Fethiye Camisi'nin önünde bir araya gelen sağlık çalışanları ve tıp fakültesi öğrencileri, taşıdıkları dövizler, Türk, Filistin ve Doğu Türkistan bayraklarıyla Gazi Ahmet Muhtar Paşa Caddesi'nden yürüyüşe başladı.
Faikbey ve Kazım Paşa caddelerinden Kars Kalesi bölgesindeki Gazi Kars Bedesten'e kadar sessiz yürüyüş yapan grup üyeleri hayatını kaybedenler için dua okudu.
Grup adına konuşan İde Aslan, 266 gündür devam eden soykırım ve zulme sabreden onurlu Gazze halkına ve bütün zorluklar içerisinde açlığa, ilaçsızlığa rağmen kendi canı pahasına hastaları için var gücüyle çalışan Gazze'nin şerefli doktor ve sağlık çalışanlarını selamladıklarını söyledi.
Türkiye'deki hekimler ve sağlık çalışanları olarak "Sessiz Yürüyüşün" 33. haftasında yeniden Gazze'yi hatırlamak ve hatırlatmak için toplandıklarını ifade eden Aslan, "Yaklaşık bir asırdır Filistin'i işgal eden siyonist rejim, o topraklarda sistematik bir şekilde katliamlar yapmakta, insanları yurtlarından zorla sürgün ederek vatanlarına ve mal varlıklarına el koymaktadır." dedi.
Aslan, Gazze halkı abluka altında açlığa mahkum edildiğini, bombaların, kitle imha silahlarının dehşetinden kurtulabilen insanlar, yetersiz beslenmenin, susuzluğun, salgın hastalıkların pençesinde ölüme mahkum edildiğini dile getirerek "İşgalci İsrail'in 7 Ekim'den itibaren süren saldırıları neticesinde şehit sayısı 38 bin, yaralılar ise 100 bin kişiyi geçmiş durumda. 20 bine yakın çocuk ise yetim kaldı. İsrail'in Gazze'de bulunan hastanelere yönelik saldırıları katliamlara dönüşmüş ancak söz konusu saldırılar uluslararası alanda henüz bir yaptırıma maruz bırakılmamıştır. Saldırılardan önce Gazze'de yaklaşık 35 hastane bulunmakta iken bugünlerde ayakta kalan ve hala çalışmaya devam eden yalnızca 3-4 hastane mevcut. Bunların da sadece 2'sinde aktif olarak ameliyat yapılabiliyor. Hastanelerin bazıları bombalanarak tahrip edilmiş, bazılarının içindeki cihaz ve malzemeler parçalanarak kullanılamaz hale getirilmiş durumda." diye konuştu.
Basın açıklamasının ardından grup dağıldı.