İzmir Gaziemir’de; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lisans verilmiş bir kurşun ve akü geri kazanım tesisinin bahçesinde 2007 yılında tespit edilen tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile ilgili 2011 yılında bir gazete haberi ile öğrendiğimiz “İzmir’in Çernobili” olarak anılan atık alanı; 2021 yılına geldiğimiz 14 yıllık süreçte kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Odamız sürecin diğer paydaşları ile birlikte alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik mücadelesine 14 yıldır devam etmektedir.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. İşte o açıklama
AKP İzmir Milletvekili Sn. Atilla Kaya tarafından 23.08.2021 tarihinde katıldığı bir TV programında paylaşılan kente ve Gaziemir süreci ile ilgili Odamıza yönelik değerlendirmeleri tarafımızca da takip edilmiştir. Mesleği gereği hukuk ve mevzuat bilgisine hakim olması beklenen kentimiz milletvekilinin söz konusu programda kente dair değerlendirmeleri ve kamuoyuna yönelik yaptığı bilgilendirmelerdeki yanlış ve eksik hususlar nedeni ile Gaziemir süreci konusunda öncelikle kendisine ve sonrasında kamuoyuna bir kez daha bilgilendirme yapma gereği duyulmuştur.
Gaziemir’de 1940 lı yıllardan itibaren faaliyet gösteren Aslan Avcı Döküm San. A.Ş. ;
İzmir İli Merkez Hükümet Tabipliği tarafından verilen 16.07.1969 tarihli GSM 1970 tarihli Sanayi verilen 07.07.1977 ÇED Kapsam Dışı .2007 tarihli İşyeri ri Kazanım Lisansı
İlgili kurumlar tarafından sorularımızın cevabı verilemezken, çevreyi kasten kirlettiği tespit edilen firmanın başka bir adreste faaliyet göstermesine izin verilirken, alanın temizlenmesi, sorumluların belirlenmesi, kesilen cezaların tahsil edilmesi, atığın kaynağı, yasadışı atık ticareti ve sorumluları ile ilgili süreçler yönetilmezken, sürece ilişkin hususlar kamuoyundan gizlenirken; yavuz hırsız misali “Çevre Bakanlığı tarafından denetlenen ve yasal olarak her türlü izni bulunan” çevre sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresine sponsor olmasını gündeme getirerek Gaziemir’de yapılmayanları, verilmeyen cevapları göz ardı etmek neyin sponsorluğudur?
Program kapsamında Sn. Atilla Kaya tarafından; “kirletene bakmıyorlar, Belediye izin vermiş bize soruyorlar, hep birlikte halt yiyorlar gibi ifadeler kullanılmıştır. Kentimizin milletvekili ve aynı zamanda bir hukukçu olan kendisine; Gaziemir’i, kusur, ceza, kamusal denetim, yetki ve sorumluluk kavramlarını bir kez daha hatırlatmayı görev sayıyoruz.
Gaziemir süreci 2002 yılından bu yana devam eden iktidarın kamusal denetim ve sorumluluktan uzak çevre politikasının yansımasıdır.
Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından söz konusu inceleme ve uygunluk değerlendirmeleri yapılarak, 2007 yılında Çevre Mevzuatı ve ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında Geri Kazanım Lisansı verilmiştir. Çevre Mevzuatına göre geri kazanım lisansı verilen işletmelerin uygunluğu, denetimi bugünkü adı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğundadır.
Çevre Bakanlığından lisans almış bir geri kazanım tesisinde atık bertarafına yönelik denetim, izleme ve uygulama yetkisi Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.
2007 yılında tesiste yapılan denetimde tespit edilen tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile ilgili süreç kamuoyundan gizlenmiştir.
Kamuoyunun haberdar olduğu 2011 yılından itibaren Çevre Bakanlığı tarafından alanın temizlenmesine yönelik çalışmaların yapılacağı belirtilmiş, süreçler yürütülmüş, bugüne geldiğimiz 14 yılda alanın temizlenmesi ve sürecin tüm sorumluların tespitine yönelik çalışma yapılmamıştır.
Radyoaktif ve tehlikeli atıkların üzeri toprak ile örtülerek çevre ve halk sağlığına zarar vermediği ifadesi yanlıştır. Alana yönelik Çevre Bakanlığı tarafından hazırlatılan raporlarda; alanda toprak ve su kalitesindeki radyoaktif ve ağır metal kirliliği analizler ile belirtilmiştir.
Alanın temizlenmesi, ilgili süreçlerin yürütülmesi, ve bedelinin kirletenden tahsil edilmesi ve gereğinin yapılması Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.