Hipertansiyon, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sık görülen, önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor. Aynı zamanda kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı, erken ölüm gibi durumlarla da yakın ilişkili bir hastalık olan hipertansiyon hastalarında baş dönmesi, baş ağrısı, sersemlik hissi, dengesizlik, ateş basma duygusu, görme bozuklukları, ani görme kaybı gibi şikayetlerin görülebildiğini belirten uzmanlar, hastalığın tamamen sinsi bir şekilde ilerleyebildiğini söylüyor.
Hipertansiyondan korunmanın önemine vurgu yaparak hastalıktan korunma yollarını anlatan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji UzmanıDr. Utku Şensoy, ilerleyen dönemlerde geri dönüşü olmayan organ hasarı ile karşılaşıldığında tedavinin zor ve yetersiz olduğunu ifade etti.
"KAN BASINCININ YÜKSEK OLMASI HİPERTANSİYON OLARAK TANIMLANIR"
Hipertansiyonun yüksek kan basıncı demek olduğunu söyleyen Dr. Şensoy, "Hipertansiyon, milimetre civa (mmHg) olarak ifade edilir. Her ne kadar halk arasında 'tansiyonum 12'ye 8' gibi yuvarlanarak ifade edilse de doğrusu 'kan basıncım 120/80 mmHg' demektir. Sistolik kan basıncının (büyük tansiyon) 120 mmHg ve diyastolik kan basıncının (küçük tansiyon) 80 mmHg olması en uygun tansiyon değeri olup, Türk Hipertansiyon Uzlaşı Raporuna göre, kan basıncının 140/90 mmHg'nin üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanır. 80 yaş üzerinde olanlarda sistolik KB'nin 150 mmHg'ye kadar kabul edilebilir olduğu bildirilmektedir" dedi.
"TANSİYONU DÜŞÜRMEYLE İYİLEŞİLMİYOR"
Türkiye'de yaklaşık her 3 hastadan birinde hipertansiyonun mevcut olduğunu aktaran Dr. Şensoy, bu hastaların da yüzde 50'sinin hasta olduğunun farkında olduğunu ve bu sayının da yarısının tedavi olduğunu bildirdi.
En çok yapılan hatanın tansiyonu düşürmeyle hastaların iyileştiğine inanılması olduğunu aktaran Dr. Şensoy, "Biz durumun ciddiyetini kabul etmesek de hipertansiyon dünyada her yıl 9.4 milyon insanı bizden ayırıyor. Hasta, mutlaka bir kardiyologa görünmeli. Çünkü en çok yapılan hata, tansiyonları düşürmekle iyileştiğimize inanmamız. Ancak yüksek tansiyon zaman içerisinde kalp duvarlarında kalınlaşma ve kalp yetersizliğine yol açıyor. Hastalar ilerleyen yıllarda nefes darlığı ile karşımıza geliyor. Yüksek tansiyon kalpten çıkan ana damarda (aort damarı) genişlemeye neden oluyor. Belli genişlemenin üzerinde aort damarında yırtılma tehlikesi ile karşı karşıya kalınıyor. İşte bu yüzden, tansiyon kontrol altına alınsa bile hipertansiyonu olan bir hastaya ekokardiyografi (kalp ultrasonu) yapılması zorunlu kabul ediliyor. Hipertansiyon kalp damar hastalıkları ve kalp krizinin de en büyük risk faktörlerinden biri olduğu için mutlaka hastanın damar hastalıkları açısından değerlendirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.