Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Direktörü Asya Varbanova: "BM Kadın Biriminin ekimde yayımladığı küresel analiz, toplumsal cinsiyete dayalı var olan eşitsizlikler nedeniyle kadınların erkeklere oranla Kovid-19'un sosyal ve ekonomik etkilerine daha fazla maruz kaldığını bir kez daha gösterdi"
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Direktörü Asya Varbanova, hazırladıkları küresel analiz raporuna göre kadınların Kovid-19 salgınının sosyal ve ekonomik etkilerine, erkeklere göre daha fazla maruz kaldığına dikkati çekerek, toparlanma sürecinde kadınlara bu alanlarda öncelik verilmesi gerektiğini söyledi.
Varbanova, AA muhabirine, Kovid-19'un sağlığın ötesinde kadınlar ve erkekler için ekonomik ve toplumsal sonuçları da olan bir salgın olduğunu anlattı.
Birleşmiş Milletler Kadın Biriminin, ekimde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarına yönelik ilerlemenin değerlendirildiği yeni bir küresel analiz yayımladığını anımsatan Varbanova, "Rapor, toplumsal cinsiyete dayalı var olan eşitsizlikler nedeniyle kadınların erkeklere oranla Kovid-19'un sosyal ve ekonomik etkilerine daha fazla maruz kaldığını bir kez daha gösterdi. Kadınlar ve kız çocukları, erkekler ve oğlan çocuklarına kıyasla daha fazla iş kaybı yaşıyor, eğitimdeki aksamalar, artan ücretsiz ev ve bakım işi yüküyle daha fazla mücadele ediyor." dedi.
Varbanova, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet bildirimlerinin dünyanın her yerinde arttığına işaret ederek, sağlık çalışanları olarak ön saflarda yer alanlar da dahil, kadınların Kovid-19'a müdahaledeki merkezi rollerine rağmen hak ettikleri liderlik pozisyonlarına sahip olmadığını kaydetti.
İş gücünde zaten yeterince temsil edilmeyen kadınların, 2019-2020 arasında erkeklere oranla çok daha fazla iş kaybı yaşadığını aktaran Varbanova, şöyle devam etti:
"Kadınların istihdamı küresel olarak yüzde 4,2 düşerken, bu oran erkekler için yüzde 3 oldu. 2020'de çalışan kadın sayısı 54 milyon azaldı ve iş piyasasından tamamen ayrılan kadın sayısı ise 45 milyonu buldu. 2021 tahminleri, kadınların salgın öncesi istihdam seviyelerine gelmesinin oldukça zaman ve çaba gerektireceğini gösteriyor. 2021'de çalışan erkek sayısının önceki yılla aynı olması beklenirken, çalışan kadın sayısının 2019'a göre 13 milyon daha az olacağı öngörülüyor."
"Ev ve bakım işleri özellikle kadınların omuzlarına yüklendi"
Salgın nedeniyle kapanma sürecinde okulların, kreşlerin ve bakım evlerinin kapalı olması ve aile üyelerinin evlerinde kalmasıyla bakım ihtiyacının arttığını, ev ve bakım işlerinin özellikle kadınların omuzlarına yüklendiğini vurgulayan Varbanova, "Çalışmalarımız, kadınların her türlü ücretsiz bakım işinde hem erkeklere hem de Kovid-19 salgını öncesine oranla çok daha büyük artış yaşadığını ortaya koyuyor. Ücretsiz ev ve bakım işlerindeki artış, kadınların iş gücüne katılımını etkileyen çok önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.
BM Kadın Birimi olarak kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için çalıştıklarını belirten Varbanova, salgının yaralarını hep birlikte sarıp daha eşit, adil ve sürdürülebilir gelecek oluşturabilmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
"İlk olarak istihdama öncelik vermemiz gerek"
Varbanova, salgının, istihdam ve bakım emeğine dikkati çekmelerini sağladığının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İlk olarak istihdama öncelik vermemiz gerekiyor. Devletlerin insan merkezli ekonomi politikaları geliştirmesi ve kadınların insan onuruna yakışan işlere, sosyal korumaya ve gıda güvenliğine erişimini sağlaması gerekmektedir. İkinci olarak bakım emeğine öncelik vermemiz gerekiyor. Bakım ekonomisine yapılan kamu yatırımları, ekonomik toparlanmanın temel direklerinden biri olmalıdır.
Makul ücretli, kaliteli bakım hizmetleri yalnızca kadınların iş gücüne dahil olmasını desteklemek ve çocuklar ile yaşlıların iyiliği için önemli olmakla kalmayıp, aynı zamanda istihdam açısından daha hızlı ve kapsamlı toparlanma süreci de sağlayabilir."
Kadınların güçlenmesinin krizlerle mücadele politikalarına bağlı olduğunu ifade eden Varbanova, şunları kaydetti:
"Pandeminin kalkınmayı yavaşlatmaya devam edeceği ön görülüyor. Güçlü yasa, politikalar ve kaynak aktarımı, Kovid-19'un etkilerini bertaraf etmek için kritik öneme sahip. Hükümetler ve özel sektörün, kadınların ihtiyaçlarını ve yaşadıkları zorlukları gözeten toplumsal cinsiyete duyarlı politikaları benimsemeleri gerekiyor. Kapsayıcı bir toparlanma süreci için kadınları ve kız çocuklarını müdahale ve toparlanma süreçlerinin merkezine almalıyız."