Mersin’de 10 yılı aşkın süredir sağlık alanında “Mersinlilerin sağlıkta güvenilir markası” sloganıyla hizmet veren Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi yönetimi, 45 hekim ve 220 yataklı kurumsal kimliği ile (A grubu) bir hastane olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Uluslararası düzeyde örnek bir sağlık kuruluşu olarak hizmet veren Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi yönetimi düzenlediği basın toplantısı ile, ‘kapandığı’, ‘personelin maaşlarının ödenmediği’ iddialarını yalanladı.
“KONKORDATOYA İLK BAŞVURAN FİRMAYIZ”
Toplantıda açıklamalarda bulunan Özel Mersin Ortadoğu Hastanesi Yönetim Kurulu eski Başkanı Dr. Engin Şahin, “Bildiniz üzere şehrimizin A gurubu 220 yatak kapasitesine ön izinler dahil sahip bir hastaneyiz. 324 personel istihdamı sağlıyoruz. Bünyemizde 56 hekim bulunuyor. Bunların 16’sı akademik kadroda bulunuyor. 2018 Mart ayından itibaren konkordato süreci yaşıyoruz. İlk başvuran firmayız. Aradan geçen sürede akil ve adilane bir yaklaşım içerisindeyim. Burası bir sağlık kuruluşu. Konkordato kanuna, istihdamı korumak, iş yerlerinin kapanmaması üzeren iyi niyetli bir kanun, Bu kanun kapsamında İŞKUR maaş ödemeleri kapsamında gerekli desteği bağlıyor, kanunu özü bu. Ayrıca kanunun özüne göre; konkordato ilan etmiş firma alacak ve verecekliler ile masaya oturup, anlaşsın ve bir ödeme planı oluşturması hedefleniyor. Yüzde 90’ının üzerinde bir rakamla firmalar bazında bizimle beraber çalışan işletmelerle belli bir anlaşmaya vardık. Bankalar konusunda da yapılandırma sürecine girdik. Ancak özel bankalardan devlet bankalarındaki hassasiyeti görmedik. Devlet bankaları gayet olumlu ve yapıcı olarak süreci yürütme çabası sergilediler” ifadelerini kullandı.
SGK ve vergi borçlarından dolayı hastanenin iflasının istendiğini açıklayan Şahin, “Çıkarılan kanunun amme alacakları bölümünde; icraların takibinin durdurulması, SSK prim ve vergiler dahil tüm alacak için herhangi bir dokunma yapılmaması görüşleri var. Biz SSK primleri konusunda zaten zorlu bir sürecin içindeyken SSK primlerini aksatma durumuna düştük. Konkordato ile ilgili 9 Eylül tarihinde geçici sürecimiz bittikten sonra 6 aylık bir ek süre daha aldık. Ancak SGK ve vergi dairesine olan borçlarımızdan dolayı yapılandırma taksitlerimizi ödeyemediğimiz için sıkıntı yaşadık. Hastanenin iflası istendi. Burada acı olan hükümet tarafından iyi niyetle çıkarılan bir kanunun olmasına rağmen, kanunda amme alacaklarının durdurulmasına ilişkin bir madde olmasına rağmen mahkemede SGK ve vergi dairesi avukatları hastanenin iflasını isteyerek, konkordatonun sona erdirilmesi istendi” şeklinde konuştu.
“ESNAF VE İŞÇİLERİN BORCU NAMUS BORCU”
154 esnafın, 143’ü ile anlaştıkları konkordatonun iptal edildiğini açıklayan Şahin, “Biz itiraz ettik ve bölge mahkemesine başvurduk. Ancak bu süreçte çok sıkıntı içerisine girdik. Daha sonra avukatlarımız 14 Ekim 2019 tarihinde yeni bir konkordato ilan ettiler. Bu farklı mal varlığının terki kapsamında ki bir konkordato. Konkordato döneminde 3 hükümet komiseri denetiminde faaliyetlerimizi yürüttük. 154 esnaf arkadaşımızın 143’ünün Ortadoğu Hastanesi’ne gösterdiği güven bizim için gurur verici. Bizim için esnaf ve işçilerin alacaklarını ödeyebilmek namus borcu. Ama bu süreçte vergi dairesi ve SGK’nın negatif, olumsuz, savcılığa suç duyurusunda bulunacak tutumu ile bu süreç buraya geldi. Belki hatalar olmuştur ama iyi niyetli bir süreç yürütüldü” diye konuştu.
“SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN BU FERYADI DUYMASI GEREKİYOR”
Mersin Ortadoğu Hastanesi’nin neden konkordato ilan ettiğini açıklayan Şahin, “Çünkü, 2016 darbe girişiminden sonra bile yatırım yapmaktan vazgeçmedi. 100 yataklı 5 bin metrekare alana sahip hastaneyi 15 bin metrekare ve 220 yatak kapasitesine çıkardık. 2017 Eylül ayından buyana Sağlık Bakanlığı’ndan yatak, kapasite artışları konusunda istediğimizi izinleri alamadık. Ön iznimizde 35 yataklı görülen yeni doğan yoğun bakım ünitemiz gerekli izinler alınamadığı için 2,5 yıldır çalıştırılamıyor, bomboş duruyor. Yaptığımız yatırımı devreye almakta sıkıntılar yaşadık. Ortadoğu Hastanesi çalışacak, üretecek, istihdamını koruyup, alacaklılarına ödeme yapsın istiyorduk. Bunu başarabilecek bir hastane burası. Bundan emin olmasam bu kadar büyük bir çabanın içine girmem. Ayrıca üst düzey doktor arkadaşlarımız da bize güvenerek bizimle birlikte çalışmaya devam ediyor. Ama Sağlık Bakanlığını artık bu feryadı duyması gerekiyor” dedi.
“BU YASA İŞÇİNİN HAKKINI KORUMAK İÇİN VAR”
Söz konusu yatakların ve yatırımların izinlerinin verilmesi gerektiğini belirten Şahin, “Mersin Ortadoğu Hastanesi dolaylı olarak 5 bin insanı ilgilendiriyor. İkinci bir Doğuş Hastanesi vakasının yaşanmaması gerekiyor Mersin’de, bu çok acı olur. Bir iş icra, iflas takibine kaldığı takdirde süreç 5 yıl sürüyor. Gözde Hastanesi’nin satışından elde edilen para aradan 6 yıl geçmesine rağmen işçilere ulaşmadı hala. Hükümetin çıkardığı konkordatonun özü bu; işçinin hakları korumak, işsizliğin önüne geçmek. Bizi korumak için çıkarılmış bir kanun değil bu kanun. Ortadoğu Hastanesi Mersin için bir değerdir. Şuanda bile gayet iyi performans gösteriyoruz 35 yoğun bakım yatağımızın tamamı dolu ve en iyi şekilde hizmet veriyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın artık bizim sıkıntılarımızı giderecek, sadece bizim değil tüm hastanelerin sıkıntılarını giderecek bu feryada cevap vermesi gerekiyor. Yoksa bu işletmeler ayakta kalamaz” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK TURİZMLERİ KONUSUNDA CİDDİ TALEPLER VAR”
Irak ve Suriye gibi Arap ülkelerinden sağlık turizmine yönelik çok ciddi talepler aldıklarını dile getiren Şahin, “Bu alanda teşvik alamamamıza rağmen tanıtım çalışmaları yapıyoruz ve çok da güzel geri dönüşler alıyoruz. Sağlık turizminden elde edilmiş her döviz bizim öz sermayemizdir. Kaliteli hastaneler arttıkça sağlık turizmindeki payımız da artar. Ama bu işletmeleri icra iflas kanununda boğmak SGK’nın, vergi dairesinin işi olmamalı. Bizim borcumuz olabilir kanunlar, ödeme planları var. Konkordatoyu tasdik ettirdiğimizde biz o borçları ödemekle mükelleftik zaten. Ama Konkordatonun tasdik olmasından sonra borçlarımızı ödemek zorundayız bu tartışılmaz bir gerçek. 154 esnafın 143’ünün evet dediği bir Konkordatoya SGK ve vergi dairesi avukatlarını iflas diyerek karşı çıkması ne demek? Anlaşmaya vardığımız inanlar nasıl alacaklar paralarını? Bu işin sefasını süren bensem, cefasını çekmekte bana düşer. Esnafla anlaşmış, bankalarla anlaşma planlarını imzalamış bir kuruluşu iflas ettirmek ne demek? Buranın kapanması bir dakika sürer. Türkiye’nin hiçbir yerinde SGK’nın, vergi dairesinin böyle bir tutumu yok! Kanun da bu konuda açık ve net! Mersin SGK İl Müdürlüğü ve Vergi Dairesi Başkanlığı’nın tutumu işi buraya getirdi” şeklinde konuştu.
