Türkiye’de yılda ortalama 1650 hastanın kalp kapağı kısa adı TAVİ olan işlemle tedavi ediliyor. Halen 38 merkezde uygulanan bu yöntem ameliyat edilemeyecek kadar yüksek riskli hasta gruplarında ilaç tedavisine oranla daha iyi sonuç veriyor. Ancak gerekli olmayan hastaya uygulanması hem ciddi sorunlara hem de yüksek maliyetlere yol açıyor.
TAVİ basitçe, hastaların kalbini durdurmadan ve göğsünü açmadan lokal anestezi altında, anjiyografi laboratuvarında genellikle kasık atar damarından girilerek hastalıklı aort kapağın içerisine yeni kapak yerleştirmesi işlemi. Kılavuzlar ameliyat açısından düşük riskli hastalara açık ameliyat yöntemini hâlâ öneriyor. Yüksek riskli veya ameliyatı kaldıramayacak hastalarda ise TAVİ, açık cerrahiye alternatif olarak uygulanıyor. Uzmanlar gerekmeyen hastalara da uygulanmasının ciddi sonuçlarını tartışıyor. SGK verilerine göre işlem ve takip maliyetleri hasta başına 120 bin lirayı bulabiliyor.
“OLMASI GEREKENDEN 10 KAT FAZLA”
Hürriyet'ten Mesude Erşan'ın haberine göre TAVİ yapılması kararının kardiyologlar ile kalp ve damar cerrahlarından oluşan konsey tarafından alınması gerektiğini belirten ve kamuda çalışması nedeniyle adını vermek istemeyen bir kardiyolog şu iddialarda bulundu: “TAVİ merkezde olmayan hastanelerde bile yapılıyor. ‘Aşırı’ kullanılıyor. Sadece aort darlıklarında değil, aort yetmezliğinde de uygulanıyor. İki kapak takılan hastalar var. Bazı hastanelerde neredeyse hiç kapak cerrahisi yapılmıyor. TAVİ’nin olması gerekenden en az 10 kat daha fazla uygulandığını düşünüyorum. Çalıştığım hastanede işlem sırasında birkaç hastanın öldüğünü gördüm. Hastaların kaçının hayatta, kaçının felç geçirdiği takip edilmiyor. İşlemi yapan kardiyolog sayısı çok ve hastalarında ölüm oranı yüzde 10-20’yi bulan var. Halbuki ölüm oranı yüzde 5’den fazlaysa o kardiyoloğun işlemden el çektirilmesi lazım.”
ORTA RİSKLİ HASTALARDA DA UYGULANIYOR
Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve TAVİ uygulayıcısı Prof. Dr. Ömer Göktekin, yöntemin çeşitli nedenlerle (ileri yaş, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu, önceden açık kalp ameliyatı geçirmiş olan hastalar gibi) ameliyat olamayacak hastalar için geliştirildiğini vurguluyor. TAVİ’nin, yüksek riskli ancak yine de ameliyat edilebilecek hastalarda da kendini kanıtladığını savunan Prof. Dr. Göktekin, “Orta riskli hastalarda bile klasik açık ameliyata alternatif olabileceğine yönelik bilimsel veriler arttı. Bu yıl yenilenen Avrupa ve Amerika Kapak Hastalıkları Kılavuzları seçilmiş orta riskli hastalarda TAVİ yönteminin uygulanabileceğini belirtiyor” ded
Cerrahi inme riski çok düşük
Prof. Dr. Rüçhan Akar (Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı): TAVİ yapılan hastalarla, cerrahi uygulananların karşılaştırıldığı bilimsel çalışmalarda bu yöntemin geniş hasta gruplarına kullanımıyla ilişkili soru işaretleri gündemde. Yaklaşık 13 bin TAVİ yapılan hastanın değerlendirildiği yeni bir çalışmaya göre, işlem sonrası ilk bir aylık dönemde görülen ölüm oranı yaklaşık yüzde 8, böbrek yetmezliği gelişimi yüzde 14, kalıcı pil takılması ihtiyacı yaklaşık yüzde 13. Bu hastaların 5 yıllık dönem sonunda yaklaşık yüzde 52, 7 yıllık dönemde ise yüzde 72’sinin kaybedildiği saptandı. Bir diğer önemli konu TAVİ ile konulan kapağın kenarından kaçak olması. İşlem sonrasında gelişen kapak bozulmaları önemli sorunlardan. İşlem esnasında kopan kireç parçaları beyine giderek inmeye (yüzde 24’lere varan oranda) yol açabiliyor. Cerrahide ise inme riski oldukça düşük seviyede. Ayrıca yine cerrahide ileri teknolojilerin getirdiği tedavi olanakları var.