Nişantaşı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof Dr. Kiper, muayenehanelerde veya kayıt dışı yapılan kolonoskopi uygulamalarının sakıncalarına değindi. Kalın bağırsak kanserleri olarak bilinen kolorektal kanserlerin, mide-bağırsak sistemde en çok görülen kötü huylu tümörler olduğunu ifade eden Prof Dr. Mehmet Haluk Kiper, “Amerika’da senede 140 bin yeni olguya tanı konulmakta ve her yıl 50 bin hasta kaybedilmekte. Amerika’da 3. derece görülen kanser tipi olan kolorektal kanser, bir günde yaklaşık 450 kişinin kanser teşhisi konulduğu ülkemizde erkeklerde yüzde 9, kadınlarda ise yüzde 8 oranında görülmektedir. Hemen hemen tüm kanser türlerinde olduğu gibi Kolorektal kanserlerde de erken tanı, medikal ve cerrahi gelişimlerin, ölüm oranının azalmasına etken faktörler” diye konuştu.
“KOLONLARIN TAM TEMİZLENMESİ GEREKİR”
Tanı metotları hakkında da detaylı bilgi veren Prof Dr. Kiper, şöyle devam etti:
“Tanı metotları içinde anoskopi, proktoskopi, flexiblesigmoidoskopi ve kolonoskopinin önemli bir yer kaplıyor. Kolonoskoplar 10 ile 160 cm uzunluğunda olup kolon girişi ile terminal ileum arasının incelenmesi yapılır. Bunun için kolonların tam olarak temizlenmesi gerekir. Aksi halde kolonoskopi esnasında içeride kalan gaita yanlış neticeler verebilir."
“ÇEŞİTLİ KOMPLİKASYONLAR MEYDANA GELEBİLİR”
Tetkik sırasında hem rahat bir tetkik olması için, hem de gerginlik ve şiddetli ağrı meydana geleceği için anestezi verilerek sedasyon (hastayı uyutma) altında işlem yapılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kiper, hastaları muayenehanelerde veya tıbbi yeterliliği bulunmayan ortamlarda kolonoskopi yaptırmamaları konusunda uyardı.
Kiper, “Anestezi verilen bir hastanın anesteziden uyanması ve uyanmadan sonraki periyotta çeşitli komplikasyonlar meydana gelebilir. Oluşabilecek komplikasyonlardan kaçınabilmek ve tedavi edilebilmesi için kolonoskopi işleminin uygun şartlara sahip hastanede yapılması gereklidir. Kolonoskopi esnasında oluşabilecek komplikasyonlar muayenehane standartlarında müdahale edilemeyebilir. Kolonoskopinin ayrıca komplikasyonları içerisinde ferfirasyon (delinme), kanama ve kolonlarda yırtılma olabilir. Bunların hepsi acil müdahaleyi gerektireceği için tam teşekküllü yoğun bakım ünitesine sahip hastanelerde işlem yapılmasında yarar vardır. Her iki metot da hem tanı hem de tedavi için kullanılır. Bu metotla biyopsi, elektrokoter ile de gerekli müdahaleler uygulanır. Ayrıca snare biyopsi de yapılır. Dolayısıyla anestezi altında yapılacak olan bu prosedür birtakım komplikasyonları içinde barındırdığı ve gerektiğinde acil ameliyata da alınma riskinden dolayı hastane ortamında yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.