Ukrayna'da yaşayan Nikita Françuk'un 1 yaşındayken sağ tarafında el ve ayak fonksiyonlarında bir zayıflık vardı. Ukrayna'daki doktorlar masaj yapılmasını önerdi. Yürüyordu, oynuyordu ama elini tam açamıyordu, ayağını içe doğru basıyordu. Sonra bir gün kıpırdamamaya başladı. Ailesi doktora götürdü. Önce "Aşıdan dolayı bir reaksiyon olmuş", sonra "Dişten dolayı", daha sonra da "Bir ihtimal beyinde sıvı birikimi olabilir" dediler. Küçük çocuğun bıngıldak kısmının kapanmadığını, orada bir sıvı birikmesi gördüklerini söylediler.
KEMOTERAPİ ÇARE OLMADI
Hastanedeki tetkikler sonunda Nikita'nın beyninde tümör olduğu ortaya çıktı. Küçük çoğun tümörü, nadir rastlanan çocukluk çağı beyin tümörü türü olan Anaplastik Pleomorfik Ksantoastrositoma idi. Acil ameliyata alınması gerektiği söylendi. Bu arada kusmaya başlamıştı. O nedenle hemen ameliyata alıp sıvı ile tümörden bir parça aldılar. Sonrasında Nikita, üç kür kemoterapi aldı, ancak iyileşme olmadı. Ailesi başka bir ülkede tedavi için araştırmaya başladı. Aracı kurum; Türkiye, Almanya, İsrail gibi ülkelerden hastane ve doktor isimleri önerdi. Nikita'nın tümörünü ameliyat etmeyi birkaç hastane kabul etmişti. Bu hocalar arasında Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa da vardı. Aile, tercihini Türkiye'den yana kullandı.
'ARTIK DOKTORDAN KORKMUYOR'
22 yaşındaki anne Marina Françuk, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Ülkemde Türkiye'deki tıbbi bilgi bulunmuyor. Bu nedenle de çok tedirgindim. Türkiye'ye geldiğimde ise çok rahatladım. Ukrayna'da 'enfeksiyon kapabilir' diye Nikita'nın tekrar ameliyat olmasını önermiyorlardı, burada tümör tümüyle alındı. Artık gece uyandığında ağlamıyor. Yürümeye, yemek yemeye, gülmeye başladı. Nikita'nın ülkemizdeki tetkikler ve tedavi sırasında çok canı yandı, doktorlardan çok korkuyordu. Ama Mustafa Hoca'sını çok seviyor. Kontroller için de buraya geleceğiz, herkese çok teşekkür ediyoruz."
'BEYNE ZARAR VERMEDEN ÇIKARTABİLMEK ÖNEMLİ'
NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Dr. Mustafa Bozbuğa, Nikita'nın tedavi sürecini şu sözlerle anlattı: "Tümör, kritik beyin fonksiyonlarını içeren merkezleri içine alan, portakal büyüklüğünde bir tümördü. Bize gelmeden 3 ay önce Ukrayna'da ameliyat edilmiş. Kemiği çıkarmışlar ve bu nedenle beyin dışarı doğru taşıyor. Bu zor tümör vakalarında çıkarma işlemi yapılırken beyne zarar vermeden sadece tümör dokusunu çok ince bir şekilde çıkarmak gerekiyor. Tümör alınmasaydı birkaç hafta belki bir kaç ay yaşam şansı olacaktı. Mikrocerrahi yöntemi ile Nikita'nın tümöründe görünenin yüzde 100'ünü çıkardık. Beyin dokusu normal yerine geldi. Kötü huylu bir tümör olduğu için hep takibimizde olacak."
DİDEM SEYMEN