• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • Ankara 11 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 8 °C
  • Antalya 14 °C
  • İzmir 17 °C

Kanser tedavisinde başarı oranı yüzde 80'leri geçti

Kanser tedavisinde başarı oranı yüzde 80'leri geçti
LÖSEMA Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş:

"Artık kanser tedavileri değişiyor, kimyasaldan biyoteknolojiye, immünolojiye, bağışıklık sistemine, hücresel tedavilere geçiş söz konusu"

"Bu gelişmeleri sağlayan en önemli kaynak, klinik araştırmalar. Kanser tedavisinde son 30 yıla bakıldığında yüzde 40'larda olan başarı oranı bugün yüzde 80'leri geçti"

Lösemili Hastalar Derneği (LÖSEMA) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanser tedavilerinde artık biyoteknoloji, immünoloji ve hücresel tedavilere geçişin başladığını belirterek, "Bu gelişmeleri sağlayan en önemli kaynak, klinik araştırmalar. Kanser tedavisinde son 30 yıla bakıldığında yüzde 40'larda olan başarı oranı, bugün yüzde 80'leri geçti." dedi.

Altuntaş ve derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sinan Dal, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası kapsamında sağlık muhabirleriyle iftarda bir araya geldi.

Bu haftanın toplumu kansere karşı bilinçlendirmek açısından önem taşıdığına işaret eden Altuntaş, "2020 dünya kanser istatistiklerine göre, yılda yaklaşık 20 milyon yeni kanser vakası görülüyor, 10 milyon kişi de kanser nedeniyle yaşamını kaybediyor." bilgisini verdi.

Kanserden ölümlerin 2030'a kadar artış göstermesinin beklendiğini ama yeni tedavi yöntemlerinin özellikle bazı kanser türlerinde çok ciddi gelişmeleri beraberinde getirdiğini anlatan Altuntaş, "Yenilikçi tedavi yöntemleriyle özellikle bazı kanser türlerinde ölüm oranları azaldı. Örneğin, rahim ağzı kanserine bağlı ölümler yüzde 65 civarında azaldı. Lenf bezi kanserlerine, lösemilere bağlı ölümler de ciddi düzeyde azaldı. Kanser rakamları artarken kansere bağlı ölümler geçmiş dönemlere kıyasla azalmakta." diye konuştu.

- "Lösemi tedavi edilebilir ve tamamen yok edilebilir bir hastalık"

Prof. Dr. Altuntaş, artık lösemisiz bir yaşamın mümkün olduğunu vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:

"Günümüzde lösemi, tedavi edilebilir ve tamamen yok edilebilir bir hastalıktır. Ülkemizde her yıl 1500-2 bin yeni lösemi vakası görülmektedir. Her ne kadar lösemi görülme sıklığı artmış olsa da güncel tedaviler ile uzun süreli yaşam, yüzde 60'lara kadar çıkmıştır. Bazı çocukluk çağı lösemilerinde bu oran yüzde 90'lara kadar ulaşmaktadır."

Altuntaş, lösemide ilk aşamanın ilaç tedavisi olduğunu, ilaç tedavisi ile hastalık kontrol edildikten sonra bazı hastalara kemik iliği nakli yapılması gerektiğini aktardı.

- "CAR-T çığır açan bir tedavi"

Kanserde CAR-T hücre tedavisinin Türkiye'deki klinik çalışmalarının devam ettiğine değinen Altuntaş, yurt dışında uygulanan bu tedavinin özellikle akut lenfoblastik lösemide (ALL) mükemmele yakın sonuçlar verdiğini vurguladı.

Prof. Dr. Altuntaş, "CAR-T hücre tedavisi çığır açan bir tedavi. ABD ve Avrupa'daki onaylarını özellikle lösemiler üzerine aldı. Kısa dönem sonuçları yüzde 90 düzeyinde, orta ve uzun vadeli sonuçlarının da görülmesi gerekiyor." dedi.

Lenfomada ise erken teşhisin çok önemli olduğuna, Hodgkin lenfoma başta olmak üzere, bazı lenfoma gruplarında bu sayede yüzde 90'a kadar tedavi başarısı sağlandığına dikkati çeken Altuntaş, sebebi bilinmeyen ateş, son 6 ayda yüzde 10 üzerinde kilo kaybı, lenf bezi büyümesi gibi belirtilerde mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini söyledi.

Altuntaş, "Lenfomalarda özellikle immünoterapi ve hücresel tedaviler paradigmayı değiştirecek nitelikte. Bundan 5-6 yıl sonra lenfomaların tedavisinin değişeceğini söyleyebiliriz. Kanser hücrelerinin biyolojik, immünolojik ve hücre özelliklerine göre tedavilerinin düzenlenmesi, özellikle lenfomada daha belirgin hale gelecek." değerlendirmesinde bulundu.

Bir kemik iliği kanseri olan multiple myelomada da yeni tedavilerin çok olumlu sonuçlar getirdiğini belirten Altuntaş, "Multiple myelomada artık 10 yılın üzerinde bir yaşam süresi söz konusu. Yenilikçi tedaviler bu hasta grubunun yaşam kalitesini de ciddi şekilde artırıyor." diye konuştu.

- "Artık kanser tedavileri değişiyor"

Özellikle hematolojik kanserlerde konvansiyonel tedavilerin yerini, bireyselleşmiş tedavilere bırakmaya başladığına işaret eden Altuntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki süreçte artık kanser tedavilerinin değiştiğini, kanserde artık yeni paradigmaların oluştuğunu söyleyebiliriz. Kimyasaldan biyoteknolojiye, immünolojiye, bağışıklık sistemine, hücresel tedavilere geçiş söz konusu. Burada bizlere düşen görev hem bu sürece hazırlıklı olmak hem de bilgilendirmelerle toplumu buna hazırlamak.

Tıpta bu gelişmeleri sağlayan en önemli kaynak, klinik araştırmalar. Kanser tedavisinde son 30 yıla bakıldığında yüzde 40'larda olan başarı oranı bugün yüzde 80'leri geçti. Bunun en önemli sebebi klinik araştırmalara katılım, klinik araştırmalar kanserde sağ kalımı uzatıyor. Hastalar açısından yenilikçi tedavilere ulaşım bir şanstır, bunun asla 'denek' gibi algılanmaması lazım. Standart tedavileri tüketen hastaların bu tip klinik araştırmalara katılmaları, destek vermeleri son derece önemli."

- "Türkiye kanser tedavisinde oldukça iyi bir noktada"

Altuntaş, "Türkiye şu an kanser tedavisinde oldukça iyi bir noktada. Erişilemeyen herhangi bir tedavi yöntemi yok hatta yenilikçi tedavilere bile erken dönemde ulaşabiliyoruz. Önemli olan bu tedavilerin kendi ülkemizde de üretilmesi, bunun için de daha çok gayret göstermeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Sigara, alkol, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme, güneş ışınlarına fazla maruz kalmanın kanserde önemli risk faktörleri olduğuna ve bu risklerin ortadan kaldırılabileceğine dikkati çeken Altuntaş, "Bu risk faktörlerini ortadan kaldırarak kanserlerin yüzde 70 kadarını önleyebiliriz." diye konuştu.

- "Tedavisi devam eden kanser hastaları oruç tutmamalı"

Altuntaş, kanserin erken dönemde teşhisi için de ulusal kanser tarama programlarına uyulmasının büyük önem taşıdığını dile getirdi.

"Kanser hastaları ramazan ayında oruç tutabilir mi?" sorusunu çok aldıklarını da dile getiren Altuntaş, "Tedavisi tamamlanan, kanseri yenmiş, herhangi bir ilaç tedavisi almayan, kontrol altında olan hastalar istiyorlarsa doktorlarının onayını alarak oruç tutabilirler. Fakat mutlaka bu süreçte hekimlerine danışmalılar. Tedavisi aktif devam eden kanser hastalarına ise gıda ve sıvı alımları oldukça önemli olduğu için oruç tutmalarını önermiyoruz." bilgisini paylaştı.

- Deprem bölgesinden nakledilen 300 kanser hastasına destek verildi

Prof. Dr. Altuntaş, basın mensuplarının sorusu üzerine, kanserde psikolojik desteğin, rehabilitasyonun da çok önem taşıdığını, tedavi başarısını artırdığını ve bu olanakların geliştirilmesi, yaygınlaştırılması gerektiğini kaydetti.

Deprem bölgesindeki çalışmalara yönelik soru üzerine de Altuntaş, deprem bölgesinden nakledilen yaklaşık 300 kanser hastasına Ankara'da tedavilerinin sürdürülmesi, konaklama gibi ihtiyaçlarının karşılanmasına destek verdiklerini bildirdi.

Altuntaş, AFAD ve Türk Kızılay ile koordineli bir şekilde bölgedeki kanser hastalarının tedavilerinin sürdürülmesi ve desteklenmelerine ilişkin de çalışmalar yaptıklarını kaydetti.

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 1821 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim