İskelet sistemimiz kemik, kas, kıkırdak ve bağ dokularının karmaşık ilişkileri ile oluşuyor. Tüm bu sistemin yeterli ve uyumlu çalışması, kişinin sağlıklı olması ile mümkün.
Hareketliliğimizi koruyabilmek, bir yerde özgürlüğümüzü sürdürebilmek için iskelet sistemimize iyi bakmamız gerekiyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Ortopedi -Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Türkmen kemik yoğunluğu ve kalitesinde zirve değerlerin 17 ile 35 yaşlar arasında kazanıldığını belirtiyor.
Kemik kitlesi 35 yaşından sonra hep kayıp yönünde ilerliyor. Bundan dolayı genç erişkinlikteki beslenme alışkanlıkları insanın tüm hayatı boyunca kemik sağlığını etkileyecek sonuçlar doğuruyor. Kemik erimesinden korunmak için sadece yaşlılığımızda değil tüm hayatımız boyunca beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor.
KURUYEMİŞ VE BAKLAGİL KEMİKLERE ÇOK FAYDALI
Kemiklerimizin asıl yapıtaşını kalsiyum ve proteinler oluşturuyor. Kemiklerimizin kalsiyum ihtiyacı büyüme döneminde, hamilelikte, menopoz sonrasında ve yaşlılıkta daha fazla. Kalsiyum ihtiyacı süt ve süt ürünlerinden, koyu yeşil yapraklı sebzelerden, kuruyemişlerden ve baklagillerden sağlanabiliyor. Kemik yapısında proteinler de önemli çünkü kemiğin esnekliğini ve kalsiyum kristallerinin bir arada durmasını sağlıyorlar. Proteinler ise hayvansal gıdalar, yumurta, balık ve baklagillerden elde edilebiliyor.
Kemiklerimize kalsiyumun yerleşmesinde D vitamini şart. Kalsiyumun kemiklere yerleşmesinde sportif aktivite ve hareketliliğin de önemli yeri bulunuyor. D vitamininin en önemli kaynağı güneş ışığı. Güneş ışığı sayesinde cildimizde D vitamini oluşturuluyor. Diğer D vitamini kaynakları ise balık, balık yağı ve yumurtad. Sonuç olarak kemik sağlığımızı korumak ve kemik erimesinden kaçınmak için doğru ve yeterli beslenme, güneş ışığına maruz kalma ve sportif aktiviteler tüm ilaçlardan ve tedavilerden daha önce geliyor.
EKLEM KİREÇLENİNCE HAREKET AZALIYOR
Kemiklerimizin eklem yüzlerinde kıkırdaklarımız yer alıyor. Kıkırdak parlak, pürüzsüz, kaygan ve 3-4 mm kalınlığında sert bir tabaka. Kıkırdak eklemin ağrısız ve rahat hareket etmesini sağlıyor. Kıkırdağın doğal yapısı romatizmal hastalıklar, eklem iltihabı, kırık, yaşlanmaya bağlı aşınma gibi nedenlerle bozulabiliyor. Sonuçta kıkırdak yüzeyi aşınır, parlaklığını kaybeder ve pürtüklü, girintili çıkıntılı bir hal alıyor. Böylelikle eklem kireçlenmesi (artroz) denen eklemin ağrılı ve hareketlerini kısıtlayan hastalığı ortaya çıkıyor. Zaman içinde bu bozukluklar hastanın hareketlerini günlük işlerini yapamayacak derecede kısıtlıyor. Hastanın hareket özgürlüğü ortadan kalkıyor.
Eklem kireçlenmesinde tedaviye adale güçlendirici egzersizler, ağrı kesici ve kıkırdak geliştirici ilaçlar, kilo verme ve fizik tedavi yöntemleri ile başlanıyor. Hastalığın ilerlediği ve bunların yetersiz olduğu noktada cerrahi girişimler ve eklem protezi ameliyatları gerekebiliyor. Eklem protezi ameliyatlarında kıkırdağın aşınan kısmı çıkarılıp yerine metal, seramik vb. malzemelerden yapılmış yapay eklemler yerleştiriliyor. Protez yapılan hastalar yıllarca ağrısız olarak yaşamlarını sürdürebiliyor, eski günlerine büyük oranda geri dönebiliyor.
KASLAR SPOR YAPTIKÇA GÜÇLENİYOR
Kaslar da vücudumuzun hareket gücünü sağlayan kısımlarını oluşturuyor. Sağlıklı kaslar için iyi bir kan dolaşımı, beynin emirlerini hatasız şekilde iletecek bir sinir sistemi gerekiyor. Gerisi çalışmaya kalıyor. Kasların tepkisi çok net yani ne kadar çalıştırırsanız o kadar güçlü ve işe yarar oluyorlar. Çalışmayı kestiğiniz anda hızla köreliyorlar. Bu nedenle sağlıklı bir iskelet sistemi sürekli işleyen bir iskelet sistemidir. Sağlıklı ve güçlü kaslar için düzenli spor yapmak gerekiyor. En azından her yaş için düzenli ve ritmik yürüyüş hem kasları zinde tutacak hem de kemiklerin tekrarlayan yük alması sayesinde mineral içeriğinin güçlenmesini sağlıyor. Eklemlerin kaslar sayesinde dengeli hareketi, bağların kontrolünde gerçekleşiyor. Bağlar eklemlerde hareketin yönünü ve sınırını belirleyerek stabilitesini sağlıyor. Bu nedenle bağ yaralanmalarının çok önemsenmesi ve tedavi edilmesi gerekiyor. Eklem bağlarını korumada en önemli olan, gereksiz zorlanmalardan kaçınmak ve spora başlamadan önce eklemin ısınmasını sağlayıp bağlara esneklik kazandırmak oluyor.