• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara 14 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Bursa 10 °C
  • Antalya 16 °C
  • İzmir 19 °C

Kaygı Bozukluğu Kadınlarda Erkeklere Göre 10 Kat Daha Fazla Görülüyor

Kaygı Bozukluğu Kadınlarda Erkeklere Göre 10 Kat Daha Fazla Görülüyor
Toplumun yaklaşık yüzde 20'sinde görülebilen kaygı bozukluğunun tedavi edilmediği takdirde alkol ve madde bağımlılığına neden olabildiğini belirten...

Toplumun yaklaşık yüzde 20'sinde görülebilen kaygı bozukluğunun tedavi edilmediği takdirde alkol ve madde bağımlılığına neden olabildiğini belirten Özel Eskişehir Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Olcay Sonkurt, "Kaygı bozukluğu, kadınlarda erkeklere göre 10 kat daha fazla görülüyor" dedi.

Ülkemizde ve dünya genelinde yaygın şekilde görülen kaygı bozuklukları, farklı belirtiler ile insan hayatını zorlaştırıyor. Yetişkinlerde, huzursuzluk, bunaltı, sıkıntı, endişe, uykusuzluk ve iştahsızlık gibi çocuklarda ise karın ağrısı, uykusuzluk ve altını ıslatma şeklinde belirtiler gösteren kaygı bozuklukları, her yaş grubunda etkili olabiliyor. Yetişkin bireyler arasında da yaygın olarak var olan ve ilerleyen evrelerinde "Panik atak" ve "Panik bozukluk" olarak devam eden rahatsızlık, tedavi edilmediği takdirde insan hayatını birçok yönden olumsuz etkiliyor. Kadınlarda, erkeklere oranla 10 kata kadar daha fazla görülebilen kaygı bozuklukları hakkında konuşan Özel Eskişehir Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Olcay Sonkurt, "Kaygı bozukluğu tedavi edilmezse, alkol ve madde bağımlılığına neden olabilir" dedi.

"Toplumun yüzde 10'u ile yüzde 20'si civarında kaygı bozukluğu görülebiliyor"

Kaygı bozukluğunun toplumda yaygın olarak görüldüğünü belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Olcay Sonkurt, "Kaygı bozuklukları maalesef ki toplumda çok sık görülen bir durumdur. Halk arasında anksiyete olarak da bilinebiliyor. Genellikle 20'li yaşlarda başladığını gördüğümüz ve toplumda yüzde 10 ile yüzde 20 civarında hayat boyu gelişme riski olan ve çok sık görülen bir durum. Kaygı bozukluğu genel olarak yaşantıdaki bir takım sıkıntılı olaylar sonrasında ortaya çıktığını gördüğümüz, bazen biyolojik sebepleri olabilen bazen de travmatik deneyimlerden veya geçmiş olumsuz yaşantıların sonrasında ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır. Huzursuzluk, bunaltı, sıkıntı, endişe, uykusuzluk, iştahsızlık, birtakım uyuşmalar, kalp çarpıntısı ve nefes darlığı gibi bedensel belirtilerle de gidebilen, kendi kendine de geçmeyen veya oldukça uzun zaman kalabilen bir rahatsızlıktır. Toplumda yaygın kaygı bozukluğu dediğimiz şeyler tüm gün boyunca sürebilen şeyler ama çok yaygınlaştığı, çok alevlendiği zamanlarda insanların panik atağı diye bildiği "Panik bozukluğu" şiddetinde olabiliyor. Bu genelde insanların o an öleceği, kalp krizi geçireceği, delireceği ya da aklını kaybedeceği korkusuyla da gidebilen çok sıkıntılı durumlara sebep olabiliyor" dedi.

"Kaygı bozukluğu, kadınlarda erkeklere göre 10 kat daha fazla görülüyor"

Kadınlarda, erkeklere oranla 10 kata kadar daha fazla kaygı bozukluğunun oluştuğunu belirten Uzman Dr. Sonkurt, "Hem Türkiye'de hem de dünyada kadınlarda erkeklere göre çok daha fazla görüldüğünü söylemek mümkün. Bunun pek çok çeşitli sebepleri var. Genelde hormonal sebeplerden ya da yaşantısal sıkıntılardan olabiliyor. Kadınların maruz kaldığı, psikolojik açıdan zorlayıcı olaylar, erkeklere kıyasla pek çok toplumda daha fazla olduğunu söylemek mümkün. Bu sebeplerden dolayı kadınlarla erkekler arasında yaklaşık 10 kat bir farklılık olduğunu söyleyebiliriz. Kişinin gündelik aktivitelerini bu yaşadığı kaygısı etkiler nitelikte olursa, yani uyku kalitesi bozulur veya gün içerisinde yapması gereken aktiviteleri bu sebepten dolayı yapamaz, aksatır, işine gücüne engel olur böyle bir durum yaşarsa kişiler ve bunlar geçmezse uzun süreli en azından birkaç hafta boyunca devam ederse bir ruh sağlığı uzmanına görünmelerinde fayda olduğunu söyleyebilirim. Bu rahatsızlık çok fazla kendi kendine geçebilen bir durum değildir. Yaşantıdaki genelde bir takım sıkıntılarla ilişkili olduğu için kişinin bunun çözüm yollarını araştırması ve bunu farkındalığını sağlayabilmesi için bir uzmanla görüşmesi gerekiyor. Güncel belirtilerin azaltılması da çok faydalı olan şeylerdir. Eğer kendi haline bırakırsa bu yaşantıda ki ciddi sıkıntılara yol açabilir. Kişinin işlevselliğini düşürebilir, aile yaşantısını, kişiler arası ilişkilerini etkileyebilir" diye konuştu.

"Kaygı bozukluğu tedavi edilmezse, alkol ve madde bağımlılığına neden olabilir"

Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin rahatlama amacıyla kullanabildiği alkol ve uyuşturucu maddelerin zaman içerisinde bağımlılığa neden olabileceğini söyleyen Özel Eskişehir Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Olcay Sonkurt, şu ifadeleri kullandı:

"Aynı zamanda bazen insanlar, kaygı bozukluğunu ortadan kaldırmak için alkol veya madde kullanımı gibi yollara başvurabiliyorlar. Kaygı giderici etkileri olabilmesi geçici olarak nedeniyle ve bu daha sonrasında birtakım bağımlılıklarla karşımıza çıkabiliyor maalesef. Kısacası eğer tedavi edilmezse, kişinin yaşantısında gerçekten önemli etkilere sebep olan bir durum olabilir. Çocuklarda da bazen kaygı bozukluğunun belirtileri görülebiliyor. Bunlar biraz daha erişkinlerden farklı. Çocukların bunu bedensel eleştirme oranları biraz daha fazla. Bazen karın ağrısı, uykusuzluk gibi belirtilerle giden şekillerde kaygı bozukluğu çocuklarda karşımıza çıkabiliyor. Daha küçük yaştaki çocuklarda da altını ıslatma gibi durumlarda karşımıza çıkabiliyor."

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 493 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim