Bu iki bağımlılık yapıcı madde, birlikte kullanıldıklarında ayrı ayrı yaptıkları kötü etkilerin yanı sıra; sinerjik (aynı yönde) etki de göstermektedirler. Bunun nedeni, birbirlerinin keyif verici etkilerini artırmaları ya da birbirlerinin istenmeyen etkilerini hafifletmeleri olarak gösterilmektedir.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Keskinel, sigara ve alkolün zararlarına değinerek, ağız kanseri riskini artırıcı etkisi hakkında bilgi vererek, önerilerde bulundu...
Beyne ulaşan nikotin, "nikotin reseptörleri" adı verilen bazı protein yapıda alıcıyı uyarır. Bu proteinler, bazı fizyolojik fonksiyonları düzenler. Sonuç olarak, beynin özel bir bölgesinden nikotin etkisiyle "dopamin" adı verilen bir madde salınır. Mekanizması tam olarak anlaşılmasa da, alkol kullanımı ile de dopamin salgısı artmaktadır. Dopamin, bağımlılıkta rolü olan sinirler arası bir ileti maddesidir. Küçük doz alkol bile, nikotinin keyif verici etkisini güçlendirir. Bu nedenle sigara içen kişiler, alkol aldıklarında daha da çok sigara içme eğilimindedir.
Alkol dozu arttıkça, sigara içme isteği de artar. Bir maddenin ya da ilacın uzun süreli kullanılması sonucu aynı etkiyi yaratmak için daha yüksek doz kullanılmasına gerek olması durumuna "tolerans" adı verilir. Hayvanlarda yapılan deneylerde, uzun süreli nikotin kullanımının alkolün bazı etkilerine karşı tolerans oluşturduğu, yine benzer şekilde, uzun süreli alkol kullanımının nikotine karşı tolerans geliştirdiği bulunmuştur. Bu iki yönlü etkileşim nedeniyle, aynı haz duygusuna ulaşmak için, kişiler giderek artan dozda alkol ve sigaraya ihtiyaç duyabilirler.
Alkolün nikotin bağımlılığı gelişmesini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Sigaranın neden olduğu sinirlilik gibi bazı tatsız belirtiler, alkolün yatıştırıcı etkisi nedeniyle rahatlayabilir. Bunun tersine, nikotin, alkolün dikkati ve hafızayı baskılayıcı ve dengeyi bozucu etkisini geçici olarak azaltabilir. Zamanla nikotinin bu etkisine karşı tolerans gelişir. Alkolün sigara içme davranışını, sigara içmenin alkol almayı etkilediğinden daha çok artırdığı düşünülmektedir.
Gırtlak, yemek borusu, karaciğer ve pankreas kanserlerinde de etkili
Alkolün vücutta yıkıldığı ilk madde olan "asetaldehit", toksik bir maddedir ve "kanserojen", yani kanser yapıcı etkisi vardır. Sigara dumanında da pek çok başka kanser yapıcı maddenin yanı sıra; asetaldehit bulunur ve sigara içme sırasında tükürüğe geçer. Tükürükteki asetaldehit yutkunmayla yemek borusu ve mideye ulaşır. Asetaldehit, üst gastrointestinal sistemde kansere neden olabilir. Bazı kişilerde genetik nedenlere bağlı olarak asetaldehit oluşumu daha fazla ya da asetaldehitin vücuttan temizlenmesi daha yavaştır. Bu bireyler, uzun süreli ve yoğun alkol kullanırlarsa, hatta bir de bunun üzerine sigarada bulunan diğer kanserojenler eklenirse, kanser riski daha da artar.
Yüksek miktarlarda sigara ve alkol birlikte kullanıldığında, yassı hücreli ağız içi kanseri riski tek başlarına göre kullanılmalarına göre 10 kattan daha fazla artmaktadır. Sigara ve alkolün kullanılma miktarı arttıkça, bu risk daha da fazlalaşır. Sigara ve alkolün gelişimini artırdığı diğer kanser türleri arasında, gırtlak, yemek borusu, karaciğer ve pankreas kanserleri sayılabilir. Örneğin bilimsel bir araştırmada votka kullanımının kadınlarda akciğer kanseri gelişmesi üzerine sigara ile sinerjik etki gösterdiği saptanmıştır. Sigara ve alkol, kalp-damar hastalıkları, osteoporoz (kemik erimesi) riskini artırmaktadır. Sigara ve alkolün beraber kullanımı, gebeliğe bağlı komplikasyonları da artırır (plasenta ayrılması, ölü doğum, erken doğum ve bebekte büyüme geriliği gibi).
