Girişimsel kardiyolog Prof. Dr. Ali Metin Esen, Kovid-19'u atlatan, ancak kalıcı kardiyovasküler hasar oluşmuş bireylerin tahmin edilenden fazla olabileceğine yönelik endişelerin arttığına işaret ederek, hastalıktan iyileşenlere kalp hastalığıyla ilgili semptomları izlemeleri uyarısında bulundu.
Esen, yaptığı yazılı açıklamada, istatistiklere göre Türkiye'de bulaşıcı olmayan hastalıklar içerisinde kalp ve damar hastalıklarının tüm ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını, özellikle iskemik kalp hastalıkları ve serebrovasküler hastalıkların, ilk iki ölüm nedenini oluşturduğunu anlattı.
Türkiye'de yılda yaklaşık 400 bin kişinin kalp ve damar hastalıklarından yaşamını yitirdiğini kaydeden Esen, Türkiye'de halihazırda 3,5 milyon insanın kalp ve damar hastası olduğunun bilindiğini ve bu sayının 2035'te 5,4 milyona yükseleceğinin öngörüldüğünü belirtti.
Esen, artan sayıda çalışmada, Kovid-19 geçiren kişilerin önemli bölümünün, hastalığı hastaneye yatacak kadar ağır geçirmeseler bile bir tür kalp hasarı yaşadığının ortaya konulduğunu aktararak, şu bilgileri paylaştı:
"Bu durumun uzun dönemde kalp yetersizliğine dönüşme riski taşıyıp taşımayacağı tartışma konusu haline geldi. Enfeksiyonu atlatan ancak kalıcı kardiyovasküler hasar oluşmuş bireylerin tahmin edilenden fazla sayıda olabileceğine dair endişeler artmaktadır. Hastaneye kaldırılan birçok hastanın kardiyak hasar kanıtı gösterdiği bilinmektedir. Kovid-19 ile hastaneye yatırılanların yaklaşık dörtte birinde kalp damar komplikasyonları tespit edilmektedir. Hastane ve yoğun bakımlarda meydana gelen tüm Kovid-19 ile ilişkili ölümlerin ise yaklaşık yüzde 40'ına kalp damar komplikasyonları katkıda bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan iki çalışma, enfekte olanlar arasında kalp hasarının daha yaygın olabileceğini öne sürüyor. Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden ve öncesinde kalp damar tutulumu saptanmamış 39 kişiye otopsi yapılmış ve bunların 19'unda kalp ve damar sistemlerinin etkilendiği saptanmıştır. Bir başka bilimsel çalışmada son 3 ay içeresinde Kovid-19 geçirerek iyileşen 100 hastanın kalp dokuları kardiyak MR ile incelenmiş yüzde 78'inde kalp tutulumu gözlemlenmiştir. Üstelik bu hastaların çoğu hastalığı hastaneye yatmadan geçirmişlerdi."
Kimin risk altında olduğunu belirlemenin veya virüsten iyileşenlerin kalp sorunları gelişip gelişmeyeceğinin halihazırda bilinmediğini belirten Esen, şöyle devam etti:
"Kovid-19'dan iyileşen kişilere, eforla artan nefes darlığı, göğüs ağrısı, ayak bileklerinde şişme, kalp çarpıntısı veya düzensiz kalp atışı, nefes darlığı olmadan düz yatamama, geceleri nefes darlığı ile uyanma ve baş dönmesi semptomlarını izlemelerini ve bunları yaşarlarsa bir kardiyoloğa danışmalarını tavsiye ediyoruz. Bu şikayetlerin mevcudiyeti halinde kalp kası ve damarlarda hasar veya kalp zarının etkilenmiş olma olasılığının değerlendirilmesi amacıyla ekokardiyografi, kalp MR'ı ve koroner BT anjiyografi yapılmaktadır."
- Kalp sağlığı için öneriler
Prof. Dr. Ali Metin Esen, yüksek tansiyonun kalbin erken yaşlanmasının ilk sırada gelen sebebi olmaya devam ettiğine değinirken, kalp sağlığı için şu önerileri sundu:
"Haftada 4-5 gün, 30 dakikalık egzersiz gibi küçük hedefler belirleyin. Aktif kalmak, kalp hastalığı riskini büyük ölçüde azaltabilir. Sağlıklı bir kalbe sahip olmak için sağlıklı beslenin. Dengeli bir diyet, taze meyve ve sebzelerin yanı sıra tam tahılları içerir sağlıklı seçimler yaparak diyetinizdeki yağ ve şeker miktarını azaltın. Bu durum kan şekeri ve kan yağlarınızı olumlu etkileyecektir. Sigara, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyonun en büyük nedenlerinden biridir. Sigarayı bırakmayı küçük adımlarla planlayın. Sigara içmediğiniz bir yıl kalp krizi geçirme riskinizi sigara içiyor olduğunuzun yarısına hemen düşürecektir. Tuz alımınızı kontrol etmek, sağlıklı bir kan basıncı düzeyini korumanıza da yardımcı olacaktır. Kalp damar hastalıkları, bazı kalp kası hastalıkları ve kapak hastalıkları kalıtsal özellikler taşımaktadır. Kalp hastalığına yatkın olsanız bile, sağlıklı bir yaşam tarzı ve düzenli sağlık kontrolleri hem hastalıktan korunmaya hem de erken teşhis ile erken tedavi olanakları sağlayacaktır."