Kalp yetmezliği nedeniyle uzun süre ölümle burun buruna yaşayan İzmirli gazeteci Çağatay Çağlar, 23 yaşında beyin kanaması geçiren Orhan Şadıllı'dan bağışlanan kalple 12 yıldır hayata tutunuyor.
Kalp hastalıklarıyla mücadele edenlere destek olmak amacıyla bir de dernek kuran Çağlar, her yaştan 3 bin hastaya ve yakınına umut vermeye çalışıyor
İzmirli gazeteci Çağatay Çağlar, 38 yaşındayken kalp kasları gücünü yitirmeye başladı.
Hastanede 3 yıl süren yoğun tedavilere rağmen sağlığına kavuşamayınca Çağlar'a Ege Üniversitesi (EÜ) Hastanesinde yapay kalp cihazı takıldı.
Çağlar, 8 ay boyunca kalbine kan pompalayan cihazdan, nakil haberiyle kurtuldu.
Aydın'da çalıştığı iş yerinde beyin kanaması geçiren 23 yaşındaki Orhan Şadıllı'nın organları ailesi tarafından bağışlandı.
Şadıllı'nın kalbi, EÜ Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özbaran başkanlığındaki ekip tarafından 10 Şubat 2010'da Çağatay Çağlar'a takıldı.
Kalp naklinin yapıldığı günden bu yana geçen 12 yılda, Çağatay Çağlar aynı hastalıkla mücadele edenlere destek vermek amacıyla Kalp Hastaları ve Nakillileri Derneğini kurdu.
Sağlık sorunları ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle zaman zaman dernek başkanlığını bırakma noktasına gelse de Çağlar, ikinci bir yaşam şansı elde etmek isteyenlere sırtını dönmedi ve kurduğu derneğe 3 bine yakın kişi üye oldu.
İzmir'in köklü spor kulübü Göztepe'nin sarı ve kırmızı renklerine, mesleğine ve yaşama sıkı sıkıya bağlı Çağatay Çağlar, 53. doğum gününü, 35 yaşındaki kalbi ve umut verdiği 3 bin kişinin gönül desteğiyle kutladı.
Orhan Şadıllı'nın ailesiyle kalp bağı sürüyor
Çağatay Çağlar, İzmir'in Göztepe semtindeki evinde AA muhabirine, 12 yıl boyunca kalbiyle yaşadığı Orhan Şadıllı'nın ailesiyle görüştüğünü ve onları ailesi gibi gördüğünü söyledi.
Kalbi bağışlayan Aydınlı ailenin çok zor günler geçirdiğini kaydeden Çağlar, "Kalbini taşıdığım Orhan Şadıllı'nın mezarına gidiyorum. Ailesiyle de tanıştım ve sürekli haberleşiyorum. Kardeşleriyle yüz yüze görüşüyorum. Annesi benimle sadece telefonla görüşebiliyor. Beni görmeye hazır değil ama her an dualarımdalar." dedi.
Çağlar, hastalık sürecinde zor günlerde insanlara umut olacak bir dernek kurmayı hedef edindiğini ifade ederek, aralarında kalp nakillilerin de bulunduğu 7 kişiyle Kalp Hastaları ve Nakillileri Derneğini kurduklarını anlattı.
Amaçlarının kalp hastaları ile kalp nakli adaylarına psikolojik destek verip katkı sağlamak olduğunu ifade eden Çağlar, organ bağışı farkındalığı oluşturmak için de etkinlikler düzenlediklerini aktardı.
Çağlar, derneğin ekonomik sıkıntılara rağmen ayakta kaldığını ve üye sayısının 3 bine yaklaştığını kaydederek, çalışmalarını şöyle özetledi:
"Derneğimizin Türkiye'nin her yerinden, Avrupa'dan üyeleri var. Özellikle sosyal medya hesapları üzerinden iletişimimizi sürdürüyoruz. Benim telefonumu 7 gün 24 saat arayabiliyorlar. Dertleşmek isteyenler, hastalığına çözüm arayanlar, önerileri olanları derneğe kabul ediyoruz. Kalp hastalığıyla mücadele kolay bir şey değil. İnsanlar psikolojik olarak en küçük kalp hastalığında bile ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Biz de manen elimizden gelen desteği veriyoruz. Fiziksel olarak da yönlendiriyoruz."
Hastanede yattığı günlerde hiç dışarı çıkamamanın acısını, üzüntüsünü yaşadığını, yağmurda ıslanmanın bile ne kadar büyük mutluluk olduğunu keşfettiğini anlatan Çağlar, "Bana takılan kalbin değeri milyonlarla ölçülmez. 12 yıldır yaşadığıma şükrediyorum. Bundan sonra çoluğuma çocuğuma faydalı olmaya çalışacağım, organ bağışına destek olmaya da devam edeceğim." dedi.
Para isteyenlere dikkat
Nakil beklediği günlerde kendisini yurt dışından arayan birtakım kişilerin para karşılığı kalp önerisinde bulunduğunu ifade eden Çağlar, "Dernek üyelerimize de bu tip teklifler geliyor. Maalesef bu işi yapan insanlar var. Aradıkları hastaları da, suç duyurusunda bulunması durumunda, can güvenliği ve ailesinin can güvenliğiyle tehdit ettiklerini duyuyoruz. Üyelerimiz bizi arayıp 'Ne yapalım?' diye soruyorlar. Bu teklifleri ciddiye almamalarını söylüyor ve diyalog kurmamalarını söylüyoruz. Yasal yollarla süreci yönetmelerini istiyoruz." diye konuştu.
Çağlar, zor günlerinde hastaların yanında yer alanların unutulmadığını, unutulmayacağını dile getirerek, bağışçı aile, Ege Üniversitesi Hastanesi doktorları ve son dönemde evde bakım hizmetlerini yürüten Eşrefpaşa Hastanesi sağlık personeline de teşekkür etti.