Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, kalp sağlığını korumak için, çeşitlilik açısından zengin ancak miktar olarak fakir beslenme önerisinde bulundu.
Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için sağlıklı ve doğru beslenmenin önemli olduğunu belirtti.
Türkiye'de ölümlerin çoğunluğunun kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığına, ülkede yaklaşık 3,5 milyon koroner kalp hastası bulunduğuna işaret eden Şahin, Türk halkının sağlığını tehdit eden en yaygın hastalıkların başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğini vurguladı.
Kişinin kalp ve damar hastalığına yakalanma riskini alacağı önlemlerle düşürebileceğini söyleyen Şahin, şöyle devam etti:
"Hareketsiz yaşam, kötü beslenme alışkanlıkları, sigara, yüksek tansiyon gibi kendi elimizde olan, değiştirilebilir risk etkenlerinin yanında bir de genetik miras olarak devraldığımız hastalığa yatkınlık durumları var. Ama en çok kalp hastalığına götüren süreç kendi elimizde olan ve düzeltmediğimiz risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinin normal sonucu olarak kalp damar hastalıkları er ya da geç ortaya çıkıyor. Bu risk faktörlerini ortadan kaldırmanın en etkin yollarından biri sağlıklı ve dengeli beslenmedir.''
Kalp yetersizliğinin yaşam boyu devam eden kronik bir hastalık olduğunu, bunun için beslenmeye çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Şahin, sağlıklı beslenmenin diyet yapmak anlamına gelmediğinin, kalp ve damar sağlığını koruyacak şekilde beslenme şeklinin yaşam tarzı olması gerektiğinin altını çizdi.
''Çocukluktan itibaren başlayan sağlıklı yaşam tarzı, beslenme ile kalp ve damar hastalıklarını engellemek veya geciktirmek birçok kişi için mümkün." diyen Şahin, şunları kaydetti:
"Sağlıklı beslenmek ve hareketli olmak birçok kronik hastalığı olduğu gibi kalp damar hastalıklarını da önler. Ülkemizin mutfağı sağlıklı besinler, zeytinyağlı yiyecekler, sebze meyve yönünden şanslı bir konuma sahip. Bu avantajı kullanmamız gerekir. 40 yaşından sonra yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme ihtimali yüzde 20 olarak tahmin edildiğinde, toplumda görülme sıklığı erişkin nüfus için yüzde 2-3 civarındadır. TÜİK tahminlerine göre 2023'te 60 yaş üstünde 60 milyon nüfusumuz olacak. Bu nüfusun yüzde 8 ile 10'unda kalp yetersizliği gelişebilme ihtimali olduğunu düşünürsek 1,5 milyon kalp yetersizliği olan yaşlı bir kesimle karşı karşıya kalacağız demektir. Bu nedenle kalp damar sağlığımız için kalp dostu dediğimiz beslenmeyi çok önemsiyoruz. Kalp sağlığını korumak için, çeşitlilik açısından zengin, ancak miktar olarak fakir beslenmek gerekir. Özellikle genç yaştan itibaren beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmesi çok önemlidir. Bunun yanında hareketsiz yaşamdan ve sigaradan da uzak durulması çok önemlidir.''
