1950’li yıllarda çocuk felci aşısını bulan Jonas Salk tarafından kurulan enstitüde görev yapan, içlerinde İzmirli Dr. İlir Dubova’nın da yer aldığı grup, ileride böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılabilecek yeni yöntem geliştirdi. 17 Kasım tarihli Nature Cell Biology dergisinde yayımlanan makaleye göre, elde edilen bulguların böbrek hastalıklarının daha iyi anlaşılmasına ve yeni ilaç buluşlarına çok büyük yardımı olacağı tahmin ediliyor.
5 ülkeden bilim insanı
Türk, İspanyol, Fransız, Çinli ve Japon bilim insanlarından oluşan grup, insandan alınan kök hücrelerini kullanarak, böbreğin zararlı maddelerin atılmasından sonra suyu vücuda geri almakta kullandığı dokuyu laboratuvar ortamında oluşturdu. Bu buluş, işlevini kaybetmiş böbreğin rejenere edilip yenilenmesinde şimdiye kadar atılmış en büyük adım olarak görülüyor.
Dünyanın birçok laboratuvarlarındaki bilim insanları, kök hücre kullanarak böbreğin öncü hücrelerini yaratmayı başarmışlardı ancak Salk Enstitüsü’ndeki grup, bu hücrelerin bir araya gelerek 3 boyutlu böbrek dokusu oluşturmasını sağlayan ilk bilim insanları oldu.
Grubun lideri Prof. Belmonte, bu buluştan, “Şimdiye kadar insan kök hücresinden böbrek dokusu yaratma konusunda başarı düzeyi çok sınırlıydı. Biz, çok basit ve verimli bir metot geliştirerek insan kök hücrelerinin çok iyi organize olmuş 3 boyutlu böbrek dokusuna değişimini sağlayabildik” diye söz etti.
Doku nasıl oluşturuldu
Bilim insanları bu dokuyu oluştururken hem insan embriyonik kök hücrelerinden, hem de insan derisinden elde edilen kök hücrelerinden yararlandılar. Büyüme faktörleri ve bazı diğer moleküllerin yardımıyla sadece 4 gün içinde kök hücreleri, böbrek ön hücrelerine dönüştü. Daha sonra bilim insanları bu hücreleri fare embriyosundan alınan böbrek hücreleri ile birlikte aynı ortamda yetiştirmeyi denediler. Sonuçta fare hücrelerinin insan hücrelerine gerekli desteği verebildikleri ve 3 boyutlu mini-böbrek dokusunun oluşumuna katkıda bulunabildikleri ortaya çıktı. Bir sonraki adım olarak, Belmonte’nin grubu, ellerindeki formülü polikistik böbrek hastalığı taşıyan hastadan alınmış hücrelerde denediler ve benzeri olumlu sonuçlarla karşılaştılar. Özellikle şu an için gen terapisinin polikistik böbrek hastalığında uygulanamaması nedeniyle elde edilen sonuçlardan yararlanılarak ilaç tedavisinin ileride mümkün olabileceği düşünülüyor.