"Yaşam boyu yaklaşımına göre bireyin sağlık durumunun ve bakım ihtiyacının takip edilebileceği bir dijital sistem olmalıdır"
"50 yaş ve üstünde bireyin kendi beyan ettiği sağlık şikayetlerinin yanı sıra ekonomik, sosyal ve tıbbi olarak her yıl çok boyutlu değerlendirme yapılmalı"
"Yaşlıların sağlık ile ilgili bilgileri anlayıp yorumlaması ve buna uygun davranış göstermesi amacıyla sağlık okuryazarlığı eğitimleri artırılmalıdır"
TBMM Yaşlıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu, "yaşam boyu" yaklaşımına göre bireylerin sağlık durumunun ve bakım ihtiyacının takip edilebileceği bir dijital sistemin oluşturulmasını, bu sisteme girilecek ekonomik, sosyal ve tıbbi verilerle her yıl çok boyutlu değerlendirme yapılmasını istedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya'nın başkanlığını yaptığı komisyonun taslak raporunda, sağlık ve bakım ihtiyacını azaltmak için koruyucu ve önleyici hizmetlerin önemi vurgulandı.
Önleyici stratejilerle yaşlı bireylerin bağımsızlık kaybının mümkün olduğunca geciktirilmesi gerektiği belirtilen raporda, medyada buna yönelik kamu spotlarına yer verilmesi önerildi.
Raporda, "yaşam boyu" yaklaşımına göre bireyin sağlık durumunun ve bakım ihtiyacının takip edilebileceği bir dijital sistem oluşturulması gerektiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
"Aile hekimliği bu konuda merkez nokta olmalı. 50 yaş ve üstünde bireyin kendi beyan ettiği sağlık şikayetlerinin yanı sıra ekonomik, sosyal ve tıbbi olarak her yıl çok boyutlu bir değerlendirme yapılmalı ve sisteme veri girilmelidir. Buna göre aktif yaşlanma hizmet ve önerilerinden yararlanılmalı, yaş ilerledikçe sağlık ve sosyoekonomik olarak kırılganlık düzeyi artan ve desteğe ihtiyacı olanlara evde destek hizmetleri, bakıma ihtiyacı olanlara evde bakım hizmetleri, sağlık bakımına ihtiyacı olanlara evde sağlık hizmetleri sunulmalıdır. Tüm bu süreç şu anda yaygın şekilde kullanılan sağlık bilişim sistemi üzerinden takip edilmelidir.
Tek başına yaşayan ve yoksul durumda olan yaşlılar hizmette öncelikli olarak kabul edilmeli, bu yaşlılara sunulan hizmetlerde, yerel yönetimlerin etkinliği arttırılmalıdır. Günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirme yetisinde olmayan ve sosyal hizmet ihtiyacı olduğu hekim ve sağlık personeli tarafından tespit edilen vakaların gerekli sosyal hizmet birimlerine yönlendirilmesi için Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında bilgi iletişim sistemlerinin oluşturulması gereklidir. Bu uygulama 50 ve üstü yaş grubu için başlatılmalı, sosyal hizmet ihtiyaçları izlenerek, koruyucu ve önleyici hizmetlerden başlanarak kademeli olarak hizmet sunumuna geçilmelidir."
- Sağlık okuryazarlığı
Yaşlılar için mevcut sağlık hizmetleriyle ilgili farkındalık çalışmaları yapılması önerisine de yer verilen raporda, "Yaşlılarda sağlık okuryazarlığı düzeyi, eğitimleri ve çalışmaları yeterli değildir. Yaşlıların sağlık ile ilgili bilgileri anlayıp, yorumlaması ve buna uygun davranış göstermesi amacıyla sağlık okuryazarlığı eğitimleri artırılmalıdır. Yaş ilerledikçe bilişsel fonksiyon kaybına bağlı olarak ortaya çıkan durumda yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimini sağlayacak, düzenli ilaç kullanımına destek olacak bir sağlık okuryazarlığı destek ve danışmanlık sistemi geliştirilmelidir." denildi.
- "Sosyal ve kültürel faaliyetler düzenlenmeli"
Geriatri ve palyatif bakım hizmeti sunan sağlık merkezlerinin sayısının ve niteliğinin artırılması istenen raporda, tıp fakültelerinde geriatri bilim dalının yaygınlaştırılması, eğitim araştırma hastanelerinde geriatri klinikleri açılması, tıp fakülteleri ve hemşirelik fakültelerinde palyatif bakım eğitimlerinin müfredata alınması görüşlerine yer verildi.
Yaşlılar ve yakınlarının yaşlılık depresyonu, deliryum, beslenme yetersizliği ve kas kaybı hakkında uygun iletişim araçları kullanılarak bilgilendirilmesinin sağlanması gerektiği ifade edilen raporda, yaşlı bireyler için toplanma alanları, bahar evleri benzeri kurumlar, egzersiz ve hobi kursları açılması sağlanması önerildi.
Yaşlanmayla birlikte yaşlılığa ve emekliliğe uyum problemlerinin yaşandığına işaret edilen raporda, "Millet bahçeleri gibi büyük rekreasyon ve yeşil alan bölgelerinden yararlanmak üzere yaşlıların aktif şekilde katıldığı doğa yürüyüşleri, şiir dinletisi, spor müsabakaları, bilgi yarışmaları, konser veya müze gezisi gibi çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetler düzenlenmelidir. Bu faaliyetlerin yaşlı bireylerin özelliklerine göre uyarlanmış, yaşlılar için kapsayıcı olduğundan emin olunmalı ve bu konuda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Yaşlılar için işlevsel dernek ve sivil toplum kuruluşlarının sayıları arttırılmalıdır. Ayrıca yaşlıların halihazırda faaliyet gösteren dernek ve kulüplere katılımlarının sağlanması teşvik edilmelidir." ifadesi kullanıldı.
- "Ekonomik kazanç getiren kurslar açılsın"
Cezaevlerinde tutuklu ve mahkumların üretime kazandırılmasına ilişkin modelin örnek gösterildiği raporda, "Ürün üretimine dayalı eğitimler sayesinde kursiyerlerin ekonomik kazanç elde etmesi, ayrıca vatandaşların daha ucuza daha kaliteli ürün elde edebilmesi sağlanabilir. Kursa başvuru azlığından kaynaklı kurs açılmaması durumuna karşılık gezici öğreticilik modeliyle eğitimlerin verilmesi değerlendirilmelidir. Bu şekilde yaşlılar evlerinde ve hastanelerde eğitim alabilirler." görüşleri yer aldı.
Taslak raporda ayrıca, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerinin ve adli görüşme odalarının, ülke genelinde kurulması istendi.
Adliyelere başvurmak isteyen yaşlı bireyler için adliyelerde var olan danışma masalarının sayısının arttırılması talep edilen raporda, personelin yaşlılarla iletişim konusunda eğitilmesi gerektiği vurgulandı.
Raporda, adliye binalarının, yaşlıların ihtiyaç duyduğu erişilebilirlik imkanlarına kavuşturulması, yeni binaların mimarisinin erişilebilirliği dikkate alarak tasarlanması, yaşlı bireylerin fiziksel veya ruhsal zorbalıkla karşılaşmaları durumunda başvurabilecekleri mekanizmalar hakkında kamu spotları ve bilgilendirme broşürleri hazırlanması gerektiği de kaydedildi.