Sağlıklı beslenme, spor kilo vermek için altın kurallar. Bunu artık tüm dünya biliyor. Fakat bilmediğimiz ya da çoğu zaman unuttuğumuz bazı faktörler kilonuzu sandığınızdan daha fazla etkiliyor.
Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, kilo kontrolünde etkili olan hormonlar hakkında bilgiler verdi. Tutar, İnsülin hormonunu vücutta şekeri kontrol altına alan hormon olarak adlandırılmaktadır. İnsülin hormonun normal seviyelerde salgılanması kişinin kilo kontrolü için çok önemlidir. Her karbonhidratlı besin tüketildiğinde salgılanan insülin hormonu eğer sürekli ve üst üste salgılanırsa vücut insülin hormonunun seviyesini algılayamadığı için insülin direnci denen hormon problemi baş gösterecektir. İnsülin direnci olan bireylerin vücutlarının sürekli olarak yağlanma sürecine girdiği bilinmektedir. Genel olarak atıştırmaları ve kaçamakları çok seven bir toplum olarak insülin hormonu seviyesinde problemler olan birçok birey bulunmaktadır. Gün içerisinde kaloriden saymadığımız poğaçadan bir parça, 10-15 üzüm, 1-2 bisküvi gibi karbonhidrat içerikli besinler insülin seviyenizin sürekli olarak yükselmesini hatta yüksek seviyede kalmasına neden olacaktır. Bu durumda uzun vadeli bakıldığında şeker hastalığının bir numaralı tetikleyicisi olacaktır. Gün içerisine yapılması gereken ara öğün seçimleri bu nedenle önemlidir. Sadece karbonhidratlı ara öğünler yerine bunları protein içerikli olan besinlerle tüketmeniz daha doğru seçim olacaktır. Tüketmiş olduğunuz bir meyvenin yanına yoğurt ekleyerek, ekmeği peynir ile simidi ayran ile tüketmek ara öğünlerde daha doğru seçimler yaptığınızı gösterecektir. Eğer vücudunuzda insülin direnci var ise bunun ilaç, diyet ve spor ile kırılacağı unutulmamalıdır. İnsülin direnci olan bireyler uzun vadeli sonuç alınacağını unutmamalı ve kilo kaybı için daha sabırlı olmalıdır” dedi.
Açlık hormonu olarak bilinen ghrelin hormonunun ise 3-4 saatlik açlık sonrasında salgılanmakta olduğuna değinen Tutar, “Yapılan bilimsel çalışmalarda kilo vermeye yardımcı olmasının yanı sıra uzun süre açlık sonrasında kişilerin daha fazla besin tüketimi gerçekleştirdiğini gösteren çalışmalarda bulunmaktadır. Özellikle gece saat 00.00-02.00 arasında ghrelin hormonunun salgılanması kilo kaybı için önemlidir. Bu nedenle yatmadan 3 saat öncesinde besin tüketimi bitirilmelidir. Çünkü bu saatlerde bu hormonun salgılanması ile kilo kaybını destekleyen çalışmalar bulunmaktadır. Amerika da yapılan bir bilimsel çalışmada vücutlarında ghrelin hormonu düşük salgılanan bireylerin vücutlarına bu hormon verildiğinde kilo kaybı olduğu fakat vücutlarında normal seviyede salgılanan ghrelin hormonu olan bireylere bu hormon verildiğinde herhangi bir kilo kaybının olmadığı gözlenmiştir” diye konuştu.
UYKU KALİTESİ KİLO VERDİYOR
Melatonin hormonunun uykusuz kalan bireylerin gece atıştırma yapmasa dahi zaman içerisinde kilo almalarına yol açtığına işaret eden Tutar, “Gece uyku kalitesi yüksek olan bireylerde ise hem kilo kaybı hızı daha iyi sonuçlar vermekte hem de bu bireyler kilolarını daha rahat korumaktadır. Mutluluk hormonu olarak adlandırılan seratonin ile melatonin aynı anlama gelmektedir. Normal seviyedeki melatonin mutluluk vereceği gibi düşük seviyedeki melatonin ise kişinin stresinin artacağı ve dolaylı yoldan kilo alacağı anlamına gelmektedir. Ayrıca düşük melatonin daha yüksek kortizol anlamına geleceği için bireylerin vücutları zaman içerisinde yağlanmaya başlar. Vücuttaki seratoninin salgılanmasında görevi olan östrojen hormonu seviyesi düştüğünde mutluluk hormonu olan seratoninin seviyesi de düşmektedir ve bu durum kadınların daha fazla strese girmesine ve mutsuz olmasına neden olmaktadır. Seratonin seviyesinin düşük olması bireylerin karbonhidratlı besinlere olan eğilimlerinin artmasına neden olmaktadır. Fazla karbonhidrat tüketimi de karın bölgesi yağlanma anlamına gelmektedir. İşte bu nedenle menopoz dönemine giren kadınların vücutlarında minimum seviyeye inen östrojen hormonu nedeni ile hızlı bir şekilde kilo alımı yaşanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Troid hormonunun direk olarak bireylerin kilolarını etkileyen hormonların başında geldiğinin altını çizen Tutar, şöyle konuştu: “ Eğer hormon seviyesi yüksek olursa bu bireyler hızlı bir şekilde zayıflar. Seviyesinin düşük olması ise bireylerin kilo almasına neden olur. Hipotroidi olan bireylerin kilo vermek hızları da çok yavaş olmaktadır. Troid hormonu ile problemler genelde genetik faktörler aracılığı ile olmaktadır”
Stres durumunda seviyesi azalan hormonlardan birisinin de progesteron olduğunu kaydeden Tutar, şu uyarılarda bulundu: “Vücudu gevşeten ve rahatlatan hormon olarak bilinen progesteronun seviyesinin azalması kişilerin ruh hallerinde problemlere neden olur. Bireylerde genel olarak bu durumlarda daha şekerli besinleri tüketmek isterler ki mutluluk hormonu olan seratonin seviyesi vücutta artsın. Bu durumda bireylerin kilo almasına neden olur”
MEHMET BARLAS
AYDIN