Bir süredir başta yabancı dev şirketlerin bulunduğu dernek ve kuruluşlar ile iş dünyası örgütleri Maliye'den şikayet etmiyor. Bunun nedeni Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın sık sık iş dünyası ile bir araya gelip sorunları dinlemesi ve anında çözüm üretmesi. Bakan Ağbal, iş dünyası ile bir araya gelip sorunları dinledikten sonra sadece not almakla kalmıyor. Hemen yasal düzenlemeyi yapmak ve Meclis'ten geçirmek için harekete geçiliyor. Düzenlemeler de hızla yapılıyor. "İş dünyası ile ne kadar istişare edersek o kadar güzel düzenlemeler yapıyoruz" diye özetliyor Ağbal bu durumu. Habertürk'e özel verdiği röportajda darbe girişiminden ekonominin temel sorunlarına kadar bir çok alanda fikirlerini paylaşan Ağbal, iş dünyası için devrim niteliğindeki üç ayrı çalışmayı da paylaştı.
Bunlardan ilki Türkiye ekonomisinin en temel problemi olan ölçek sorununa neşter vuracak. Türkiye'nin çok sayıda küçük ve orta boy işletmesi olduğunun altını çizen Maliye Bakanı Naci Ağbal, bu şirketlerin birleşmelerini teşvik etmek gerektiğini belirterek, üzerinde çalıştıkları yeni düzenlemeyi şöyle özetledi: "Küçük firmalarda üretim yaptığınız zaman rakabet gücünüz, verimliliğiniz olmuyor. Ar-Ge'ye istediğiniz kaynağı ayıramıyorsunuz. Şimdi biz aynı alanda faaliyette bulunan iki şirkete 'Bir araya gelin firmayı büyütün biz sizden vergi almayalım' diyeceğiz.
AR-GE'YE DAMGA VERGİSİ OLMAYACAK
Bu şirketlerden kurumlar vergisi almayacağız." Birleşen şirketler vergi tatilinin kaç yıl olacağı veya teşvikin kazançlarının belli bir oranı mı olduğu üzerinde çalıştıklarını dile getiren Bakan Ağbal, "Özellikle üretimde ve ihracata dönük üretim yapan şirketlerde bu büyümeyi ve ölçeği teşvik etmemiz gerekiyor. Ticaret şirketlerinde teşvik olmayacak" şeklinde konuştu.
Bakan Ağbal ikinci olarak şimdiye kadar aslında bir düzenleme yapılan damga vergisinde ek düzenlemelere gidileceği müjdesini verdi. Sözleşmelerde her bir nüsha için alınan verginin tüm sözleşme için bir tek vergiye indirilmesi uygulamasına geçen Maliye ayrıca ihracatın ve ticaretin önündeki tüm damga vergilerini de kaldırdı. Ağbal damga vergisinin üretim ve yatırımla ilgili tüm alanlarda kaldırılacağını belirterek "Damga vergisini tümden kaldıralım demek doğru değil. Ancak bu vergiyi yanlış olan yerlerde kaldıracağız. Ben kapıları sonuna kadar açtım. Örneğin Ar-Ge ve inovasyon ile kamu-özel işbirliğiyle yapılan projelerde de damga vergisi kalkacak. 10 yıllık anlaşmalar yapılıyor. Mevcut kanun '10 yıl alınacak malın toplam tutarı üzerinden damga vergisi ödeyeceksiniz' diyor. Ciddi vergi yükleri çıkıyor. Bunları kaldıracağız" dedi.
KUMARBAZ OLMAYANA FOREKS VERGİSİ YOK
Üçüncü müjde ise kaldıraçlı alım satım işlemleri ile ilgili. İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesi doğrultusunda bütün finansal kurumlar arasındaki vergi farklılıklarını ortadan kaldırdıklarını anlatan Ağbal, "Şu anda bizim özellikle üzerinde çalıştığımız nokta tezgah üstü türev araçları ve kaldıraçlı alım satım işlemlerinde riskten korunma amaçlı gerçekleştirilen işlemlerde vergi uygulamaları. Bunları düzenleyeceğiz. Arkadaşlarımız çalışıyor. Yine İFM'de faaliyet gösterecek finansal kurumların kendilerine yönelik düzenlemeler yapılması gerekiyor. Bunlarla ilgili bankalar ve finansal kurumlarla bir araya geleceğim. İFM için hayata geçebilmesi için global finans merkezleri hangi koşullarda çalışıyorlarsa İFM'yi de aynı koşullarda çalıştırmak zorundayız. Eğer vergi ve işlem maliyetleri yüksekse aracılık maliyetleri yüksekse kimse gelip burada işlem yapmaz. İFM neyi gerektiriyorsa onu yapacağız."
