Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, menenjit hastalarının mutlaka hastaneye yatırılıp tedavi edilmesi gerektiğini, çünkü zaman geçtikçe hastanın kalıcı zarar görme riskinin arttığını bildirdi.
Ceyhan, Dünya Menenjit Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, beyin zarlarının enfeksiyonu olarak tanımlanan menenjite neden olan faktörlerin yaşa göre değiştiğini ancak en önemlileri arasında virüs, mantar ve bakteriler ile bazı kimyasal maddelerin bulunduğunu ifade etti.
Menenjit mikroplarının genellikle solunum yoluyla bulaştığını belirten Prof. Dr. Ceyhan, bu nedenle menenjit hastalarına bir metreden daha fazla yaklaşılmaması gerektiğini, ayrıca hastayla ve hastanın dokunduğu eşyalarla temastan sonra el yıkamanın son derece önemli olduğunu bildirdi.
Prof. Dr. Ceyhan, hastalıktan korunmanın en etkili yolunun aşı olduğuna işaret ederek, "Menenjite en sık neden olan 2 bakteriye karşı geliştirilen aşılar günümüzde Sağlık Bakanlığı tarafından bütün çocuklara ücretsiz olarak uygulanıyor. Menenjite en sık neden olan 3. bakteri meningokoka yönelik aşılar henüz Türkiye'nin ulusal aşı şemasına girmedi ancak aileler ücretini ödeyerek bu aşıyı yaptırabiliyor ve bu aşılar bebeklikten itibaren başlamak üzere bir program dahilinde uygulanabiliyor." ifadelerini kullandı.
Menenjitin, en iyi tedavi şartlarında dahi yüzde 5-10 oranında ölümle sonuçlanabildiğini belirten Ceyhan, şunları kaydetti:
"Ayrıca hastalık kalıcı sekellere neden olabiliyor. Yüzde 20 işitme kaybına yol açar. Nadiren de olsa sara hastalığını tetikleyebilir, öğrenme güçlüğüne neden olabilir ve bunun dışında bazı nörolojik bozukluklara yol açabilir. Bazen de beyinde su toplanması diye tarif edilen hidrosefali isimli tablo gelişebilir. Bu nedenle menenjit hastalarının mutlaka hastaneye yatırılıp tedavi edilmesi lazım ve ne kadar erken tanı konulup tedaviye başlanırsa o kadar iyi cevap alınabilir. Menenjit tedavisinde saniyeler bile önemlidir çünkü zaman geciktikçe hastanın kalıcı zarar görme riski artar."
- "Menenjit Türkiye'de 100 binde 3 ila 4 civarında görülüyor"
Menenjitin bütün dünyada görülen bir hastalık olduğunu aktaran Ceyhan, hastalığın en sık Afrika'da Büyük Sahra Çölü'nün güneyinde yer alan kuşaktaki ülkelerde görüldüğünü anlattı.
Ceyhan, hastalığın gelişmiş ülkelerde 100 binde 1 civarında görülürken, Türkiye'de bu oranın 100 binde 3 ila 4 civarında olduğuna dikkati çekerek, "Bu hastalık çok tehlikeli olduğu için, Türkiye'de görülme sıklığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Ceyhan, iki yaşın üzerindeki hastalarda belirtilerin genelde ateş, baş ağrısı ve kusmayla başladığını ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"İki yaş üzerindeki çocuklar genellikle boynunu bükemiyor; iki yaşın altındaki çocuklarda ise çok belirgin bir şikayet olmuyor. Bazen ateş bile görülmeyebiliyor. Küçük bebeklerde yemek istememe, halsizlik, aşırı duyarlılık, fazla ağlama şeklinde belirtiler görülebiliyor. Menenjit teşhisi ancak doktor muayenesinde anlaşılabilir ve kesin menenjit tanısı için de çocuğun belinden su alıp bakmak gerekir. Virüs kaynaklı menenjit hastalığı her yaşta görülse de bakteri kaynaklı menenjitin görülme sıklığı yaşa göre değişkenlik gösteriyor. Yeni doğan döneminde menenjite, genellikle annenin doğum kanalından bebeğe ulaşan, daha çok bağırsaklarda bulunan farklı bakteriler neden oluyor. Yeni doğan döneminden sonra ise üç tane bakteri türü kaynaklı menenjit vakaları daha çok görülüyor. Pnömokok ve hib bakterilerine karşı Bakanlığımız zaten ücretsiz bir aşı program uyguluyor. Bu iki aşı tüm dünyada 132 ülkede uygulanıyor. Meningokok kaynaklı menenjit vakalarını da aşıyla önleyebilir hale geldiğimizde, bakteriyel menenjitlerin ortadan kaldırılması mümkün. Yani bu sayede menenjitsiz bir dünya hayali gerçek olabilir."