Cerrahların kanser ameliyatlarında tercih ettiği yöntemlerden biri olan lazer; meme, kolon, vajina ve rahim ağzı gibi kanserlerde kullanılıyor. Ameliyat ve iyileşme süresini kısaltan lazer; hastaları da rahatlatıyor
Cerrahi müdahale; kanserin en eski tıbbi tedavisidir ve hâlâ birçok kanser türünün tedavisinde ilk tercih edilen yöntemdir. Tümörü; ameliyatla çıkarmak çoğunlukla (özellikle de tümörün küçük ve lokalize; yani komşu dokulara henüz yayılmamış olduğu durumlarda) tamamen iyileşme sağlar. Kanser ameliyatları; bir deri lezyonunun çıkarılması gibi küçük bir operasyon olabileceği gibi bir organın tamamının ya da bir kısmının alınması için de kullanılabilir.
RİSKLİ OLABİLİR
Doktorlarınız ameliyattan önce tümörü küçültmek ve yakındaki dokuların hasar görme olasılığını azaltmak için kemoterapi ya da radyasyon uygulaması önerebilir. Ameliyat, kemoterapi ve radyasyonla aynı türde ya da derecede toksik yan etkilere neden olmaz ama operasyonlar bazı riskler taşır. Küçük operasyonlar genellikle çok güvenli olsa da, büyük operasyonlar ameliyat sonrası enfeksiyonlar ve anestetiklere karşı reaksiyonlar gibi ciddi, hatta yaşamı tehdit edici komplikasyonlara neden olabilir. Kanser ameliyatları öncesinde ve sonrasında destek sağlamak amacıyla farklı yöntemlerden yararlanılabilinir; lazer, kriyocerrahi ve müzik gibi...
YAYGINLAŞIYOR
Lazer bazı kanser türlerinin tedavisinde kullanılmaktadır. Lazerle; kolondan pre-kanseröz polipler ve rahim ağzı, vajina ve vulvadaki erken evre tümörler çıkarılabilir. Meme kanseri gibi diğer kanser türleri için lazer cerrahisi kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu yaklaşımın avantajları arasında hastanede yatış süresinin kısalması ve ağrı riskinin azalması yer alır. Son dönemdeki bir yenilik ise, lazer neşteri olarak da bilinen kontakt lazerdir. Bir cerrah için bu aracı kullanmak çelik bir neşterle bir operasyon yapmak gibidir.
LAZERLE AYAKTA MÜDAHALE MÜMKÜN
Lazerin standart cerrahi aletlerine göre avantajları şöyle sıralanabilir:
Lazer neşterden daha hassastır. Deri ya da başka dokularla çok az temas olduğu için ameliyat sırasında kesi yapılan yerin yakınındaki dokular korunur.
Lazerin ürettiği ısı ameliyat yerini sterilize eder.
Operasyon için gereken süre kısalabilir, çünkü lazerin hassasiyeti daha küçük bir kesi yapılmasına olanak sağlar.
İyileşme süresi çoğunlukla kısalır; lazerin ısısı damarları sızdırmaz şekilde kapattığından kanamalar, şişlikler ve yara izleri daha az görülür.
Ayakta yapılabilecek müdahalelerin sayısı artar.
DÜNDEN BUGÜNE LAZERLE TEDAVİ
Normal ışık, birçok dalga boyu içerir ve tüm yönlerde yayılır. Lazer ışığı çok farklıdır; bir ya da daha fazla özel dalga boyu kullanır ve dar bir ışın demeti içinde odaklanır. Lazer; çeliği kesebilir, elması şekillendirebilir. Ayrıca hasar görmüş bir retinanın onarılması ya da hassas dokuların kesilmesi gibi birçok hassas cerrahi işlemlerde de kullanılabilir. Lazer ilk kez 1961 yılında deri tümörlerinde kullanılmıştır. Günümüzde lazerli tıbbi uygulamaların en yaygın kullanım alanı kanser tedavisidir. Lazer çoğunlukla endoskoplarla (doktorların vücudun belirli bölgelerini görmelerine olanak sağlayan tüpler) kullanılır. Endoskoplar sayesinde cerrahlar lazer ışın demetlerinin hedeflerini çok hassas bir şekilde ayarlayabilirler. Lazerler düşük güçlü mikroskoplarla da kullanılarak doktorun tedavi edilen kısmı net bir şekilde görmesine olanak sağlayabilir. Lazer sistemleri bir mikromanipülatörle birlikte kullanıldıklarında çapı 200 mikron kadar küçük (çok ince bir ipliğin genişliğinden daha küçük) kesme alanları oluşturabilir.
Prof. Dr. ERKAN TOPUZ / Sabah