Avrupa`da 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre her yıl yaklaşık 4,5 milyon insan kalp damar hastalıklarına bağlı olarak hayatını kaybediyor. Türk Kardiyoloji Derneği`nin yaptığı `Tekharf` çalışmasına göre her 2,5 dakikada bir kişi kalp hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Bugün Türkiye`de tıkayıcı kalp damar hastalığı olan yaklaşık 2,8 milyon kişi bulunuyor. İstatistikler, 2015 yılında bu rakamın iki katına ulaşacağını gösteriyor.
İnsan hayatını tehdit eden en ciddi sağlık sorunları arasında yer alan kalp damar hastalıklarının tedavisi ilaçla ve girişimsel cerrahi yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Anadolu Sağlık Merkezi`nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, kalp hastalıklarında kişinin sağlık durumuna göre tedavi yapıldığını söyledi.
Girişimsel cerrahi tedavideki amacın tıkalı damarın beslediği bölgeye oksijenlendirilmiş kanı göndererek kalp kasının canlılığını korumak olduğunu ifade etti. Kateterle gerçekleştirilen balon ve stent işleminde darlık olan damarın içerisinde kateter yardımıyla balon şişirilerek darlığın genişletildiğini ve stent (kafes) yerleştirildiğini dile getiren Çicek şu bilgileri verdi: `Stent, damarın büzülerek kapanmasını engeller. Cerrahi yöntem olan koroner arter by-pass ameliyatında ise tıkalı damarların uç tarafına vücudun diğer bölgesinden alınan damarların ilave edilerek oksijenlenmiş kan gönderilmesini sağlanır. Bu işlem kalp durdurularak ve kalp durdurulmadan yapılan by-pass ameliyatları olmak üzere iki farklı şekilde gerçekleştirilir. Balon işlemi ise kapalı damar içerisinde, kateter ucunda bulunan bir balonun şişirilerek damarın genişletilmesidir. Daha çok stentle birlikte ya da stent işlemini kolaylaştırmak amacıyla kullanılır.`
HASTANIN SAĞLIK DURUMU TEDAVİ YÖNTEMİNİ BELİRLİYOR
Kalp damar hastalıklarının tedavisinin belirlenmesinde, kişinin sağlık durumunun göz önüne alındığını vurgulayan Çiçek, `Eğer hastadaki tıkanıklık yaygınsa, şeker hastalığı varsa ve çoklu damar tutulumu ve ana damar tutulumu var ise tedavi yöntemi olarak koroner arter by-pass ameliyatı tercih ediliyor. Damarlardaki darlık daha kısa segmentteyse, tutulma ana damarda değilse, darlık yandal çıkışları ve çatallanmaları tutmuyorsa stent yöntemi başarıyla uygulanabiliyor. Koroner by-pass ameliyatlarının tam damarlanma sağlaması ve uzun dönemde stentlere göre daha düşük oranda tekrar işlemleri gerektirmesi en önemli avantajları arasında yer alıyor. ` diye konuştu.
KARAR HASTA İLE ORTAKLAŞA ALINMALI
Çiçek, tedavi kararının hasta ile birlikte alınması gerektiğinin altını çizerek, kalp damar hastalıklarının tedavisinde teknik olarak koroner arter by- pass ve stent yöntemi sıklıkla uygulandığını bildirdi.
Çiçek şunları kaydetti: ` Ancak bir yöntemi değerlendirirken yalnızca teknik başarıya bakılmaması gerekiyor. Yapılan tedaviler erken dönem, orta dönem ve uzun dönem sonuçlarıyla değerlendirilmelidir. Yöntem seçiminde en önemli noktalardan birisi koroner anjiyografinin kardiyolog ve cerrah tarafından birlikte değerlendirilmesi ve hastaya ayrıntılı bilgi verilerek tedavi kararının alınmasıdır.`
Tedavi yönteminde cinsiyet ve yaşın öncelikli belirleyici kriterler arasında yer almadığını dile getiren Çiçek, `Daha çok hastanın fiziki durumu, başka hastalıkların varlığı (kronik akciğer hastalığı, böbrek yetmezliği, tıkayıcı beyin damar hastalıkları vb), kan sulandırıcı gibi bazı ilaçları kullanıp kullanamayacağı yöntem seçiminde önemli taşıyor. Örneğin stent işleminden sonra mutlaka kan sulandırıcı ilaç kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde hastalık tekrarladığı gibi, ani tıkanmalar ölüme varan sorunlara neden olabiliyor. Başka bir ameliyat gerekliliği halinde bu ilaçların kesilmesi olumsuz etki yaratacağından, planlı ameliyatı olan bir hastaya stent uygulaması önerilmiyor. ` bilgisini verdi.