Türkiye'nin en köklü kadın doğum hastanesi Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 15 Temmuz gecesinde yaşanan kanlı darbe girişimi sırasında, belki de tarihinde ilk kez ihtisas alanı dışında kalıp yardıma ihtiyacı olan başka canlara kapılarını açtı.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerince yapılan ve Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen darbe girişimi sırasında, cuntacıların kurşunlarına maruz kalan vatandaşların hayata tutunmalarını sağlamak için harekete geçirilen hastane, o gece unutulmayacak saatlere ev sahipliği yaptı.
Hastane Başhekimi Prof. Dr. Ateş Karateke öncülüğündeki sağlık personeli, doktorundan hemşiresine, hasta bakıcısından güvenlik personeline kadar, yaralıları yaşama bağlamak için canla başla saatler boyunca mücadele etti.
Kanlı girişim nedeniyle ameliyathanesinin yanı sıra, doğum acilde dahi sedye üzerinde operasyon yapıldığını dile getiren Karateke, AA muhabirine o gece hastanede yaşananları anlattı.
Karateke, "Öncelikle hayatını kaybeden demokrasi şehitlerine Allah'tan rahmet, yaralanan gazilerimize de şifalar diliyorum. Tabii ki o gece yaşanmaması gereken bir geceydi. Bir kabus gecesi gibiydi." diyerek sözlerine başladı.
Saat 23.00 sıralarında Anadolu Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Kemal Memişoğlu'nun talimatı üzerine hastaneye gelerek, muhtemel durumlara karşın tedbirler aldıklarını aktaran Karateke, şunları kaydetti:
"O esnada herhangi bir olay yoktu ama bu kadar tankın, topun sokaklarda gezdiği bir gece önlem almamız gerekliydi. Hazırlıklarımızı yaptık, nitekim saat 01.30-02.00'den sonra genelde silahla yaralanmalar olmak üzere ciddi vakalar hastanemize geldi. Bu bizim beklediğimiz bir iş değil, burası bir kadın doğum hastanesi. Bebek doğurtmakla, hayata başlamakla, müjdeler vermekle alışık olduğumuz bir hastanede ne yazık ki o gece kanlar içinde, hayatını kaybeden insanlarla karşılaştık. Bu tanıdık, bildik bir iş değildi ama ekip arkadaşlarımızla iyi bir sınav verdiğimizi düşünüyorum. 17 yaralı geldi, 3'ü burada şehit oldu. Bizim yetişkin morgumuz bir kişilik. Dolayısıyla onlara morg oluşturduk. Gelen yaralılarımızı stabil hale getirdikten sonra, diğer ilgili hastanelerimize gönderdik. Duygu dolu bir geceydi, yani kurşun yiyip 'Korkma hayati tehliken yok' dediğimiz, karşılığında 'Yok ne korkacağım hocam, ben korksam kurşunu kucaklamazdım, bizde korku yok' diyen kişiler gördük. Onlara hizmet etmekten de şeref duyduk."
- "Hastamızı acilde sedyenin üzerinde ameliyat etmek zorunda kaldık, kötü bir geceydi"
Doç. Dr. Enis Özkaya da 15 Temmuz gecesi nöbetçi hekim olarak görev yaptığını ifade ederek, "İlk hastamızın ciddi bir yaralanması vardı. Kurşun yaralanması... Hastamızı ameliyata aldık tüm müdahalelerimize rağmen kurtaramadık. Sonrasında toplamda 17 hasta geldi. Çeşitli derecelerde yaralanmaları vardı. Doku kayıpları, kurşun yaralanmaları, çok çeşitli vakalarımız vardı. Hepsinin gerekli müdahalelerini yaptık." diye konuştu.
Özkaya, o gece 112 ekiplerinin de çok büyük başarılara imza attığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Hastalarımıza ilk müdahalelerini yaptıktan sonra gerekli yerlere çok iyi şekilde organize olarak sevk ettik. İyi bir hizmet verdiğimizi düşünüyorum. Hastalarımızın bazıları çok endişelilerdi. Bir hastamızla uzun uzun konuştuk, hastamız çenesinden yaralanmıştı ciddi bir yaralanmaydı. O yaralımız çok endişeliydi, 'Kafamda yara var mı? Başka bir yerimde bir yara var mı?' şeklinde sorular soruyordu. Çok endişeliydi o durum gözümün önünden hiç gitmiyor."
Uzman Doktor Taylan Şenol da rutin başlayan gecenin, televizyondan duydukları haberlerle farklı bir hal aldığını dile getirdi.
Şenol, "İlk önce başhekimimiz, daha sonra yararılar gelmeye başladı. Size şöyle bir duygu ifade edeyim, ben Şırnak'ta askerlik yaptığım dönemde kötü şeyler yaşardık. Aynı öyle bir geceydi. Burası bir savaş ortamı gibiydi. Her taraf kan gölüydü ama iyi organize olduk. Hatta hastamızı acilde sedyenin üzerinde ameliyat etmek zorunda kaldık, kötü bir geceydi." diye konuştu.
Böyle bir durumda koordinasyonun en önemli faktör olduğuna işaret eden Şenol, şunları kaydetti:
"O anda ne yapacağımızı çok da düşünmeden, elimizden geldiğince maksimum eforda hastalara yardım etmeye çalıştık. 'Buna dokunmayalım' mantığıyla değil, elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Hocamız da başımızdaydı, hastalar da sağ olsun o kadar yaralarına rağmen metanetlilerdi. Bir şey demiyorlardı, ellerinden geleni yapmaya, bize yardımcı olmaya çalıştılar. Sabaha kadar çalıştık. Allah'a şükür bir sıkıntı olmadan hepsini sağ salim kurtarmaya çalıştık."
- "Yaralılara müdahale ederken doğumhanede 6 normal, 8 sezeryan doğumu gerçekleştirdik"
Anestezi Uzmanı Doktor Asuman Yılmaz da ilk yaralının gelmesiyle doğum acile indiklerini, kalp atışı olmayan hastaya müdahale etmeye başladıklarını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ciddi kan kaybetmişti. Ateş hocamız hastanın başındaydı kanayan odağı durdurmak için acilen ameliyathaneye aldık. Maalesef o hastayı kaybettik. Biz artık olağanüstü durum olduğunu anladık, yeni gelebilecek olan hastalarımız için ameliyathanemizi hazırladık. Kalbi, solunumu duran vardı. Ciddi kan kaybedip, şuuru kapanan hastalarımız vardı. Kalp masajı uyguladığımız hastalarımız oldu. Bir de yine doğum acilin içerisinde entübe edip solunumunu garantiye aldığımız, Ateş hocamızın da kan odağını durdurarak geri döndürdüğümüz bir hastamız vardı. Bizim burada yapabileceğimiz bunlardı, çünkü gerekli alet ve cerrahi ekip burada yoktu. Biz yapabileceklerimizi yaptık, hastalarımızın durumunu stabilledik ve onları en kısa zamanda en yakın müdahale yapılabilecek hastanelere gönderdik, bu şekilde iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum."
Doğumhane Sorumlu Ebe Hemşire Seda Küçükoğlu de haberi aldıktan sonra tüm katları dolaşıp ekibi organize ettiklerini belirtti.
Küçükoğlu, "Bir ekip ruhu vardı, canla başla elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bize tüm gelen yararılar özeldi hepsi canlarını vatanımız için ortaya koymuşlardı. Biz o gece doğum acilde tabiri caizse savaş cerrahisi yaptık. Aynı zamanda kapıya gelen doğum hastalarımız vardı. Onları kanlı alanların içinden gözlerini kapatarak 'Gelin sizi de alacağız, korkmayın' diyerek yaralıların içinden geçirdik, doğum hizmetlerini vermeye devam ettik. Yaralılara müdahale ederken doğumhanede 6 normal, 8 sezeryan doğumu gerçekleştirdik. Tüm bu hizmetler de aksamadan devam etti." ifadelerini kullandı.
Hastanenin müdür yardımcılarından Mehmet Özgül de haberi alarak hemen hastaneye geldiğini dile getirerek, "Üzerimizden savaş uçakları, jetleri geçiyordu alçak uçuş yapıyorlardı, yaralılarımız gelmeye başlamıştı, ilk ameliyatı zaten Ateş hocam almıştı." dedi.
Özgül, "Santralin çalışması, güvenlik tedbirlerinin alınması teknik olarak medikal gazların sağlanması gibi konularda üzerimize düşen görevleri yaptık. Demokrasi gazilerine ve şehitlerine hizmet etmek çok güzel bir duyguydu. Bu şerefe nail olduk kendimizi şanslı hissediyoruz." şeklinde sözlerini tamamladı.