8 Şubat'ta e-Devlet üzerinden hizmete sunulan 'soyağacı belgesi'ne büyük ilgi herkesi şaşırttı.Öyle ki sistem bir süre askıya bile alındı. Peki, atalarımızı neden bu kadar çok merak ettik? Soyağacını öğrenmenin insanları rahatlattığına dikkat çeken uzmanlar bunu, iyi bir gelecek kurmak için geçmişten güç alma ihtiyacına bağlıyor.
İçişleri Bakanlığı, e-Devlet üzerinden nüfus ve vatandaşlık bilgilerini açarak bir nevi 'bir tıkla'yla atalarımıza ulaşmamızı sağladı. Kamuoyu bu hizmete öyle yoğun ilgi gösterdi ki sistem sık sık kilitlendi. Soyağacı sorgulama sistemine gelen aşırı talebi 'insanın geçmişini öğrenme güdüsü' olarak açıklayan uzmanlar, bu durumun son derece doğal kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. KARAR'a değerlendirmelerde bulunan sosyologlar ise kayıtların insanların beklentilerini karşılayacak içerikte olmadığını savunarak bunun nedeninin Soyadı Kanunu'nun aceleye getirilmiş olması ve Osmanlıca tutulan kayıtların vatandaşlar tarafından takip edilememesinden kaynaklandığını belirtiyor.
TÜRKİYE'DE İLK OLDUĞU İÇİN İLGİ GÖRDÜ
Sosyolog Prof. Dr. Mustafa Erkal:"Öncelikle 1934 Soyadı Kanunu ile ilgili bazı aceleci davranışların ortaya konulduğunu düşünüyorum. Benim hocam Prof. Fahri Fındıkoğlu Hukuk Fakültesi'nde bununla ilgili bir açıklama yapmıştı. Hocamız 'Bu tür aceleci davranışlar ileride insanların soy kütüğü hakkında bilgi sahibi olmasını engelleyecektir' demişti. Gerçekten bugün Türkiye'de insanlar dedesini biliyor ama dedesinden önceki soyağacını tespit etme konusunda zorlanıyor. Vatandaşın yoğun ilgisi daha önce böyle bir çalışma yapılamamasından kaynaklanıyor. 1934 Soyadı yasasıyla da lakaplar, unvanlar ve ailevi isimler yarı yarıya gitti veya ufaltıldı. 'Oğlu' atıldı gerisi kaldı. Bu durum da büyük boşluk yarattı. Geçmişte bu boşluğu insanlar sadece aileleri itibariyle gidermeye çalışmıştı."
SOY-SOP SORMAK ADET DEĞİLDİ
Sosyolog Prof. Faruk Birtek: "Biz çok karışık bir milletiz. Kimse nereden geldiğini bilmiyor. Osmanlı Dönemi'nden beri bizde soy merakı yoktur. Osmanlı'da köy dışında, şehir kültüründe herkes birbiriyle evlenmiştir ve karmakarışıktır. Dolayısıyla insanlar merak ediyor. Yepyeni ve bizde olmayan bir bilgi. Bizde soy-sop sormak adet değildir. Bir de işin eğlence boyutu var. Eğleniyor millet. Sosyal medyada bu kadar konuşuluyor olmasının bir sebebi de budur."
KAYITLARDA HATALAR OLABİLİR
Tarihçi Yusuf Halaçoğlu: "Tabii ki insanlar geçmişini atalarını öğenmek ister. Bu tabii bir şey. Ama Türklerde böyle bir gelenek yoktu. II. Mahmut'dan sonra ilk 1831'de nüfus kütükleri dönemi başladı. 1830'lara kadar dedesinin dedesine ulaşabiliyor. İnsanlar merak ediyor. Şehit dediğiniz zaman neredeyse her ailede şehit olduğu biliniyor. Ama ne olduklarını kimse bilmiyor. Türkiye'de bu konuda açıklık yok. Birçok ülkede bunların hepsi tespit edilmiştir. Kimin hangi şehitleri vardır kimdir nedir bilinir. Merak edilmesi de tabii bir şey. Kayıtlar Osmanlıcadan Türkçeye çevirildiği için bazı yanlışlıklar yapılmış olabilir. Arşivlerden görmek mümkün değil ancak nüfus dairesinde vardır."
İZ SÜRMEK BİR NEVİ TERAPİ YÖNTEMİ
Psikiyatr Yrd. Doç. Dr. Onur Okan Demirci: "Bazı terapi şekillerinde soy ağacını bilmek rahatlatıcı bir yöntem. Psikoanalitik düşünce açısıyla bakıldığında ölüm kaygısıyla başa çıkma yollarından bir tanesi. Geçmişe ne kadar uzanırsanız, ömrünüzü o kadar uzun yaşayacakmışsınız gibi düşünülüyor. Soy ağacını öğrenmek, genetik bir aktarma sağlayarak ölümsüzlükle başa çıkabilmek adına bir yöntem olarak da görülüyor. Kişi 'mükemmel bir insanım' diyebilmek için geçmişini örnek göstermek istiyor. Ayrıca herkesin soyağacını bu kadar merak etmesi kültürel etkilerden kaynaklı. Biraz ataerkil bir yapıya sahibiz. Çocukken anlatılan hikayeler bile dedemin dedesi, dedemin babası böyleydi diye anlatılırdı. Kökenini öğrenmek insanları rahatlatıyor çünkü 'benim kökenim buraya bağlıymış, atalarım böyle güçlü insanlarmış' diyebiliyor." kaynak:karar.com
Işıl ÇALIŞKAN