• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Ankara 13 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Bursa 22 °C
  • Antalya 16 °C
  • İzmir 19 °C

Kılcal damar genişlemeleri bu hastalığın habercisi

Kılcal damar genişlemeleri bu hastalığın habercisi
Kadınlarda daha sık görülen yüzeysel kılcal damar genişlemeleri, uygun tedavi yapılmadığında cerrahi uygulama gerektirebilecek varise yol açabiliyor.

Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Prof. Dr.Köse: "Cerrahi tedavi gerektirecek duruma gelmeden önce yüzeysel kılcal damar sorunlarının tedavi edilmesi, ileride oluşabilecek varis oluşumunu engelleyebilir" dedi.

Prof. Dr. Köse, cilt yüzeyinde görülen kılcal damarların tedavi edilmediği takdirde zaman içinde genişleyerek hem estetik açıdan çirkin bir görünüme hem de kişinin yaşam kalitesini ve sağlığını bozan varise dönüşebileceğini söyledi.

Deri altında kırmızı veya koyu mavi renkle görülen yüzeysel damar genişlemelerinin en sık bacaklarda ve ayak bileklerinde; yüzde ise özellikle burun kanatlarında görüldüğünü ifade eden Köse, damarların tek tek iplik görüntüsünde ya da örümcek ağı şeklinde kırmızı veya mavi renkli olabildiğini anlattı.

Kılcal damarlar sıkışınca...

Köse, kılcal damarlardaki bu görüntünün küçük bir alanı kaplaması halinde belirgin olarak fark edilemeyeceğini; geniş alanları kaplaması durumunda ise hem estetik hem sağlık açısından sıkıntı yaratabileceği uyarısında bulundu. Kılcal damarların yapısındaki bu görünümün kan akışının bozulmasının bir belirtisi olduğunun altını çizen Köse, hastaların bu bölgelerde iğnelenme,

yanma ya da ağrı gibi şikayetlerde bulunabildiğini belirtti. Köse, bu tip şikayetlerin genellikle geniş alanları kaplayan toplardamarlarda (mavi renkli) görüldüğüne işaret etti.

Geniş, kalın hatta derinin dış yüzeyinde kabarık şeklindeki damar bozulmalarının kalp-damar cerrahisi uzmanlarınca tedavi edildiğini vurgulayan Köse, dermatologların küçük alanları kapsayan ince ve yüzeysel kılcal damarların tedavisini yaptığını bildirdi. Köse, bu tip bir sıkıntı halinde öncelikle muayene sonrasında doopler anjiyografi yapılarak damar ve kan akım durumunun belirlenmesi gerektiğini anlattı.

Cerrahi bir işlem gerektirecek duruma gelmeden önce bu tip kılcal damarların tedavi edilmesinin, ileride oluşabilecek varis oluşumunu engelleyebileceğini vurgulayan Köse, "Bacaklarda bu tarz bir sorun görüldüğünde mutlaka dermatoloji ya da kalp-damar cerrahisi uzmanı tarafından incelenmeli ve tedavi planlaması yapılmalıdır" diye konuştu. Köse, kılcal damarlardaki bozulmaların daha çok kadınlarda görüldüğünü ve genetik faktörlerin de etkili olduğunu ifade ederek, ayakta çalışmak zorunda olan doktor, hemşire, öğretmen, satış ve posta sorumlusu gibi meslek daha sık olduğunu, ayrıca doğum kontrol haplarının kullanılması, gebelik gibi etkenlerin de sorunun gelişmesinde rol oynadığını söyledi.

Lazer teknolojisi ile kılcal damarlardaki genişlemeye son

İnce kılcal damarların yapısındaki bozulmanın lazer teknolojisi kullanılarak yapılan tedavi ile kalıcı olarak çözümlenebildiğini ifade eden Köse, "Söz konusu damarlar, damarların ince veya kalın olmasına bağlı olarak 2-3 seans lazer uygulamaları ile yüzde 90 oranında yok edilir" dedi. Köse, uygulamanın hekim tarafından hastanın deri tipine göre ayarlanan lazer atış dozunun ayarlanması sonrasında işleme başlandığını, hastaya herhangi bir anestezi yapılmadığını dile getirdi.

Tek seans yeterli

Sorun tespit edilen bölgeye atış yapılarak tedavinin gerçekleştirildiğini anlatan Köse, sonuçların ilk seans sonrasında alınmaya başlandığını kaydetti. Köse, "Seans sayısı, damarın genişlik ve derinlik durumuna göre ayarlanır. İnce damarların yok edilmesinde tek seans genellikle yeterli olur. Tedavi sonrası kızarıklık ve çizgi biçiminde kahverengi bir görünüm olabilir. Bu da yaklaşık 1-2 ay içinde kaybolur. Uygulama sonrasında kılcal damarlardaki bu görünüm kalıcı olarak yok edilir" diye konuştu.

Prof. Dr. Osman Köse, ince kılcal damarın altında bir varis olması durumunda ise uygulamadan bir süre sonra damarın yakın başka bir bölgede yine kendini gösterebildiğine dikkati çekti. Lazer tedavisinin sağlıklı olan herkese uygulanabildiğini belirten Köse, "Ancak kan pıhtılaşma sorunu olanlar, kan sulandırıcı ilaç kullananlar, kullanılan lazer ışığı dalga boyuna duyarlılığı olanlar ve ışık duyarlılığına neden olabilen ilaç alan kişiler tedavi için uygun değildir" dedi.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 13409 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim