• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara 12 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 7 °C
  • Antalya 14 °C
  • İzmir 18 °C

Katılma nöbeti sizi korkutmasın

Katılma nöbeti sizi korkutmasın
Eğer küçük çocuğunuz ani gelişen ağlama sırasında veya bir acı sonrasında nefes almamaya başlar ve sonrasında deri rengi mavi veya solgun bir hal alıp bilincini kaybederse katılma nöbeti geçiriyor olabilir.

Korkunç görünebilir, ama genellikle endişelenmenize gerek yoktur. Katılma nöbeti (nefes tutma atakları) yaygındır ve sağlıklı çocuklarda da olabilir. Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Tarkan İkizoğlu, katılma nöbetleri ile ilgili önemli bilgiler verdi, uyarılarda bulundu.

Katılma nöbeti havale gibi görünebilir ama değildir. Erken çocukluk çağında (çoğunlukla 1-2 yaş arası) daha çok karşılaşılan ve ağlama sırasında nefes alamama ile seyreden bir durumdur. Genellikle, çocuklar sadece nefessiz kalmış gibi sessizleşir, rengi morarır veya solar, sonrasında da derin bir nefes alma ile ağlamaya devam eder. Bazı durumlarda ise bu ağlamalı ve düzgün nefes alınamayan dönem genel bir kasılma ve kendini kaybetme ile sonlanır. Kendini kaybetme ile beraber bazen kısa bir havale atağı düşündüren gözlerde kayma, titreme, kol ve bacaklarda atmalar şeklinde bir tablo da gözlenebilir. Ataklar 6 yaşına kadar kendiliğinden kaybolur.

Katılma nöbetinde beyin zarar görmez

Katılma nöbetinin başlangıç dönemine (morararak ağlama ve nefessiz kalıyor gibi olma) birçok anne baba alışkındır. Bunun dışında bilinç kaybı gelişmesi veya nöbet gibi bir tablo oluşması aile için endişe vericidir. Fakat bilinç kaybına yol açan süreç beynin kısa süreli yeterince oksijen alamamasının sonucu koruma reaksiyonu olarak ortaya çıkar. Bilinç kaybı ile beraber genelde normal nefes alıp verme fonksiyonu geri döneceğinden kısa süre içinde çocuk kendine gelir. Bu nedenle katılma dolayısıyla hayati tehlike veya beyin hasarı beklenmez.

Katılma nöbeti neden olur?

Sıklıkla acı, korku ya da öfkeye bağlı ağlamakla başlar. Morarma ile seyreden ataklarda üzülme veya sinirlenme daha ön plandadır. Ağlar, sert bir nefes alır ve nefesini tutar. Yüzünde özellikle dudaklarının etrafında hızlıca morarma olur. Bilinç kaybı ile sonuçlanabilir. Solgunluk ile seyreden ataklarda muhtemel ani bir acı ya da korku hissi vardır. Geriye düşmüş, kafasını çarpmış ya da beklemediği bir olay ile şaşkına dönmüş olabilir. Bağırmak için ağzını açar ancak ses çıkmaz. Daha sonra nefes almayı keser, renk yüzünden süzülür ve yüzü beyaz bir renge bürünür. Nadiren iki tipin de görüldüğü olgular vardır. Görece daha ağır seyreder. Her iki durumda da çocuğunuz bir dakika içinde tekrar nefes almaya başlar ve kendine gelir. Yorgun olabilir ama onun dışında normaldir. Çocuğunuz nefes tutmayı istemli yapmaz. Vücudunun ani bir olaya istemsiz yanıtıdır. Refleksler çocuğunuzun nefes alışını, kalp atış hızını ve tansiyon seviyelerini değiştirir, bu da katılma nöbetine neden olur.
Çocuğunuz bilincini kaybederse yerde gevşek olarak yatar. Ayrıca başını geriye atabilir, vücudu katılaşabilir, vücudunda bir kaç atım, terleme, altını ıslatma olabilir. Tekrar nefes almaya başladığında iç çekme olabilir.

Katılma nöbeti teşhisi

Çocuğunuzun ilk katılma nöbetinden sonra, herhangi bir sağlık problemini ortadan kaldırmak için bir doktora başvurun. Katılma nöbetini doğrulayan test yok. Çocuk doktorunuz genellikle sizden alacağı öykü ile teşhis edebilir. Nasıl başladığını, çocuğunuzun nasıl göründüğünü ve nasıl nefes almaya başladığını bilmek isterler. Ayırıcı tanı için video kaydı ile doktorunuza yardımcı olabilirsiniz. Nadiren, çocuk doktorunun kardiyoloji veya nöroloji uzmanına danışması gerekebilir.

Katılma nöbeti tedavisi

Çocuğunuzun katılma nöbeti oldu ise muhtemelen tekrarı olur. Görülme frekansı değişkendir. Günde birkaç defa da olabilir, yılda birkaç defa da... Katılma nöbeti için ilaç veya başka tedavi yoktur. Bazı çalışmalar, kansızlığın ya da düşük seviyede demirin neden olabileceğini ve demir takviyelerinin yardımcı olabileceğini düşündürmektedir. Doktorunuz demir eksikliği tespit ederse tedavi uygulayabilir. Bilinç kaybı sırasında çocuğu sarsmak, dik pozisyona almak veya suyun altına sokmak doğru değildir. Yapılması gereken en iyi şey çocuğunuz baygın ise yatay durmasına izin vermektir. Bu beynine giden kan akışını hızlandırır ve onun daha hızlı toparlamasını sağlar. Çok nadir durumlarda çocuk 1 dakika sonra tekrar nefes almaya başlayamaz. Bu durumda 112'den yardım istemek ve 3 dakika sonra hala nefes almıyorsa ilk yardıma başlamak gerekir.

Tetikleyen olayları takip edin

Katılma nöbetini tetikleyen olayları doktorunuz ile konuşabilir ve onları engellemeye çalışabilirsiniz. Ağlama sırasında sizin tavrınız önemlidir. Önceki ağlamaların şiddeti ve geçmişte yaşanmış olan katılmalar aileyi tedirgin ettiğinden, her karşılaşılan ağlama fazlasıyla tedirgin, "eyvah" diyen bir yaklaşıma yol açar. Bu ise çocuğun fenalaşmasını kolaylaştırır. Ayrıca, birçok çocuk şiddetli bir ağlama ile istediklerini yaptırabildiklerini hemen öğrenirler. Bütün bunlara karşı ailenin ağlamalardan ve katılmalardan korkmayan, bilinçli yaklaşımı katılmaların sonlanmasını sağlar. Sadece nöbeti engellemek için sınır koymamak çocuk büyüyüp katılma nöbetleri geçse bile kalıcı davranış problemlerine neden olabilir. Bazen bebeğinizin yüzüne sert bir şekilde üflemek katılma nöbetini sonlandırabilir. Ama bu her bebek için işe yaramaz. Büyük çocuklarda etkisizdir.

Katılma ile havale farkı

Katılmanın şiddetli olduğu durumlarda havale düşündüren bir tablo oluşabilir. Havaleden farklı olarak hep öncesinde ağlama gerektiren tetikleyici bir durum vardır. Sadece bu hikaye bilgisi ve hep benzer mekanizmanın gözlenmiş olması doktorları epilepsi (havale) tanısından uzaklaştırır. Katılmaların genellikle 3-4 yaşında, en geç 6 yaşında düzelmesi beklenir. Genelde söyleneni iyi anlayabilecek yaşlarda katılmaların bitmesi beklenir.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 283784 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim