Hiç mi et yemeyelim?
Et çok önemli bir protein kaynağı; çinko, demir gibi vücuda çok gerekli maddelerden zengin bir besin. Bu araştırmalara dayanarak et yemeyelim sonucu çıkmıyor. İşlenmiş etin çok aza indirilmesinde yarar olduğu, işlenmemiş kırmızı etin de makul miktarda yenmesi gerektiği mesajı çıkıyor. En önemlisi, etin ve hayvani yağların bolca yenmesinin tavsiye edildiği Atkins ve benzeri diyetlerin kısa vadede kilo kaybettirse de uzun vadede sağlıklı sonuçlar doğurmayacağını gösteriyor. Etten ve hayvani yağlardan zengin diyetleri tavsiye eden beslenme uzmanlarının bu noktayı göz önünde tutup önerdikleri kişileri bu yönde bilgilendirmeleri gerekir.
Pilava da dikkat!
Bu hafta İngiliz tıp dergisi BMJ’de yayımlanan bir başka araştırmada, “Pirinç tüketimi arttıkça şeker hastalığı riski artıyor mu?” sorusuna cevap arandı. Araştırmacılar, yukarıda sözünü ettiğim iki çalışmanın yanı sıra Japonya, Çin ve Avustralya’da aynı konuda yapılan araştırmaları bir araya getirip 350 bin kişinin verilerini değerlendirdiler. Beyaz, yani işlenmiş pirinci çok yiyenlerde daha çok diyabet ortaya çıktığını gördüler. İşlenmiş pirincin kan şekerini çabucak ve kuvvetle yükselterek insülin salınımını artırmasının bu sonucu doğurduğu düşünülüyor. Yüksek glisemik endeks denilen bu etki sadece her gün yediğimiz pilavdaki beyaz pirinçle sınırlı değil. Bolca tüketilen unlu şekerli birçok besin maddesi de aynı yolla diyabetin ve kalp damar hastalıklarının oluşmasını ve ilerlemesini kolaylaştırıyor.
Sağlık çalışanı erkek ve kadın hemşirelerin incelendiği araştırma, tüketilen et miktarı arttıkça ölümlerin de arttığını gösteriyor. Günde bir porsiyon işlenmemiş (85 gram) ya da işlenmiş (1 sosis veya 30 gram sucuk, salam) et yiyenler ile 4 porsiyon yiyenlerin ölüm riski arasında azımsanmayacak bir fark var.
Sonuç
Araştırmalara ve bilimsel çalışmaların bütününe bakınca sağlıklı ve uzun bir yaşam için gerekli olan beslenme tarzının ana hatları ortaya çıkıyor. Sebze, meyve ve baklagillerden zengin, beyaz unun, şekerin ve işlenmiş tahılların en aza indirildiği, yerine işlenmemiş tahılların kullanıldığı bu beslenme biçiminde, balık ve tavuk eti kırmızı ete tercih ediliyor. Et yenmesin denmiyor, makul miktarda ve az yağlı olanının tüketilmesi, salam ve sucuk gibi işlenmiş etlerden uzak durulması öneriliyor. Zeytinyağının tercih edildiği bu tarz beslenmede paketlenmiş hazır besinlerin çoğuna ve hızlı tüketilen yemeklere ve fazla tuza yer yok.
Pirincin tarihi çok eskilere dayanıyor, ilk olarak 8-9 bin yıl önce Çin’de yetiştirilmeye başlanmış. Birçok Uzakdoğu ve Güney Asya ülkesinde bizdeki ekmek gibi ana besin maddesi olarak tüketiliyor. Hemen her öğün yesek doyamayacağımız pilav da, birçok ülkede tüketildiği gibi beyaz pirinçle yapılır. Parlatma denilen işlemden geçerek, kabuğu ve kepeğinin yanı sıra birçok vitamin ve mineralinden arıtılıp glisemik endeksi yüksek nişasta yüklü hale gelen beyaz pirinç, çok tüketildiğinde diyabet oluşmasını kolaylaştırır. Parlatma işlemine girmediğinden glisemik endeksi yükseltmeyen kepekli pirinç ise beslenme değerini koruduğu için sağlıklı kalmamızı sağlar.
Uzun dönem sağlıklı kalabilmek, kalp hastalıklarından ve kanserden korunmak için yeterli ve dengeli beslenmek gerek. Sağlıklı beslenmede kırmızı etin, unun, şekerin, beyaz pirinç gibi işlenmiş tahılların ve tuzun fazlasının yeri yok.
Prof. Dr. E. Murat Tuzcu