Bir damla kan ya da diş fırçalarken tükürülen ağız çalkalama suyu, meme kanserine yakalanma riskinizi belirliyor. Genetik uzmanı Dr. Nesrin Erçelen; genetik testlerin artık kişinin kanser riski taşıyıp taşımadığı hakkında bilgi verdiğini söylüyor
Eğer ailenizde biri genç yaşta meme kanseri olduysa; hayat boyu kanser olup olmayacağınıza dair endişelenmenize artık gerek yok! Tıbbi Biyoloji ve Genetik Uzmanı Dr. Nesrin Erçelen; meme kanseri riski taşıyıp taşımadığınız hakkında bilgi veren yöntemleri anlattı:
YÜZDE 84 YAKALANIYOR
Ailesinde meme kanseri olanların genetik riski nasıl ölçülüyor?
Ailesinde meme kanseri olan kişilerin genetiğinde; BRCA1 ve BRCA2 adlı iki hücre bulunuyor. Bu hücreleri taşıyanlar; 70 yaşına kadar, yüzde 84 meme kanserine yakalanıyorlar. Ama ailesinde meme kanseri olsa da bu geni taşımayanlar da bulunuyor. Yapılacak genetik testle risk ölçülebiliyor, ona göre de bir tedavi uygulanıyor. Gerekirse meme boşaltılıyor veya bazı ilaç tedavileri veriliyor. Böylelikle kişinin hayatı boyunca meme kanserinden korunması sağlanıyor.
Ailesinde meme kanseri olmadığı halde risk taşıyıp taşımadığını ölçtürmek isteyenler var mı?
Meme kanseri genetiktir ancak ailesinde meme kanseri olduğu için kanser olanlar, tüm kanser hastalarının onda biri kadardır. Diğer yüzde 90 hastada meme kanserleri rastgele ortaya çıkıyor. Ama artık onların da riski ölçülebiliyor. Bunu belirlemek için yalnızca iki gene bakmıyoruz; 19 gen üstünde, 22 yatkınlık noktası tesbit edebiliyoruz.
SONUÇ BİR AYDA
Bu risk nasıl ölçülür peki; mesela bir damla kan yeterli midir?
Genetik risk analizi için; DNA elde etmek amacıyla az bir miktar kan ya da çekirdekli, DNA taşıyan hücre almak yeterlidir. Mesela dişinizi fırçalarken tükürülen ağız çalkalama suyu bile bizim için yeterlidir. Testin sonucu bir aydan daha kısa sürede çıkıyor.
Ailesinde meme kanseri olan birinin soyağacını çizmek; riski ölçmek için yeterli mi, yoksa genetik testler mutlaka yapılmalı mıdır?
Bir kişinin soyağacı, o ailenin genetik geçişinin şematize edilmesidir. O aileye ait birçok genetik özelliği ortaya koyar. Ancak genetik testler, kişinin taşıdığı genetik özellikleri ve riskleri çok daha doğru şekilde gözler önüne seriyor. Yani soyağacına göre; güvenilirliği daha yüksek testlerdir. Özellikle ailesinde kanser olanlara, genetik danışmanlık almalarını tavsiye ediyoruz.
BİR TEDAVİ YÖNTEMİ DEĞİL!
Annesi meme kanseri olan birinin bu geni taşımama ihtimali var mı?
Kişide ailesel meme kanseri genlerinin bulunması, meme kanserinin görülme riskini artırdığı gibi, kanserin bir sonraki kuşakta daha erken yaşlarda görülebileceği riskini de artırıyor. Yani bu genler, kuşaklar boyu taşınabiliyor. Bu nedenle özellikle erken yaşta, ikiden fazla bireyi meme kanseri olmuş ailelerde, risk yüksektir. Ama ailesinde olduğu halde, bu geni taşımayan şanslılar da var.
Uygun tedaviyle kanserden ömür boyu korunmak mümkün mü peki?
Risk analizi bir tedavi yöntemi değildir; amacımız hastalığın ortaya cıkışını önlemek ya da geciktirmektir. Böylelikle risk taşıyan kişiler, hastalıktan, daha hafif tedavi yöntemleriyle kurtulma şansına sahip olur.
ÇOK ERKEN YAŞTA MAMOGRAFİ YANLIŞ
25 yaşında meme kanseri geni taşıdığını öğrenen biri hemen mamografi çektirmeye başlamalı mı?
Hayır! 25 yaşında ailesel ya da metabolik genetik risk taşıdığını öğrenen birisi, hemen meme kanseri uzmanına başvurmalıdır. Yaşına ve taşıdığı riske göre; özel bir tarama programına alınmalıdır. Ayrıca yüksek risk taşıyanlara; var olan yatkınlıkların etkilerini azaltmaya yönelik tedavi şekilleri önerilmektedir. Böylelikle bu kişilerin taşıdığı meme kanseri riskinin, kendi yaş gruplarındaki riske indirilmesi amaçlanmaktadır. Maalesef meme kanseri riskini, her iki memenin de cerrahi olarak alınmasından başka tamamen ortadan kaldıracak yöntem yok!
DÜŞÜK RADYASYON ETKİSİ
Mamografi ekstra risk taşıyor mu?
Mamografi aslında çok düşük dozlu da olsa radyasyon etkisine sahiptir. Bu nedenle çok erken yaşlarda mamografiye başlanması ve düzenli olarak yaptırılması önerilmiyor.
ERKEK DE KIZ DA EŞİT RİSK TAŞIR
Ailesel meme kanseri geni taşıyan kişilerin; erkek ya da kız çocuklarının meme kanserine yakalanma riski eşit orandadır. Toplumdaki genel inanışının aksine; zaman zaman erkeklerde de meme kanserlerine rastlıyoruz. Bu eşit risk dağılımı nedeniyle; erkeklere de genetik test aşamasında, ailesinde meme kanseri olup olmadığını soruyoruz.
ERKEN DÖNEM TAKİBİ
Yüksek risk taşıyanlara erken dönem takibi öneriyoruz. Riskin saptandığı yaştan itibaren, belli aralıklarla muayene yapılmasını istiyoruz. Görüntüleme yöntemleri ve kan testleri ile de kişiyle yakından ilgileniyoruz. Araştırmalar; erken teşhisle, hastaların yüzde 98'inin beş yıl hayatta kaldığını gözler önüne seriyor. Yani ölümden kurtulma ihtimali yüksek.
ESRA TÜZÜN