Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 43 ülkede 9 bine yakın kalp hastası üzerinde denenen yeni bir ilaç, kalp hastalarına umut oldu. Araştırmada ilacın, kalp damar hastalığına bağlı ölümleri, kalp yetersizliğine bağlı ölümleri ve ani ölümleri mevcut tedavilere göre 2 kat azalttığı gözlendi. Söz konusu ilacın Türkiye'de ruhsat başvurusu yapıldı.
Türk Kardiyoloji Derneği'nin verilerine göre (TKD) Avrupa ülkelerinde 15 milyon, ABD'de 6 milyon, Türkiye'de ise 1,5 milyon kalp yetersizliği hastası bulunuyor. Bu rakamın yaşlılık, obezite, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi risk faktörlerine bağlı olarak önümüzdeki 10 yıl içinde 3 kat artacağı tahmin ediliyor. Konu hakkında bilgi veren Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Çavuşoğlu, kalp yetmezliği hastalığının kalp performansının azalması sonucu kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı pompalayamaması sonucu ortaya çıktığını aktarıyor. Hastalığın, nefes darlığı, ayak ve bacaklarda şişlik, çabuk yorulma, çarpıntı, gece uykudan öksürükle veya sıkıntıyla uyanma, gece sık idrara çıkma, iştahsızlık ve bulantı, karında şişlik, hızlı kilo alımı ve baş dönmesi gibi belirtilerle kendini gösterdiğini aktarıyor. Prof. Çavuşoğlu, hastalığın nedenlerini şöyle sıralıyor: “Hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, geçirilmiş kalp krizi, kalp ritim bozuklukları, kalp kapak hastalığı, kalp kası hastalığı veya doğumsal kalp hastalığı, uzun süre alkol kullanımı, kronik akciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kalbin kasılmasını bozan ilaç kullanımı kalp yetersizliğine zemin hazırlayan nedenlerdir.”
40 YAŞ SONRASI HER 5 KİŞİDEN 1'İNDE KALP YETERSİZLİĞİ GÖRÜLÜYOR
Yaş ilerledikçe kalp yetersizliği görülme oranının artış gösterdiğini aktaran Çavuşoğlu şunları söyledi: “Çünkü yaş ilerledikçe, kalp yetersizliğine zemin hazırlayan hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp-damar hastalığı gibi durumların görülme oranı da artmaktadır. 40 yaş sonrası yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme riski yüzde 20'dir. Bu da 40 yaş sonrası her 5 kişiden birinde kalp yetersizliği gelişeceği anlamına gelmektedir. Kalp yetersizliği görülme oranı 70 yaş sonrası yüzde 10'a, 80 yaş sonrası yüzde 15-20'lere çıkmaktadır.”
Çavuşoğlu, kalp yetersizliği tedavisinde ağırlıklı olarak ilaç tedavisi ve cihaz tedavisi kullanıldığını belirtiyor. İlaç tedavisinde kullanılan 3 temel ilaç olduğunu aktararak “Bu ilaçlar hastanın yakınmalarını azaltır ve yeniden gelişmesini önler, efor kapasitesini artırır, yaşam kalitesini düzeltir ve belki de daha önemlisi ölümleri ve sık hastaneye yatma ihtiyacını azaltır.” diyor.
Onay alan yeni ilacın Türkiye'de ruhsat başvurusu yapıldı
Novartis tarafından geliştirilen ve 43 ülkede 9 bine yakın hasta üzerinde geliştirilen yeni ilacın ise hastalığın tedavisi için yeni bir umut olduğunu aktaran Çavuşoğlu, “Bugün için kalp yetersizliği tedavisinde kullanılan 3 temel ilacın, hastalık kontrolüyle beraber ölümleri ve hastane yatışlarını anlamlı azalttığını biliyoruz. Ancak söz konusu ilaçlarla ölümlerde sağlanan anlamlı azalmaya rağmen kalp yetersizliğinde kötü sonuçlar halen yüksektir. Bu nedenle yeni veya daha güçlü tedavi arayışları devam etmektedir.” şeklinde konuşuyor. Çavuşoğlu şunları söylüyor: “Bugünkü ilaçlardan farklı olarak LCZ696 bir taraftan kötüye işleyen mekanizmaları bloke ederken diğer taraftan kalp yetersizliğinde iyiye işleyen mekanizmaların da aktivitesini artırarak daha güçlü klinik yararlar ortaya koymaktadır.”
Amerika'da FDA'den onay alan ilacın, Türkiye'de ruhsat başvurusu yapıldı.
Hastalar bunlara dikkat etmeli
Çavuşoğlu, kalp yetmezliği hastalarına şu önerilerde bulunuyor: “Kullanılan günlük tuz miktarı 2 silme çay kaşığını geçmemeli. Vücutta sıvı birikimine bağlı ödem bulunan olgularda günlük sıvı alımı 1,5-2 litre ile sınırlandırılır. İlaç tedavisine dirençli sıvı birikimi olanlarda sıvı alımı hekim önerisiyle bazen 1 litreye kadar sınırlandırılabilir. Sebze-meyve ağırlıklı diyet ile az miktarda sık yemek önerilir. Kalp yetersizliğini ağırlaştıracak ağrı kesici, steroid veya kalp kasılmasını olumsuz etkileyen hipertansiyon ilaçlarından ve alkol kullanımından kaçınılması gerekir. Haftanın 5 günü 30-40 dakikalık yürüyüş egzersizleri yapılabilir. Yakınmaları son zamanlarda artmış hastaların uzun ve yorucu seyahatlerden kaçınması gerekir.”
İlyas Koç / Zaman
