklaştığını ve yardım etmeye çalıştığını belirterek, "Davranış psikolojisinde, özellikle çocukluk çağında yerleşen davranış kalıpları güçlüdür ve değiştirilmesi zordur. Yokluk içinde yaşayan bir çocuk kendisini acındırarak para istediğinde sıcak bir yaklaşımla paraya ulaşabiliyorsa bu davranışı pekişir." diye konuştu.

Dilenmenin erişkinlikte bilinçli bir geçinme yoluna dönüştüğünü aktaran Metin, kişinin varlığa ve refaha ulaşsa da topluma zarar veren davranım bozukluğundan vazgeçmeyeceğini ifade etti.

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 1861 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim