Üçlü organ naklinin kahramanı Prof. Ömer Özkan, "Uğur Acar 6 ay sonra yaz sıcağını hissedecek. Vücut yüzü reddederse de b planı hazır" dedi ve ekledi: Kol naklindeki başarımız, Sağlık Bakanlığı'nı yüz nakline ikna etti
Yüzünü ve organlarını bağışlayan Ahmet Kaya, nakille yeni bir yüze kavuşan Uğur Acar, Prof. Dr. Ömer Özkan ve doktor eşi Özlenen Özkan, bir haftadır hayatlarımızın parçası oldu. Prof. Ömer Özkan ve eşi, yaptıkları üçlü nakille sadece Türkiye'nin değil dünyanın da gündeminden düşmedi. Yalnızca ilk nakiller değil, bu derece riskli bir operasyonun detaylarını paylaşmaları, ameliyathane kapılarının böylesine açılması da ezber bozdu. Genç cerrah çift alıştığımız doktor portrelerinden hayli farklı... Kritik operasyonları, "Ya başarısız olursak" endişesiyle kendi içinde paylaşmaya alışık olan tıp dünyası da bu nedenle biraz şaşkın. Riskli ameliyatın altından alnının akıyla çıkan Prof. Özkan ise başarının da başarısızlığın da birlikte yaşanabileceğine inanıyor. Özkan, tıp tarihinin en fantastik ameliyatlarından biri kabul edilen yüz naklinin en ince detaylarını SABAH'la paylaştı:
BEYİN NAKLİ HADDİM DEĞİL: "Yüz nakli 5 yıllık hayallerimin, planlarımın son noktasıdır. Beyin nakli için adım geçiyor ama benim haddim değil. Yüz naklini 2011 diye hedeflemiştim. Yeni yıla saatler kala, içimde 'Henüz yıl bitmedi' diye bir umut vardı. Bu anı çok bekledim, 2012'nin başında yapmak nasip oldu.
B PLANIMIZ VAR: En iyi senaryo Uğur'un 1.5 aya kadar taburcu olması. Kötü senaryo ise vücudun yüzü reddetmesidir. Bundan çok korkarım. Ama buna karşı da hazırlığımızı yaptık. Yüz reddi iki gün önceden kendini gösteriyor, alerji benzeri şeyler başlıyor gözle görülebildiği için hemen önlem alıp tedavi etmek mümkün. Çok hızlı müdahale edersek cevap oranımız çok yükselir. Böyle bir şansımız var. Reddedilme riskinden bu yüzden çok korkmuyoruz.
BAKANLIĞI KOL NAKLİ İKNA ETTİ: Kol naklinin başarılı olması Sağlık Bakanlığı'nı yüz nakline ikna etmemizi kolaylaştırdı. Kol nakli başarısız olsaydı 10 yıl daha bu ameliyatların hiçbirini yapamazdık. İzin alan dört merkez var ama ilk yapan mutlaka biz olacaktık. Çünkü Türkiye'nin bu konuda ilk ruhsat alan merkezi biziz. Hastaları, 50 başvuru arasından önce 20'ye sonra 4'e indirdik. Her yaşa her cinsiyete, her kan grubuna uyacak hastamız vardı.