Kanserin en yaygın türlerinden 'sindirim sistemi kanserleri' tedavisinde, son yıllarda önemli gelişmeler yaşanıyor. Geliştirilen ilaçlar ve bireyselleştirilmiş tedavilerle hastaların ömrü yaklaşık 3 yıl daha uzuyor. Uzmanlar, bu tedavilerin cerrahi müdahaleyi de mümkün hale getirdiğini kaydediyor.
Çağın hastalığı kanserle mücadelede her geçen gün önemli adımlar atılıyor. Bu yıl 3.sü gerçekleştirilen Gastrointestinal Kanserler Kongresi'nde konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Profesör Doktoru Şuayib Yalçın, tüm kanserlerin yüzde 20'sini oluşturan sindirim sistemi kanserlerinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını belirtiyor. "En sık görülen sindirim sistemi kanseri olan kolon (kalın bağırsak) kanserinde bireyselleştirilmiş tedavi ile ilerlemiş hastalıkta bile 3 yılı aşan sağ kalım süreleri elde edilmeye başlandı." diyen Prof. Yalçın, gelecek adına umutlu olduklarını kaydediyor. Yalçın, sigara içmemenin kanser riskini yüzde 30 azalttığını ve pankreas, mesane, böbrek ve gırtlak kanseri gibi birçok kanser türünden de korunmuş olunacağını söylüyor. Hastalıkta sağ kalım sürelerinin arttığı bir başka kanser türünün de mide kanseri olduğunu belirten Prof. Yalçın, yeni ilaç tedavisi ile bu tür kanser hastalarında da yaşam süresinin ortalama 17-18 aya kadar çıktığını aktarıyor. Yalçın şu bilgileri veriyor: "Yeni ilaçların ortaya çıkması ve bunların kullanımıyla birlikte daha çok hastayı ameliyat yapabilmek, daha iyi cerrahi uygulayabilmek mümkün hale geliyor. Ameliyattan sonra da kullanılan yeni ilaçlarla da hastalığın tekrarı engellenebiliyor." Şuayip Yalçın, kanserdeki tedavinin bir takım oyunu olduğunu ve takımın her oyuncusunun iyi olması gerektiğini vurguluyor. Prof. Yalçın, "Pankreas kanserinde eskiden elimizde sadece bir ilaç vardı. Şimdi bunun yanında yeni mekanizmalarla birkaç etkili ilaç ortaya çıktığı gibi, yeni kombinasyonlarla da yaşam süresi uzadı. Bu mekanizmaları keşfettikçe hastalarda yeni tedavilerin de yolu açılmış oluyor." diyor. 80'li ve 90'lı yıllarda hastaların ishal, tansiyon, kalp yetmezliği gibi nedenlerle öldüğünü, şimdi ise bu sebeplerle ölen hastanın hemen hiç olmadığını belirten Yalçın, "Bu yıl ortaya çıktı ki bu ilaçlar sadece bu yakınmaları engellemiyor. Aynı zamanda tümörün ilerlemesini de durduruyor." şeklinde açıklıyor. Profesör, yeni etken maddelerle birlikte tümörün küçüldüğünü ve hastaları daha rahat ameliyat ettiklerini aktarıyor
Kanser, en sık Erzurum ve Van'da görülüyor
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre Türkiye'deki bölgesel dağılıma bakıldığında kanser vakaları ülke içinde çok fazla bir değişiklik göstermiyor. Fakat Prof. Yalçın, kendi gözlemleriyle özellikle Van, Erzurum gibi illerde yemek borusu ve mide kanserlerinin daha fazla olduğunu belirtiyor. Prof. Yalçın, sebebini ise eskiden yaşanan uzun kışlarda buzdolabının ve elektriğin olmadığı dönemlerde 6 ay evden çıkamayan, sebze meyve tüketmeyen neslin, daha fazla kanser riski altında olduğunu anlatıyor. Ayrıca Yalçın, bu bölgelerde detaylı bir haritanın çıkarılarak riske yol açan sebeplerin düzeltilmesini öneriyor.
Nalan KAYA