Hormona duyarlı olan bu iyi huylu tümörler, üreme çağı boyunca yavaş yavaş büyürken menapozdan sonra kadınlık hormonlarının azalmasıyla birlikte küçülmeye başlıyor.
Peki, sebebi tam olarak bilinmeyen ancak ailevi geçiş ve genetik yatkınlığın sorumlu tutulduğu bu iyi huylu tümörler huy değiştiriyor mu? Kansere dönüşme riski taşıyor mu?
Neolife Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gonca Saraç, "Myomların yüzde 50'si, muayene sırasında tesadüfen bulunur ve hiçbir şikayet vermezler. Şikayet oluşturan myomların neden olduğu belirtiler ise, myomun rahim içindeki yerine ve büyüklüğüne göre değişiklik gösterir. Rahimin içindeki adet gören tabakaya yakın olanlar, adet kanamasının fazla olmasına, sancılı adetlere ve kansızlığa neden olabilirler. Rahimin dış kısmına yakın olanlar ise etraf organlara yaptıkları bası nedeniyle sık idrara gitme, kabızlık, şişkinlik ve kasık ağrısı gibi şikayetler oluşturabilirler. Gebe kalmak isteyen kadınlarda, myomlar bulundukları yere ve büyüklüğüne göre, gebelik şansını azaltabilir, düşük ve erken doğuma neden olabilirler." şeklinde konuşuyor ve myomların binde bir oranında hızla büyümesi ve kanserleşmesi ihtimalinin bulunduğunu belirtiyor.
Bazı araştırmacılar, iyi huylu myomların zaman içinde kanserleşmediği ve doğrudan malign bir hastalık olarak başladığını kabul ediyor. Ultrasonografi veya MRI gibi görüntüleme teknikleri ile iyi huylu myomları, kötü huylu myomlar olarak adlandırılan leyomyosarkomdan ayırt edebilme imkanı maalesef yok. Ancak, hızlı büyüme veya menapoz sonrası büyümenin devam etmesi kötü huylu myomların teşhisinde en önemli belirti olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle myomların, düzenli muayenelerle takip edilmesinin olası olumsuz gelişmelerin erken teşhisi için ön koşul olduğu vurgulanıyor.