“BU HASTANE KENDİNİ AYAĞA KALDIRABİLİR DURUMDA”
2018 Nisan’da daha kötü bir süreç geçirdiklerini ancak şuan iyi bir süreç içerisinde olduklarını kaydeden Şahin, “Bu hastane kendini ayağa kaldırabilir ve yürütebilir halde. Vergi borcunu da SGK borçlarını da ödeyebilecek kapasitede. Üstelik bu ülke ekonomi bir terör saldırısı altında. Bu kanun zaten bu nedenle bizleri yaşatmak için kuruldu. Devletin çıkardığı bir kanun devletin kurumları tarafından sorgulanır ve iptal edilir hale geliyor.
Konkordato sürecinde 2 milyon TL’ye yakın işçi tazminatı ödedik. Kapansaydık nasıl ödeyecektik? Bu tutum kamuoyunun bilmesi gereken bir tutum. Bölge İdare Mahkemesi’ndeki itirazımız nasıl sonuçlanır bilmiyoruz ama biz her şeyi hükümet komiserlerinin denetiminde bir süreç geçirdik ve kanun ne gerektirdiyse onu yaptık. Hatalarımız olmuştur belki ama bu kapatılmamız anlamına mı gelmeli?
Vade konkordatomuzun devam edeceği konusunda umutluyum. Mersin Ortadoğu Hastanesi konkordato sürecine rağmen en fazla sahip hastaneydi, işlerimiz iyiydi. Konkordato devam etseydi biz bu süreci gayet rahat bir şekilde götürürdük. Süreç düzeldikçe, ekonomi rahatladıkça yeni teşvikler, destekler geliyor. Her yeni gün umuttur, fırsattır” diye konuştu.
“ÇALIŞMAMIZ ÜRETMEMİZ LAZIM”
Önceki konkordatonun tasdik edilmediğini, mahkeme sürecinin devam ettiğini aktaran Şahin şunları söyledi: “İkinci bir konkordato devam ediyor. Ama bu süreçte biz yine esnafa para ödeyemiyoruz. Konkordato iptal edildiği için esnaf yine bekleyecek, yazışmalar yapılacak. Konkordatonun iptali demek buranın iflası demek. 2018 Nisan ayında buranın cirosu 600 bin TL’ydi, ben istihdamı koruyup, doktor kadrosunu tekrar oluşturuldu, eksiklikleri tamamlayarak 5 milyon TL’ye çıkardım. Ama yeni doğan yoğun bakım yatırımımı hayata geçiremedim. Benim inancıma göre; Sağlık Bakanlığı’nın defansı sadece bize değil özel hastanelere yönelik genel bir tutum. Ruhsatsal sıkıntıları büyük hastanelerde yaşıyor. Bu durum artık özel hastanelerin feryadı. Çünkü bizim çalışmamız, üretmemiz lazım. İcra iflas ile hükümet bu işlerin biteceğine inansaydı hükümet bu kanunu çıkarmazdı.”
Mersin Hakimiyet