Bu iki alışkanlıktan da bir an önce kurtulabilirsiniz
Sonuç olarak, her ikisi de zararlı olan bu madde, birlikte kullanılınca daha da zararlı hale gelmektedir. Birinin bırakılması, diğerinin daha rahat bırakılmasını sağlayabilir. Özellikle, sigaradan kurtulmaya çalışırken, alkolden uzak durmak, ya da hiç değilse alkol kullanımını azaltmak, sigarayı bırakmayı kolaylaştıracaktır.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Keskinel, sigara ve alkolün zararlarına değinerek, ağız kanseri riskini artırıcı etkisi hakkında bilgi vererek, önerilerde bulundu...
Beyne ulaşan nikotin, "nikotin reseptörleri" adı verilen bazı protein yapıda alıcıyı uyarır. Bu proteinler, bazı fizyolojik fonksiyonları düzenler. Sonuç olarak, beynin özel bir bölgesinden nikotin etkisiyle "dopamin" adı verilen bir madde salınır. Mekanizması tam olarak anlaşılmasa da, alkol kullanımı ile de dopamin salgısı artmaktadır. Dopamin, bağımlılıkta rolü olan sinirler arası bir ileti maddesidir. Küçük doz alkol bile, nikotinin keyif verici etkisini güçlendirir. Bu nedenle sigara içen kişiler, alkol aldıklarında daha da çok sigara içme eğilimindedir.
Alkol dozu arttıkça, sigara içme isteği de artar. Bir maddenin ya da ilacın uzun süreli kullanılması sonucu aynı etkiyi yaratmak için daha yüksek doz kullanılmasına gerek olması durumuna "tolerans" adı verilir. Hayvanlarda yapılan deneylerde, uzun süreli nikotin kullanımının alkolün bazı etkilerine karşı tolerans oluşturduğu, yine benzer şekilde, uzun süreli alkol kullanımının nikotine karşı tolerans geliştirdiği bulunmuştur. Bu iki yönlü etkileşim nedeniyle, aynı haz duygusuna ulaşmak için, kişiler giderek artan dozda alkol ve sigaraya ihtiyaç duyabilirler.
Alkolün nikotin bağımlılığı gelişmesini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Sigaranın neden olduğu sinirlilik gibi bazı tatsız belirtiler, alkolün yatıştırıcı etkisi nedeniyle rahatlayabilir. Bunun tersine, nikotin, alkolün dikkati ve hafızayı baskılayıcı ve dengeyi bozucu etkisini geçici olarak azaltabilir. Zamanla nikotinin bu etkisine karşı tolerans gelişir. Alkolün sigara içme davranışını, sigara içmenin alkol almayı etkilediğinden daha çok artırdığı düşünülmektedir.
Gırtlak, yemek borusu, karaciğer ve pankreas kanserlerinde de etkili
Alkolün vücutta yıkıldığı ilk madde olan "asetaldehit", toksik bir maddedir ve "kanserojen", yani kanser yapıcı etkisi vardır. Sigara dumanında da pek çok başka kanser yapıcı maddenin yanı sıra; asetaldehit bulunur ve sigara içme sırasında tükürüğe geçer. Tükürükteki asetaldehit yutkunmayla yemek borusu ve mideye ulaşır. Asetaldehit, üst gastrointestinal sistemde kansere neden olabilir. Bazı kişilerde genetik nedenlere bağlı olarak asetaldehit oluşumu daha fazla ya da asetaldehitin vücuttan temizlenmesi daha yavaştır. Bu bireyler, uzun süreli ve yoğun alkol kullanırlarsa, hatta bir de bunun üzerine sigarada bulunan diğer kanserojenler eklenirse, kanser riski daha da artar.
Yüksek miktarlarda sigara ve alkol birlikte kullanıldığında, yassı hücreli ağız içi kanseri riski tek başlarına göre kullanılmalarına göre 10 kattan daha fazla artmaktadır. Sigara ve alkolün kullanılma miktarı arttıkça, bu risk daha da fazlalaşır. Sigara ve alkolün gelişimini artırdığı diğer kanser türleri arasında, gırtlak, yemek borusu, karaciğer ve pankreas kanserleri sayılabilir. Örneğin bilimsel bir araştırmada votka kullanımının kadınlarda akciğer kanseri gelişmesi üzerine sigara ile sinerjik etki gösterdiği saptanmıştır. Sigara ve alkol, kalp-damar hastalıkları, osteoporoz (kemik erimesi) riskini artırmaktadır. Sigara ve alkolün beraber kullanımı, gebeliğe bağlı komplikasyonları da artırır (plasenta ayrılması, ölü doğum, erken doğum ve bebekte büyüme geriliği gibi).
Bu iki alışkanlıktan da bir an önce kurtulabilirsiniz
Sonuç olarak, her ikisi de zararlı olan bu madde, birlikte kullanılınca daha da zararlı hale gelmektedir. Birinin bırakılması, diğerinin daha rahat bırakılmasını sağlayabilir. Özellikle, sigaradan kurtulmaya çalışırken, alkolden uzak durmak, ya da hiç değilse alkol kullanımını azaltmak, sigarayı bırakmayı kolaylaştıracaktır.