Sadece ülkemizde değil birçok ülkede kadınların başlıca sorunu olan bekâret, bugüne kadar hep ilk cinsel ilişkiyle gelen kanla simgelendi...
Oysa günümüzde bu inanışın doğru olmadığını savunan görüşler var. Cinsel Sağlık Enstitüsü (CİSED) de bu konu hakkında yaptığı son açıklamalarda bekâretin aslında kanla simgelenmesinin yanlış olduğunu ve her şey doğru yapıldığında ilk ilişkide acı, ağrı ve kanama olmadığını açıkladı.
CİSED Başkan Yardımcısı Psikolog Gülüm Bacanak, “Ne yazık ki ülkemizde cinsel eğitim yok; kızlarımız ve erkeklerimiz cinsellik konusunda hiçbir şey bilmeden ya da çok sınırlı bilgi ile ilk ilişkiyi yaşıyorlar. Erkekler, biraz daha bilgili ve deneyimli oluyor; ancak artık toplum her şeyi serbestçe yaşıyormuş gibi görünse de, kızların evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamalarına hâlâ hoş bakılmıyor. Bir de ilk ilişkinin rahat olmaması gerektiğine dair bir beklenti oluyor; yani kadın acı çekmezse, kan gelmezse bu defa erkek şüpheye kapılıyor. Yani doğal bir dürtü olan cinsellik, toplum tarafından çok zor bir hale getiriliyor. İlk gece ile ilgili olarak kızların kafalarında bazı korkular oluyor. Acı çekmek, ağrı duymak, kanama ya da kanamama gibi. Bu şartlarda sağlıklı bir ilişki zaten beklenmiyor. Eğer erkek de ilk gece kızın korkularını fark etmeyip zorlarsa o zaman durum daha da travmatik olabiliyor. Fakat ilk gece kız ve erkek rahat olur, erkek eşini rahatlatır ve gevşetirse, yeterli ön sevişme yapılırsa acı, ağrı ve kanama da olmayabiliyor. Acıyı, ağrıyı ve kanamayı yaratan şey, ilişki sırasında kadının kendini kasması erkeğin de zorlaması oluyor” diyor. İşte Psikolog Gülüm Bacanak’tan bekâret ile ilgili çarpıcı açıklamalar!
Günümüzde çoğu kadın ilk ilişkide kan gelmemesinden şikâyetçi. Bu durumun sebebi de psikolojik mi? Yani kadınların cinsellik konusunda rahatlamasıyla ilişkili olabilir mi?
Kan gelmemesi şikâyetçi olunacak bir durum değil aslında; ancak toplumda öyle bir beklenti var. Genç kızlarımız daha önce hiçbir cinsel temasta bulunmadığı halde ilk ilişkide kan gelmediğinde kendinden şüphe etmeye başlıyor ve bu onların psikolojisini de bozuyor. Ayrıca ne yazık ki erkeklerimizde de kan görme beklentisi çok fazla.
Bekâret korkusu kadınları farklı şeylere itiyor Bekâret tabusu kadının cinsel hayatını nasıl etkiliyor?
Bekâret bir damla kanla ölçülebilen bir şey değil. Bekâret aslında kişinin beyninde. Tabii ki “Herkes önüne gelenle birlikte olsun, toplum kurallarını hiçe sayarak cinselliği yaşasın” demiyoruz; ancak toplumun erkeğe, sınırsız cinsel özgürlük sağlarken, kadının cinselliğini bastırıp kısıtlaması da ileride kadının evlilik hayatında cinsellikten hiçbir zaman zevk alamamasına neden olabiliyor.
Bugüne kadar bekâret hakkında bilinenler yanlış mı?
Zaten aslında yüzyıllardır var olan bir gerçek var. Halk arasında söylenenler, her zaman doğru olmayabiliyor. Bu konuda tabii ki kadın doğum uzmanları daha ayrıntılı bilgi sahibi ve bizim görüşlerimize katılmayabilirler, ancak herkesin kabul ettiği bir gerçek var; aslında kızlık zarı doğuştan delik. Kızlık zarı bir perde gibi vajina ağzını kapatıyor ve ilk ilişkide yırtılacak, delinecek, patlayacak sanılıyor. Hatta ilk ilişkide kızlık zarından patlama sesi geleceğini düşünen ve bu yüzden ilişkiden korkan danışanlarımız bile oluyor. Oysa kızlık zarının ortasında âdet kanının aktığı bir açıklık bulunuyor yani orası tamamen kapalı değil; her kadın da âdet gördüğüne göre demek ki kızlık zarı toplumun zannettiği gibi bir yapı değil.