"DOĞRUDAN FETÖ'YE BAĞLI 1000 ŞİRKET VAR"
Devletin kurumlarının doğrudan doğruya FETÖ'nün kontrolünde olan, onlardan aldıkları emir ve talimatla iş yapan şirketleri, kurum ve kuruluşları tespit ettiğini ifade eden Bakan Ağbal, bu şirketlerin sayısını bin olarak verdi. Sahipleri farklı insanlarmış gibi gözüken bu şirketlerle ilgili savcılıklar ve emniyet güçlerinin işlemlerine devam edeceğini anlatan Ağbal, iş dünyasının FETÖ bağlantılı şirketlerden uzak durmasını isteyerek "Bu şirketlerin bugününü değil dününü de biliyoruz. Vatandaşlarımız normal ticareti yaptı diye yarın öbür gün başına gelmez ama bunlardan uzak durmak lazım" dedi.
İŞADAMLARI DA FETÖ'DEN BIKMIŞ
-Hangi şirketin FETÖ ile bağlantılı olduğu henüz net olarak bilinemediği için iş dünyasında çekinceler oluşmuş durumda. Bu şirketlerle iş yapanlar ne yapsın?
Fetö toplumun kılcal damarlarına yayılmış. Siyasetin, devletin, sivil toplumun ve iş aleminin içinde, insanları tehdit, şantaj ve korkutmayla kendilerine güç devşiriyorlar. 17-25 Aralık sürecinden itibaren bunun böyle olduğunu hükümet olarak yüksek sesle ifade edip bunlarla mücadele ediyoruz. İşadamları yılmış ve bıkmış bunlardan. Çünkü bunlar işadamlarına öyle şeyler yapmışlar ki.. 15 Temmuz sonrası savcılıklarımızın ve emniyet güçlerimizin yaptıkları soruşturmalar ve istihbarat örgütlerinin yaptığı çalışmalar ile belirlenen şirketler var. Bu şirketler doğrudan doğruya FETÖ terör örgütlerinin sahip olduğu birtakım göstermelik işadamlarının sahipmiş gibi göründüğü şirketler. Birtakım holdingler var görünürde sahibi var aslında gerçek sahipleri onlar değil. Bu holdingleri kontrol eden bu terör örgütünün merkezindeki başka güç unsurları. Kaynak Holding bunların başında geliyor. FETÖ terör örgütünün kontrolünde bin şirket var. Savcılıklarımız, MASAK, vergi denetim birimlerimiz terör örgütünün finans ayağı ile ilgili mücadaleyi yürütüyorlar. Mücadeleyi yürütürken şirketlerle iş yapan işadamlarının zarar görmesini önleyecek tedbirler almaya dikkat ediyoruz. Şunu da söyleyelim piyasada kim kimdir biliyoruz. İşadamlarımızın FETÖ terör örgütüne arka çıkan şirketlerden uzak durması gerekiyor. Geçmişte 17-25 Aralık öncesi kişiler iyi niyetle farklı alışverişte bulunmuş olabilir. Bunlarla ilgili sorun olmayacak.
BANKALAR BATAR, FABRİKALAR KAPANIRDI
-Perde arkasında iş dünyası fiili olarak da devlete yardımcı oldu mu?
İşadamları ve bankalar ilk andan itibaren sistemin ayakta durması, piyasaların normal işlemesi için sorumlu bir tavır örnek sayılabilecek duruş sergilediler. Darbeden sonraki hafta sonu bankacılar içeride ve dışarıda önemli uğraşlar verdi. Bankacılık global ekonominin dışa açık yüzü, bankacılar o dönemlerde ve bugünlerde de Türkiye ekonomisine ilişkin çok olumlu görüşmeler yapıyor. Allah göstermesin eğer darbe girişimi başarılı olsaydı ülkemizde bankalar batardı, fabrikalar kapanırdı, işsizlik olurdu. Bunların ekonomide nasıl büyük tahribatlar meydana getirebileceğini hepimiz biliyoruz. Adeta hepimiz için bu kötü bir kabus oldu. İşadamlarımızı ve bankacılarımızı darbe girişiminde gösterdikleri sorumlu anlayıştan dolayı tebrik ederim.
"SÜPER TEŞVİK DOĞRUDAN YATIRIMA İVME KATACAK"
Meclis'ten çıkan mevcut teşvik unsurlarının daha fazla yatırımcıya sunulması ve hem de global rekabet içinde başka ülkeler tarafından verilen teşviklerin Türkiye'ye kazandırılmasını sağlayacak olan 'süper teşvik' düzenlemesine de değinen Ağbal, "Yeri geldiğinde yatırımcıya ortak olacağız, yeri geldiğinde hibe vereceğiz. Uzun süreli faizsiz kredi ve satın alma garantisi vereceğiz. 10 yıllık vergi tatili yapacağız. Yeter ki Türkiye'ye gelsinler. Bunlar Türkiye için yeni ama dünya için yeni değil. Düzenlemeler hayata geçtikten sonra inanıyorum ki doğrudan yatırımlar için bir ivme katacak" dedi.
RAHİM AK