KADIN SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN RAHATSIZLIKLAR
Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için her geçen gün kendimize biraz daha fazla dikkat etsek de çeşitli nedenlerle hastalanırız. Rahatsızlıklar; kimi zaman basit bir soğuk algınlığıdır ancak kimi zaman da yoğun bir tedavi ya da operasyon gerektirecek kadar ciddi olabilir. Karşılaşılan hastalıklar, kalıtımsal ya da çevresel nedenlerden olabileceği gibi bazı rahatsızlıklar erkeklere oranla kadınlarda daha sık gözlemlenir. Özellikle kadınların karşı karşıya kaldığı rahatsızlıkları sıralayan Özel Medline Konya Hastanesi’nden Op. Dr. Fuat DEMİR, rahatsızlıkların tedavisinde erken teşhisin önemini bir kez daha vurguluyor.
Meme kanseri: Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türü meme kanseridir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat fazladır. Meme kanseri oranı 20’li yaşlarda çok düşüktür; kademeli olarak artar; 45-50 yaş arasında sabit bir oranda görülür; 50 yaşından sonra ciddi bir şekilde artış gösterir. Günümüzde oldukça sık rastladığımız meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhistir.
İdrar kaçırma: 35 yaşın üzerindeki her 5 kadından birinde idrar kaçırma gözlemlenir. Kişinin sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyerek, kişiyi eve bağımlı bir hale getiren rahatsızlık; genellikle öksürme, hapşırma, gülme gibi karın içi basıncın arttığı durumlarda ortaya çıkar. İdrar kaçırma tedavileri; cerrahi olmayan tedaviler ve cerrahi tedaviler olmak üzere ikiye ayrılır. Doğru tedaviyi seçmek için öncelikle idrar kaçmasına yol açan hastalığı doğru tespit etmek gerekir. Çok basit bir idrar yolu enfeksiyonunun ilaçla tedavisi, idrar kaçmasını tedavi edebilir. Her hastaya ameliyat gibi bir uygulamanın idrar kaçırma tedavisinde yeri yoktur.
Kansızlık (Anemi): Kandaki hemoglobin değerinin azalmasından kaynaklanan anemi, kadınlarda genellikle demir eksikliğine bağlı olarak oluşur. Yetersiz demir alınması; normal beslenme sırasında gıdalar yoluyla alınan demirin yetersizliğinde görülür. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük toplumlarda, beslenme alışkanlıkları yanlış olan insanlarda daha sık görülmektedir. Yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, çabuk yorulma, çalışma kapasitesinde azalma, sık hastalanma, iştahsızlık, bulantı, üşüme ve konsantrasyon bozukluğu gibi belirtiler gösterir. Kansızlık tedavisinde, uygun demir ilaçlarının hekiminiziniz önerdiği doz ve sürede kullanılması yeterlidir.
Osteoporoz: Yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen osteoporoz, en yalın tarifiyle kemik yoğunluğunun azalmasıdır. Kemik yoğunluğunun azalması sonucunda kemik yapısı bozulur ve kırılganlık artar. Kırıklar ve sonucunda ortaya çıkan yatağa bağımlılık yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olur. Osteoporoz genellikle 45 yaşından sonra görülmeye başlar ve yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Modern çağın hastalıkları arasında yer alan osteroporozun en önemli nedeni; menopozdur. Kadınlarda, zayıf ve ince yapılı olanlarda, yaşlılarda, ailesinde osteoporoz olanlarda, yeme davranış bozukluğu olanlarda(Anoreksiya), kalsiyumdan bakımından eksik olarak beslenenlerde, hareketsiz yaşam sürenlerde ve sigara içenlerde osteoporoz görülme olasılığı daha fazladır. Osteoporoz başlangıcında hastada genellikle hiçbir şikayet olmaz. Ancak hastalık ilerledikçe kemik dokusunun direnci geri dönüşü olmayacak bir şekilde azalır ve kemiklerde yaygın ağrılar ortaya çıkar. Osteoporozun ileri dönemlerdeki komplikasyonu ise fraktürler yani kemiklerdeki kırıklardır. Bu nedenle kişilerin 35 yaşından itibaren kalsiyum bakımından zengin beslenmeleri, düzenli hareket etmeleri, sigarayı bırakmaları, kahve tüketiminiz azaltmaları ve güneşten yeterince yararlanmaları gerekir.